Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ocak 2019

Abdurrahman Dilipak ne istiyor

Geçen gün Diyarbakır’ın yakın köylerinden birine taziyeye gittik. Mardin’den, Batman’dan gelen dostlar vardı. Köyde yaşayan ve İslami ilimlerde saygın biri olan ev sahibimiz, “hazır yakalamışız biraz sohbet edelim” diye büyük salonu olan bir eve götürdüler. İzzet ikramla birlikte karşılıklı sohbet başladı.

Konu son zamanlarda sıkça karşılaştığımız bürokrasideki yozlaşma idi. Evet, bürokrasiden inanılmaz şikâyet var. Rektörlerden müdürlere, siyasetçiden belediye başkanlarına kadar kibir, israf ve ahlaksızlığın enva-i çeşidinden bahsediliyor.

Şikâyetler, “oğlumu işe almadı” ya da “yolumuzu yapmadı” gibi alışa geldik türden olsa anlarsınız, lakin vatandaşlar ahlaki çöküntü ile ilgili sitem ediyor. “Burada rüşvetsiz iş yapamıyoruz” diyen bir arkadaşın verdiği örnek hiç ummadığım bir belediye olunca alabora oldum. Bir diğeri de, “Dilipak’a neler oluyor, her yazısında AK Parti’yi eleştiriyor?” dedi.

Doğrusu Abdurrahman Dilipak ağabeyi okuyorum, arkadaşımızın sorusundaki, “her yazısında” kısmı doğru değil, ancak Abdurrahman ağabeyin ahlaki çöküntü temalı yazılarının sıklaştığı bir gerçek.

Neler oluyor?

Bu ülkenin yaşadığı en büyük ihanet olan 17/25 Aralık ve bilhassa 15 Temmuz 2016 ihanet kalkışmasının sebep olduğu, “FETÖ’cü olmasın da” yaklaşımı ile göreve getirilenler arasında mesela üniversitelerde, bürokraside, belediyelerde ahlaksızlık diz boyu. Vatandaş bu ahlaksızlığı iktidar ve muktedir olan AK Parti’ye fatura ediyor.

Mesela,

Bir üniversitenin rektörü Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atandıktan sonra ilk işi arabası için, ikinci işi makam odası için 2 milyon lira harcamak ise bu hoş karşılanmaz. Hele bir de “zekat parası” ile makam arabasını alan bir yetkilinin yaptığını insanımıza, vicdanımıza anlatacak sözcükleri bulamıyoruz.

Bir Milli Eğitim Müdürü kendi kurumuna bağlı öğretmen evinin Kral Dairesini kendi ahlaksız cinsel fantezileri için döşer ise ve bakanlık da bu ahlaksızlığa sessiz kalır ise memleketimizin hiçbir köşesinde bu ahlaksızlık asla ve kat’a hoş karşılanmaz. Devlet memuru olması hasebiyle bunun bütün olumsuzlukları AK Parti’ye mal edilir.

Bir belediye başkanı hizmetten daha çok ihaleleri ile yaptığı yolsuzlukları ile çocuklarının borçlarını ödemesi ile anılıyor ise bu ahlakın sıfırlandığının resmi değil mi?

Bir rektör her pisliğe bulaştıktan sonra sırf FETÖ’cü olmadığı için dokunulmuyor ise buna Dilipak nasıl sessiz kalsın, ben-siz nasıl sessiz kalalım?

Bir belediye başkanı ihalelerdeki yolsuzluklardan elde ettiği milyonlarca Lira parayı sırf PKK’ya vermiyor diye görevde kalabilir mi? Kalabiliyor ise bunu ne ile ve nasıl açıklamamız lazım?

Burada sadece kayyumları ya da AK Parti belediyelerini kastetmiyorum, lakin; ahlaksızlığın en çok AK Partililere yakışmadığını belirtmek istiyorum.

“Bir il müdürü İHL mezunu diye her pisliğe bulaşınca dokunulmazlık hakkına mı sahip oluyor?” diye soran vatandaşa ne cevap verilebilir? Ya da geçmişinde yolsuzluk dışında hiçbir meziyeti olmayan birisinin aday olarak gösterilmesini vatandaşa anlatmanın yolu var mı?

Vatandaş her şeyin farkında

Bize yurdun dört bir yanından bu tür ahlaksızlıklarla ilgili mailler, mesajlar geliyor. Vatandaşın gözleri önünde cereyan eden ahlaksızlıklar var. Bunların %5’i bile doğru olsa üzüntü verici bir durumla karşı karşıyayız.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan hemen hemen her konuşmasında vefa ve davanın yanında dürüstlüğü, mütevazılığı anlattığı halde bu ahlaksızlıkların yaşanıyor olması üzüntü verici.

Dünyanın yeniden kurulduğu bu süreçte Başkan Erdoğan’ın yoğunlaştığı, çalıştığı, mücadele verdiği devasa alanı biliyoruz, bir de birkaç ilin rektörü, ahlaksız müdürü ile uğraşmasını beklemek haksızlıktır, lakin ilgili bakanlıkların bu ahlaksızlıkları görmezden gelmesini kabul edemiyoruz.

Büyüklerinden bu ahlaksızlığı gören gençlerin yarına dair düştükleri ümitsizliği görmek ve gereğini yapmak gerek.

Geç olmadan…