Adalet'ten şaşma, iktidarı kaptırma!
Başbakan bazen hükümetin icraatlarına taş konulduğunu söyleyerek yargıyı şikayet ediyor. Yapacakları birçok işi yargı bürokrasinin gerekçe göstermeden yasaklaması, haklı olarak Başbakan'ı üzüyor.
Liberal, ulusalcı, demokrat, solcu, sağcı ne kadar gazeteci ve aydın varsa hepsi şu minvalde konuştu: "Başbakan'ın şikayet ettiği kuvvetler ayrılığının alternatifi diktatörlüktür. Başbakan ne demek istiyor?"
Yargının eleştirilmesine en şiddetli tepkiyi gösteren CHP çevresi ve ulusalcılar, Başbakan bu kez Silivri'de yatan askerlerin uzun tutukluluk sürelerine tepki gösterince şok oldular. Başbakan yine yargıyı eleştiriyordu ama bu kez haklıydı (!)
***
"Başbakan yargıya müdahale ediyor" diyenler yargının hiç de oralı olmadığını görmek istemiyor.
Geçen yıl üçüncü yargı paketi geçtiğinde Adalet Bakanı Sadullah Ergin "Şu anda hakimin takdiri ile tahliyelerin önünde bir engel yok" demişti. Yani uzun tutukluluk sürelerinde yaşanan adaletsizlikleri önlemek için hakimlerin tutuklu lehine yorumda bulunabileceğini söylüyordu. Ama olmadı.
Sonra birçok hükümet yetkilisi ve Başbakan da yukarıdaki "yorumu" ima eden açıklamalar yaptı ancak yine bir şey değişmedi.
***
Başbakan geçen hafta bir televizyon programında da uzun tutukluluk süreleriyle ilgili rahatsızlığını tekrar dile getirdi. Ve önceki gün de Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile ortak basın toplantısı esnasında Başbakan, '' Bu konuda 4'üncü yargı paketinde yeni bir düzenlemeye gerek yok ama bu anlayışın değişmesi lazım diye düşünüyorum ve gerekli düzenlemeler zaten var, kararı elbette yargı verecektir... Tutuksuz yargılanmaları mümkündü. Dilerim hakimler ellerini çabuk tutar '' diyerek çok açık konuştu.
***
Aslında ideolojik değil de adalet, vicdan ve merhamet noktasından bakılınca, uzun tutukluluk sürelerine herkes itiraz eder. Düşünsenize suçu sabit olsa alacağı ceza 3,5 yıl olan bir insan 4 yıldır tutuklu. Yarın karar kesinleşse bile fazladan yattığı süreyi devletin sadece tazminatla telafi etmesi maşeri vicdanı tatmin eder mi?
İçeride yatan insan suçlu, haksız, asker, sivil, terörist, ateist, katil vs. olabilir. Başbakan'ın dediği gibi "Kesersiniz cezasını, verirsiniz hükmünü biter."
Kanser olduğu için mamayla beslenen, açık kalp ameliyatı olduğu için hapishanenin revirinde kalması bile sağlıksız olan insanları içeride tutmak adalete olan inancı zedeler.
***
Şimdi ikisi de vefat etmiş olan Türkan Saylan ve İlhan Selçuk gibi seksen yaşın üzerindeki insanların sabah 05'te evlerinden alınmasının yanlışlığını yıllar önce Gerçek Hayat dergisindeki köşemde yazmıştım. Aynı şekilde yurtdışında olduğu halde ifade vermeye gelen eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün tutuklanmadan da yargılanabileceğini yazmıştım.
Binlerce genç kızın geleceğini karatmaktan sorumlu olabilir Gürüz ama en azından Dalan gibi kaçmayı tercih etmeyip Türkiye'ye dönerek ifade vermeye gelmesi, kaçma tehlikesinin ortadan kalktığını gösteriyordu. Ama mahkeme hem de "yurtdışına kaçma tehlikesi" gerekçesiyle onu tutukladı.
***
Geçen sene Güneydoğu'da birkaç ili gezmiştim. Özellikle Diyarbakır'da KCK tutuklamaları ile ilgili çok soru vardı kafalarda. Açıklamalarla, yapılanların tezat oluşturduğunu düşünüyorlardı.
Mesela Oslo görüşmelerinin devam ettiği bir zeminde başlamıştı KCK tutuklamaları. Oslo'da ise eline silah almamış insanların siyaset yapması dahi konuşuluyordu. Ama şehirde yaşayıp şiddete bulaşmamış binlerce insanın tutuklu olması ve bir türlü tahliye edilememesi çelişkili bir tutum olarak görülüyordu.
***
Yargı başta olmak üzere bürokrasideki atanmışlar, "seçimle" iş başına gelmek gibi bir kaygı taşımıyor. Ama geniş halk desteğiyle iktidarda kalarak vesayet düzenine son vermek için çabalayan, iç ve dış düşmanlarla mücadele eden, demokratikleşme noktasında devrim gibi icraatlara imza atan, terör belasına son vermek için elini taşın altına koyan AK Parti "halk desteği"nden mahrum kalamaz.
Bir siyasal parti iktidar olabilmek için her kesimin oyuna taliptir. Örneğin AK Parti'nin Güneydoğu'da BDP'yi ikiye katlamasının altında da seçmene verilen bu "adalet" hissi yatar.
Denklem bu kadar basit; adaletten şaşmadığını hissettirdikçe her kesimden oy alarak iktidarını sürdürebilirsin...