Açlar ve Tam Kapanma

İnsan tok olduğu ve bir sürü imkânlar sahibi olduğu halde “açız” diyor ise birçok şeyin mesela; şükrün ve vicdanın açlığını yaşıyor demektir.

Terörist virüs pandemi yüzünden kaçınılmaz bir tedbir olan bu tam kapanma günlerinde iki türlü aç var: Bir kısmı CHP’nin yalanlarıyla akılları zehirlenmiş, mideleri tok açlar, bir diğer kısmı ise; memlekette yapılan hizmetlerle gözleri tok, şuurları tok ama ramazan orucuyla gerçekten aç olanlar…

İki açlık hakikatte birbirlerinden fersah fersah uzaktır... İlk kısım açların algıları hiç doymayan küresel ve yerli hainlerin elinde esir olmuş ve buldukları her fırsatta İslam’a saldırmayı fakat LGBT gibi her ahlaksız yapıyı candan desteklemeyi kendilerine vazife edinmişlerdir. İkinci kısım açlar ise; Allah’ın emriyle kulluğun gereği oruç ile açlar ve vatan millet şuuruyla daima emperyalistlerin tehlikelerinden haberdarlar ve asla küffarla işbirliği yapmayacak kadar imanlı açlardır... Ayrıca aç ölürüz ama bu vatanın zararına hainlerle aynı safta yer almayız bilincindedirler… Bu vicdan sahibi ikinci açlar, ramazan haricinde de aç kalsalar; isyan etmeden, halel dairesinden ellerine geçen birkaç lokma ekmeği yer, şükreder, dalgalanan al bayrağın gölgesinde minarelerden yükselen ezanla: “Allah büyüktür” der önüne bakar…

İstisnalar hariç, CHP'nin açları tam kapanma ile şükrü ve kanaati ihtiraslara feda ederek, yazlıklara, sahillere koştular, altlarında lüks araçları ve pahalı içkileriyle…

Gerçek açlar ise tam kapanma ile zaten oruçluydular iftarı beklerken akıl açıcı ve tam uyanıklık sağlayan Kur'an ayetlerini okurken insanlığın bu salgın afetinden kurtulması için ve dünyadaki hakiki açların hem gıdaya hem de iman nimetine kavuşmaları için oruçlu ağızlarıyla dua ediyorlar…

CHP’nin ve malum çevrelerin yalanlarıyla büyülenmiş tok açlar, tam gaz yollara dökülürken, geçtikleri yolu Samanyolu Galaksisine benzettiler; arabaların farları ile sel gibi aktılar… Işık hızıyla virüsten kurtulacaklarını sanıyordular ama bu kalabalıklarda pandeminin ışık hızında yayılacağını belki de bilerek unuttular.

Gerçek açlar ise bu tam kapanmada, ışıktan hızlı tefekkürleriyle yaradılış gayesini ve tüm varlık âleminin vazifelerinin ne olduğunu bu mübarek gecelerde düşünüyorlar ve bu musibetten insanlığın kurtuluşu için yine ışıktan hızlı bir şekilde Allah’a yakarıyorlar…

Malum açlar tam kapanma başlamadan karınları tok ve cepleri şişkin lüks araçlarıyla Erdoğan’ın yaptırdığı göz alıcı yollardan, köprülerden, aşk ile ayakta duran köprüyollardan, kebap gibi döner kavşaklardan geçerken karınları şiş şekilde küfür ettiler, nankörlük nirvanasına ulaştılar…

Gerçek açlıkla bu ramazanda yola çıkanlar ise aynı köprülerden, yollardan geçerken boş mideleriyle ama gönül yoğunluğu ve minnettarlığıyla Erdoğan’a dua ettiler… Yollarda mola verip mesafe kuralına dikkat ederek namazlarını kılıp, kalp doluluğuna daha çok kıymet verdiler... Devletin bütün imkânlarıyla milleti aşılamasına, ihtiyaç sahiplerinin yanında gerçek devlet gibi durmasına teşekkür dolu alkışlarını sundular…

Malum açlar tam kapanmayı fırsat bilip, sahiller ve yazlıklar için yollara dökülürken, ecel cellâdı sanki peşlerinde yokmuşçasına çılgınca eğlencenin hayallerini kurdular… Gerçek açlar ise oruçla Allah için aç kalmanın verdiği huzur ile kalplerini muhabbete, dillerini şükre ev sahibi etmenin verdiği coşkuyu yaşayıp, bütün insanlığın İslam’la şereflenmesine ve orucun verdiği şifaya kavuşmasına en aç şekilde dua etmeye devam etmekten huzur alıyorlar…

Hâsılı kelam: Allah cümlemizi hakikatleri anlama açlığından, yapılan muhteşem hizmetleri görememe körlüğünden ve ahlak – iman açlığından muhafaza etsin. Bu salgına rağmen devletin imkânlarını millet için seferber eden Erdoğan’a Yüce Mevla sağlık sıhhat versin. Unutmayalım: Erdoğan, ecdadımızın gelecek nesiller için yani bizler için yapmış olduğu hayırlı duaların bir semeresidir, Allah başımızdan eksik etmesin.