Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Eylül 2022

AB'yi Bitirme Projesi: Rusya-Ukrayna Savaşı

Yakın zamanlarda iç ve dış basında çıkan haberlerde gördüğümüz üzere Batı’nın Rusya’ya yaptırımları nedeniyle bazı ürünler ve bazı kişiler/şirketler yaptırım kapsamına alındı. Bu ürünlerin ticaretini ve/veya bu şirketler ile ticaret yapmayı, yaptırım uygulayan ülkeler kendilerine yasakladı.

Bu yaptırım meselesini doğru anlamak lazım, Hukukî olarak Rusya ile ticaret durdurulmuş filan değil. Her bir ülke bazında, o ülkenin yaptırım uyguladığı malların ticareti yaptırım uygulayan ülke ilişkilerinde (kendi vatandaşlarına, şirketlerine ve kendisinin sistemini kullanarak yapılmasına) yasaklandı, diğer ülkelerde serbest. Yani yaptırım uygulayan ülke kendi ticaretine bir sınırlama getirmiş oldu. Aynı şey şirketler için de geçerli. Öyleyse, her bir ülke bazında yaptırıma tabi olMAyan malların ticareti serbest, yaptırım kapsamında olmayan şirketler ile iş yapmak da serbest. Mesela bazı Rus bankaları swift sisteminden çıkartıldı, ancak Rusya’nın -en büyük bazı bankaları dahil- bazı bankalar swift sisteminden çıkartılmadı. Yaptırımların ne kadar sınırlı olduğunu böyle algılamak lazım.

Yaptırımlar kimi etkiledi?

ABD’de hayat durdu mu, HAYIR…

Rusya’da hayat durdu mu, HAYIR…

Türkiye’de hayat durdu mu, HAYIR…

Orta doğuda hayat durdu mu, HAYIR…

Çin ve İran’da hayat durdu mu, HAYIR…

Türki Cumhuriyetler’de hayat durdu mu, HAYIR…

Dünya coğrafyasının çok büyük bir kısmında bu yaptırımların hayata etkisi ya sıfıra yakın oldu veya çok düşük etkili oldu. ABD dâhil yukarıda saydığımız ve saymadığımız diğer geniş coğrafyadaki ülkeler için yaptırımların negatif etkisi sıfıra yakın düzeyde oldu. Rusya için de hedeflenen “yıkıcı”, hatta “negatif” etkiyi doğurmuş değil.

AB’DE DURUM NEDİR PEKİ?

AB ülkeleri bir taraftan Rusya’yı “enerjiyi silah olarak kullanıyor, bizim gazımızı kesiyor” diye şikayet ediyorlar, diğer taraftan kendileri Rusya’ya yaptırım uyguluyorlar. Aslında bu klasik bir Avrupa’nın değişmeyen çifte standartçı yaklaşımının örneklerinden biri daha... Kendisi tutacak Rusya’ya deli dumrul gibi yaptırım uygulayacak, Rusya’da “benim ekonomime zarar vermeniz için size yardımcı olayım, siz daha güçlü olun” mu diyecek…!Yok öyle bir dünya, “kavgada yumruğun hesabı yapılmaz, hamama giren terler”.

Bugün itibarıyla, şimdilik kaydıyla, AB içinde sanayi hammaddesi sorunu yaşanıyor, enerji krizi hat safhada, duran, yavaşlayan, kapanan, kapanma yolunda ilerleyen şirketlerin ve fabrikaların sayısı her geçen gün artıyor. Kış geliyor, insanlar evlerinde soğuktan donacak vs vs, yani, AB hayalinin balonuna iğne saplanıyor. Bu süreç devam ederse Avrupa’nın birliği de dirliği de kalmayacak, dağılma süreci çok yakındır. Savaş biraz devam ederse, Brexit sonrasında, birer birer exit de gelir yakında. Zira ülkeler, ayakta kalabilmek için kaynakları kendi ülkelerine aktarmak zorunda kalacak, AB ortak politikaları ve bunların maliyetleri yerine ulusal politikalara dönmek zorunda kalacaklar.

Bu duruma tesadüfen gelindiğini de sanmayın, Birleşmiş Milletlerde görev yaptığım dönemde AB’nin ekonomi ve ticaret politikalarında Rusya’ya karşı çok olumsuz tavır içinde olduğunu müzakerelerde sıkça görüyordum. Hatta, basında da çıktığı için, ticaret politikaları uyuşmazlıkları olduğunu kamuoyu da biliyordu. AB ülkelerinin Birlik gücü ile oluşturduğu sömürgeci, çifte standartçı ve haksız ticaret politikaları AB’nin sonunu getirmiş oldu. Aslında bu savaşta iki hedefi vardı Rusya’nın; birincisi Karadeniz kıyısındaki gücünü artırmak, diğeri de AB’yi bitirmek. Birinci politika ABD’nin öncelikleri arasında mıdır veya ne kadar önemlidir tartışılabilir, ancak ikinci politika olan AB sanayi ve ticaretini ve bunun üzerinden de AB Balonunu Patlatma konusunda Rusya ile ABD’nin çıkarları ortak aslında. Sürecin ilerleyiş şekline baktığımızda da bu ortak hedefe doğru birlikte ilerleyiş olduğunu görüyoruz.

Öte yandan ABD elindeki finansal nükleer silah olan swift sistemini sınırlayarak Rusya ile olan -dolaylı ticareti- kendisine tahsisli hale getirmiş oldu. Akıllı yönetilen yaptırım ne demek? “Bu ülke ile veya şu şu sektörlerde ticareti kendime tahsis ettim, başkası hiç veya kendi istediği kadar yapmasın” demektir. ABD’nin farklı ülkeler üzerinden Rusya ticaretini aynen devam ettirdiğini biliyoruz. Olan AB’ye oldu…

AB Sonrası dönemde Türkiye’nin stratejik durumu bugünkünden çok farklı olacaktır, bu nedenle içerideki siyasetin de, yönetimin de çok köklü şekilde, ülkemizin yarınlarının parlak vizyonu ve misyonu ile uyumlu olacak şekilde gerekli revizyondan geçirilmesi şarttır. Çok acil olarak devletimizin, Anadolu irfanının derin aklı doğrultusunda, sistemsizlik sorunundan kurtulmamızı sağlayacak, bünyemize uygun bir “SİSTEM” kurgulaması şarttır.

Süreçte en karlı ülke de Türkiye oldu, ekonomik ve siyasi açıdan çok kârlı çıkma zemini oluştu bu süreçte. Zira, hiçbir mal veya şirket ile ilgili bir yaptırımımız yok, istediğimiz malı istediğimiz şirketten alıp satmak mümkün durumda, sadece yöntem doğru olmak kaydıyla. Yaptırım uygulamayan ülke olarak, diğer ülkelerin yaptırım kurallarına dikkat ederek, her türlü ticareti yapabilir durumdayız. Ancak, bunun nasıl olacağının hukuki esasları belirlenmiştir. Bu hukuki esaslara riayet ederek dış ticaret hacmimizi çok artırma fırsatı doğdu bize, tekrar hatırlatıyorum; yaptırım ile ilgili hukuki esaslara dikkat edilmezse çok ağır bedeller ödenir, buna dikkat edilmesi lazım…