Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.97
Gram Altın
2430.04
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Eylül 2021

Adalet ve merhamet

20 Eylül 622...

Veda Tepesi’nde gözler.

Çocuklar, gençler, yaşlılar, kadınlar erkekler damlarda, yollarda Allah’ın Elçisi’ni bekleşmekteler…

1399 yıl önce…

Yatağına Hz Ali’yi yatırır, Mekke’den Medine’ye Hz. Ebu Bekir’le yola çıkar, Peygamber Efendimiz…

Bayrak Şairi Arif Nihat Asya:

“ Gözleri perdeleyen toprak,

Yüzlere serptiğin topraktı…” diyerek hatırlatıyor…

Veda Tepesi’nden kendilerine doğru gelen bu kutlu yolcuları zılgıtlarla, şarkılarla karşılarlar Medineliler…

“Ay doğdu üzerimize

Veda Tepesi’nden

Şükür gerekti bizlere

Allah'a davetinden…”

İstiklâl Şairi de:

“On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi,

Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!” diyerek anlatıyor…

Mekke’nin nasipsizleri, üzerlerine doğan rahmet ve merhamet Peygamberini yalanladılar, kız çocuklarını kendi elleriyle toprağa gömerek katletmeye devam ettiler.

Cehaletin kalpleri taşlaştırdığı günlerdi.

Yine İstiklâl Şairi Mehmet Akif’in ifadesiyle:

“Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;

Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!

Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin

Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi.”

O gün ve bugün…

Küfür ve iman…

Müşrik ve Mü’min…

Eba Eyyüp El Ensarî’ye misafiri olur lemlerin Efendisi…

Ensar ve muhacir kardeşliğini bir nimet bilir, Medine.

İlk ezanı okur, Hz Bilâl.

8 yıl sonra döner (Ocak 630) Mekke’ye 10 bin ashabıyla Hz. Peygamber…

Her güne bir put dikilen Kâbe’den putlardan temizlenir. 360 put yıkılır…

Adalet ve merhamet çağının adı: Asrı Sadet…

Ve ümmet bayrağı daha ilerilere taşır, İlayı kelimetullah adıyla.

Fetihler devam eder.

Hz. Ömer, 638’de Kudüs’ü fetheder.

Bir 15 Temmuz günü 1099’da Kudüs’ü zincire vurur Haşaşiler’in ihanetiyle Haçlılar.

88 yıllık esareti Selahaddin Eyyubî sona erdirir yine bir 20 Eylül’de ( 1187) kuşatmasıyla. 2 Ekim’de Kudüs fethedilir.

Şimdi de yine fethini beklemekte Kudüs…

***

Eba Eyyüp El Ensarî, 668’de İstanbul’un fethi için gelir, surlarda şehit düşer.

Fatihini bekler, tam 785 yıl…

29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet, yıkar köhne Bizans’ın zulmünü.

Cuma namazını Ayasofya’da kılar. Müjdelenmiş şehir, yeni bir medeniyete uyanır, ebediyen…

Kardeş olur, Mekke, Medine ve Kudüs’le.

“Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur./ Ay ve Güneş ezelden iki İstanbulludur” diyerek tasvir eder, bu şehri, Şairler Sultanı.

Ve ezanlar susar, mahzunlaşır fethin sembolü Ayasofya. 86 yıllık hasret 20 Temmuz 2020’de son bulur, Fatih’in evlatlarının mücadelesiyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himmetleriyle…

Bir türedi tayfanın: “Zulüm 1453’te başladı.” hezeyanına hiç bu kadar üzülmemişti Ayasofya…

Allah’a savaş açanların damarlarındaki kin fışkırdı her on yılda bu ülkede, ümmet coğrafyasında.

Allah ve ahlak kelimesini yasaklayanlar, ezanı da yasakladılar. 18 yıl ezan duymadı bu aziz milletin evlatları.

16 Haziran 1950’de ezanı aslına göre okuma hürriyeti veren Başbakan Adnan Menderes ve iki dava arkadaşı; Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı yine bir eylül günü (16 Eylül 1961’de iki bakan,17 Eylül’de de Menderes) asılarak şehit ettiler.

Sonraki darbeciler de aynı ihanete devam ettiler.

Şimdi, ümmet yeni zaferlerin arifesinde.

Karanlığın en koyu olduğu zaman, sabahın yakın olduğu zamandır.

80 milyona yakın mülteci ve milyonlarca şehit edilmiş bir ümmetin davasını omuzlayanlar, “Sefer bizden, zafer Allah’tandır diyerek imanla, sebatla yürümekteler.

Çağdaş müşriklerinin tuzakları, hileleri ve ittifaklarının Allah’ın adaleti karşısında bir örümcek ağının hükmü kadar bile hükmü yoktur.