Acı, umut ve can pazarı!..
Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık
ve Elbistan olan depremlerin ardından 3 gün geçti. Durum vahim değil, vahim
ötesi!.. Türkiye, dünyada eşi benzeri olmayan felaketin altında inim inim
inliyor!.. Öyle bir inilti, öyle bir çaresizlik içindeyiz ki, tarifi yok!..
Deprem bölgesinde gece gündüze
karıştı. Bir ses, bir nefese ulaşılmak için zamanla yarışılıyor... 10 vilayet, 110
bin kilometrekare alan ve 13 milyon 500 bin kişinin yaşadığı bölgeye yayılan
enkaz yığınları arasındaki umutlar her geçen saniye azalıyor!.. Eğitime ara, Millî Yas, Olağanüstü Hâl
ilanı ne kadar zorda, ne kadar darda olduğumuzu gösteriyor!..
Depremin acımasızca vurduğu Kahramanmaraş,
Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya,
Diyarbakır ölümcül yara aldı!.. Bu şehirlerin yeniden ayağa kalkması için
yaralarının acilen sarılması gerekiyor. Zaman ilerledikçe hayatta kalanları
artık deprem değil, hipotermi, havasızlık, susuzluk, açlık
öldürüyor.
*
“İmdat!.. Sesimizi duyan var mı?..” çığlıklarını
duyan vicdanlı yürekler tarifi olmayan acının umuda dönüşmesi, bir cana nefes
olabilmek için ölümüne depremzedelerin yardımına koşuyor... 61 bin kişilik arama
kurtarma ekipleri canla başla enkaz altından gelecek bir sese, bir nefese
ulaşmak için canhıraş çalışıyor... “Mucizeler,
umutlar tükendiği zaman belirir” denilir ya, kahramanlar bu duyguların
hayat bulması için savaşıyor... Enkaz altından mucizevî haberler aldıkça yüreğimizde
kopan sancılar azalıyor, mâtemimiz hafifliyor...
Aynî ve nakdî yardımda bulunmak için
varını yoğunu seferber eden Türkiye 7/24 uykusuz günler geçiriyor... Bir mucize
daha yaşansın, bir hayat daha kurtarılsın, ocaklar sönmesin diye tek yürek olan
azîz millet hem fiilî, hem kavlî duasını esirgemiyor... İmdat çığlıklarını
duyan dünyanın birçok bölgesindeki düşman ve dostlarımız “insanlık ölmedi” mottosuyla el uzatıyor...
Ne kadar bina yıkılmış, ne kadar insan
yaralanmış, ne kadar can kaybolmuş; hâlâ bilinmiyor!.. Her saniye veriler,
rakamlar değişiyor. Acımız, yaramız derinleşiyor!.. Mâtemimiz ağırlaşıyor!.. Karın,
yağmurun, ayazın altında çaresizce bekleyen 13 milyon 500 insan “yardım seferberliği” ile ulaşacak
çadır, giyecek ve yiyecekleri bekliyor.
Hem maddî, hem de manevî hasarımız
büyük!.. Acımız daha büyük, öyle büyük ki tarifi yok!.. Bütün kayıplara rağmen
Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman,
Malatya, Diyarbakır çaresiz değil!.. Türkiye bütün sevinçlerinde olduğu gibi acılar
karşısında da tek yürek!..
***
Ölüm ile hayat arasında gelgitlerin
yaşandığı, tırnaklarla kazılan umutların azaldığı anların zirvesindeyiz.
Depremin üçüncü gününde yapılan açıklamalara göre enkazdan kurtulanların sayısı
8 bini geçerken, hasar gören bina 6 bin 444’ü, yaralılar 52 bin 979’u, can
kaybı 9 bin 57’yi buldu. Bu sayının daha da artmasından endişe ediliyor.
***
İYİ DOST KÖTÜ GÜNDE ÇAĞRILMADAN GELENDİR
Kadim kardeşliğin, ahde vefanın simge
ülkelerinden Pakistan yine zor günümüzde alicenaplığını gösterdi. Tıpkı İstiklâl
Savaşı’mızda kulaklarındaki küpelerini, kollarındaki bileziklerini sıyırıp
destek oldukları gibi tutulduğumuz “Yüzyılın
Felaketi”nde ilk değerli destek yine Pakistan’dan geldi. Kendileri Muson
yağmurlarının neden olduğu sel felaketinin ağır hasarını tam onaramamasına
rağmen ellerinde avuçlarında ne varsa kargo uçağına yükleyerek deprem bölgesine
gönderdi. Bununla da yetinmeyen Pakistanlı bütün memurlar 1 günlük maaşını, Bakanlar
Kurulu’nun tüm üyeleri ise 1 aylık maaşını Türkiye için oluşturulan “'Başbakanlık
Yardım Fonu”na bağışladı. Başbakan Şahbaz Şerif ise 50 kişilik arama kurtarma ekibi
ve 25 ton yardım malzemesi ile Türkiye’ye gelerek “İyi dost kötü günde çağrılmadan gelendir”in ne demek olduğunu
gösterdi.
İyi ki varsın Cive Pakistan.
***
SURİYE’DE DE CAN KAYIPLARI ARTIYOR
Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve
7,6 büyüklüğündeki depremlerde, Suriye'nin çeşitli bölgelerinde ölenlerin
sayısı 2 bin 530'a, yaralananların sayısı ise 4 bin 645'e yükseldi. Zamanla
yarışan sivil savunma ekipleri ve vatandaşlar İdlib’de arama kurtarma
çalışmalarını sürdürüyor.
***
AHLÂKSIZLARA FIRSAT VERMEYİN!..
Kapitalist sistem bazı sütü bozukları
öyle bir hale getirdi ki; insanlıktan çıkmak için fırsat kolluyor. Depremde
varını yoğunu kaybetmiş insanların mallarına göz diken ahlâksızlar, hırsızlıkta
sınır tanımıyor.
Yardımları yağmala, kiralık evlerin
fiyatını fırlat, depremzedenin biri tutmazsa diğeri mutlaka tutar!.. Yetişen
alıyor, alan kazanıyor!.. Fırsat bu fırsat; ele bir daha ya geçer ya
geçmez!.. Yahu biz her şeyi para görmeye
ne ara başladık!.. Bir memlekette vicdan tatile çıkmışsa, orada adaletin çivisi
çıkmıştır!.. Geçmiş ola!..
Ey vicdanı tatile çıkmış ahlâksızlar;
ya enkazın altında, darda, zorda, karda, yolda kalan siz olsaydınız!.. Bir
düşünün!.. Dünyaya bir defa geliyoruz; bu fırsat bir daha ele geçmez!.. Fırsatı
paradan değil, insan biriktirmekten yana kullanan kazanır!..
Azgınlıkta sınır tanımayan bu
ahlâksızlara fırsat vermeyin!..