AB'NİN KRİZİ, BİRLEŞİK KRALLIĞIN DAĞILIŞI
Birleşik Krallık'ta Avrupa Birliği içinde kalıp kalmama konusunda referandum yapıldı. AB İçinde kalınmasını isteyenler Bremaniaolarak ifade edilirken AB'üyeliğinden ayrılmak isteyen yaklaşım Brexit olarak ifade edildi. Referandum sonucunda Brexit yanlıları, yüzde ellinin üstünde oy alarak istedikleri sonucu aldılar. Referandum sonuçları İngiltere ve AB için riskli, belirsiz ve gerilimli yeni bir süreci başlatmış bulunmaktadır.
İngiltere'de toplum, uzun yıllardan beri AB karşıtı propagandanın etkisi altındadır. Toplum, AB 'nin yapısını, politikalarını ve işleyişini sağlıklı bir şekilde tartışarak AB üyeliğine karşı çıkmamıştır. AB Karşıtı politik yapılar, yabancı düşmanlığı, mülteci korkusu, İslamofobi gibi toplumda milliyetçi ve ayrımcı duyguları ve eğilimleri körükleyecek konular üzerinden halkı AB karşıtlığı etrafında mobilize etmeye çalışmışlardır. İngiltere'nin Brüksel'e karşı bağımsızlığı sloganı etrafında toplumda milliyetçilik en üst seviyede harekete geçirilmiştir. Kampanya boyunca AB karşıtlarının kullandığı Türkiye fobisi, yürütülen kampanyanın aşırılığını, temelsizliğini ve çılgınlığını göstermektedir. İngiltere referandumunu, çok net bir şekilde ırkçı popülizmin zaferi olarak değerlendirebili
İngiltere'de popülizm ön plana çıkarken, aynı zamanda Avrupa Birliği 'nin işleyişinin, karar alma süreçlerinin ve mevcut durumunun ciddi bir şekilde tartışılması gerektiği ihtiyacı ortaya çıkmış bulunmaktadır. İngiltere referandumu açık bir şekilde Avrupa'nın artık Brüksel'den idare edilemeyeceğini net olarak göstermektedir. Brüksel'den AB'nin bürokratik, kapalı ve tek yönlü karar alma süreçleriyle idare edilmesi, Avrupa toplumlarında derin bir rahatsızlık ve tepki uyandırmaktadır. AB'nin mevcut yapısını değiştirerek daha demokratik bir yolu benimsemesi, şeffaflık ve katılım süreçlerini yenilemesi ve çeşitlendirmesin
İngiltere'nin AB'den ayrılmasının ülkenin önüne yeni fırsatlar sunacağı ifade edilmektedir. İngiltere, dünyanın beşinci büyük ekonomisidir. BM Güvenlik konseyinde veto hakkına sahip beş daimi devletten biridir. İngiltere, 53 üyeli Britanya Milletler Topluluğu'nu kontrol eden devlettir. Nükleer güç konumunda olan İngiltere, çok etkili bir askeri güce sahip olup özel ilişkileriyle Amerika'nın stratejik ortağı konumundadır. Bu parametrelerden bakınca AB'den çıkışın, İngiltere'yi fazla etkilemeyeceği, hatta fırsatlar sunacağı iddia edilebilir. Ancak AB'den çıkmış bir İngiltere, Birleşik Krallığı kendi içinde, Avrupa'da ve dünyada çok güçsüz ve etkisiz hale getirmektedir. Referandum sonrasında İngiltere konusundaki algının dünya kamuoyunda hızla değişmesi, AB üyeliğinin İngiltere için ne kadar hayati olduğunu göstermektedir. Referandum, her şeyin bittiği anlamına gelmemektedir. AB, İngiltere'den çok kolay vazgeçmeyeceği gibi, İngiltere'de AB'den çok kolay vazgeçmeyecektir
Mevcut gelişmeler, Avrupalı ve İngiliz kimliklerinin ciddi bir sorgulama döneminden geçmesine neden olmaktadır. Uğruna büyük emekler harcanan Avrupalı kimliğinin inşasında başarısız olduğu görülmektedir. Avrupalıların önemli bir bölümü milli kimliklerini Avrupalı üst kimliğinin önünde tutmaya devam etmektedirler. Mülteci sorunu ve ekonomik durgunluk gibi kriz anlarında insanlar, kolaylıkla Avrupalı olduklarını unutmakta, geleneksel milli kimliklerini öne çıkarabilmektedi
İngiliz kimliği, yoğun bir şekilde tartışılmaktadır
Avrupa Birliği, İkinci Dünya Savaşından sonra bir barış projesi olarak kurulmuştur. AB, yaşadığı sayısız krize rağmen, varlığını sürdürmeyi başarmıştır. İngiltere'nin Birlikten çıkma kararı vermesi, AB' nin sonu değil, AB içinde ciddi ve derin bir kırılmayı temsil eden bir kriz niteliğindedir. AB ve Birleşik Krallığın sonundan bahsetmek için zamanın çok erken olduğunu, ama her iki birliğin geleceğinin belirsizlikle ve kaosla dolu olduğunu öngörmek daha mütevazi bir yorum olacaktır.