Abdullah Yeğin
Fatih Camii'nde dün büyük bir kalabalık tarafından cenaze namazı kılındıktan sonra Eyüp sırtlarında toprağa verilen Abdullah Yeğin Ağabey, 20. Yüzyıl Türkiye'sinin mühim İslam alimlerinden Bediüzzaman Said Nursi'nin en yakın talebelerindendi. 92 yaşında vefat etti. Son nefesine kadar iman ve Kur'an hizmetinde bulundu. Güzel bir ömür yaşadı, ilahu00ee daveti alınca Hakka yürüdü.
1924 yılında Kastamonu'ya bağlı Araç İlçesi'nin Kıyan Köyü'nde dünyaya geldi. Öğretmen baba Süleyman ve Ayşe çiftinin oğluydu. Dindar aile, asırlar öncesinden Bağdat taraflarından göç edip Kastamonu Araç'a gelmiş ve Kıyan'a yerleşmişti. Bediüzzaman'ı tanıdıktan ve Risale-i Nurları keşfettikten sonra bütün ömrünü mukaddes davaya adamıştı. Meşgul olduğu Nurlar içini aydınlatmış, bu ışık huzmeleri simasına da aksetmişti. Uzaklardan hemen fark edilen pırıl pırıl bir çehreye sahipti.
Henüz ortaokul öğrencisi iken Risaleleri tanımıştı. Bir gün sınıf arkadaşı Rıfat ile birlikte üstadı ziyaret ederler ve ona, "Muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyor. Bize Halıkımızı tanıttır." derler. Cevap: "Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah'tan bahsedip Halık'ı tanıttırıyorlar; muallimleri değil, onları dinleyiniz." Ve kalplerini, ruhlarını, akıllarını tatmin eden uzun bir cevap. Bu bahis, Meyve Risalesi'nin "Altıncı Meselesi"nde geçer. Ziyaretten sonra iki arkadaş okul yönetimi tarafından cezalandırılır. Önce öğretmeni azarlar onu. Hakkında soruşturma açılır ve disiplin kuruluna verilir. Sorguya çekilerek bu ziyaretin sebebi sorulur. O da dinini öğrenmek için gittiğini söyler. Cevap tatmin edici bulunmaz, bir hafta okuldan uzaklaştırma cezası alır.
Bu haksız ceza, onu üstadına daha da yaklaştırır. O artık Bediüzzaman'ın en yakın talebelerinden biri olacak ve bir asra yaklaşan ömrünü bu ulvu00ee hizmete hasredecektir. Said Nursi, kendisini Urfa'da ikamet etmek üzere görevlendirir. Ömrünün önemli bir kısmını bu güzel şehrimizde geçirir. Abdullah Yeğin, askerlik görevi hariç hayatını Halilurrahman Dergahı'nın da bulunduğu şehirde geçirir. Peygamber Şehri, Nurlar'la tanışır. Üstadını son günlerinde Urfa'da karşılar, Bediüzzaman'ın 23 Mart 1960 tarihinde bu şehirde vefat etmesinden ve daha sonra kabri kırılarak naşının kaçırılmasından sonra terk-i diyar eder. Artık bir ayağı İstanbul'da, bir ayağı Almanya'dadır. Anadolu'yu şehir şehir, ilçe ilçe, belde belde, köy köy dolaşır, medreselerde dersler yapar. Avrupa, Asya ve Afrika'ya seyahatler yapar. Filipinler'den Fas'a, Mısır'dan Pakistan'a kadar birçok ülkeyi gezer. Risaleler 60'tan fazla dile çevrilir. Defalarca mahkemeye verilir, zindanlarda yatar ama asla yılmaz. Hizmete aşkla, şevkle devam eder. Bu gayretiyle yüzlerce, binlerce gencin imanının kurtulmasına, taklidi imanlarının tahkiki imana dönüşmesine vesile olur. Milyonların 'Abdullah Ağabey'i olur. Risaleler önce eski/mez yazıyla kaleme alınmıştır. Ancak daha fazla yayılması için Cumhuriyet'ten sonra Latin harfleriyle yazılmaya, teksirle çoğaltılmaya ve ardından matbaada basılmaya başlanır. Üstad bir gün sevdiği talebesine şöyle iltifat eder: "Abu00addulu00adlah! Bu yeu00adni huu00adrufu00adla (harflerle) tab'a (baskıya) seu00adnin hau00adtıu00adrın için müu00adsau00adau00adde etu00adtim, büu00adtün külu00adliu00adyat seu00adnin hau00adtıu00adrın için yeu00adni harfle tau00adbeu00addilu00addiu2026"
Abdullah Yeğin'in çok mühim bir hizmeti de hazırladığı ve defalarca basılan İslamu00ee İlmu00ee Edebu00ee ve Felsefu00ee Yeni Lu00fbgat'tır. Risaleleri okuyanların çok istifade ettiği ve geniş kesimlerin de yararlandığı bu mühim kaynağı, üstadının şifahi emriyle hazırladığını hatıralarında anlatır. Sözlüğün takdimini Servet Armağan yapar. Müellif, önsözde eserin hazırlık safhasında Zübeyir Gündüzalp, Sadreddin Yüksel, Rüşdü Tafral gibi şahsiyetlerin de emek verdiğini belirtir. 800 sayfalık bu kıymetli lu00fbgatte Osmanlı Türkçesi kelimelerin açıklamaları doyurucu bir şekilde yapılırken, eski/mez yazıyla yani Arapça şekilleriyle de yer alıyor. Yeni Lu00fbgat'in son baskıları, Hizmet Vakfı Yayınları'ndan tarafından ilim ve kültür hayatımıza kazandırılıyor. Meraklılara tavsiye ediyorum.
Aziz milletimizin imanı için çalışan, Müslümanların birlik ve beraberliği için uğraşan, bugün Devletimizi ve hükümeti idare eden dindar Devlet ve siyaset adamlarına cansiperane sahip çıkan Abdullah Yeğin, Bediüzzaman'ın diğer has talebeleriyle birlikte Türkiye'nin tehlikeli badireleri atlatmasında üstün gayret gösterdiler. Örnek tavırlarını cesaretle ortaya koydular. Bu hizmetleri de inşallah hiç unutulmayacaktır. Eyüp Sultan'da dava arkadaşlarıyla birlikte omuz omuza, yan yana yatan bu iman kahramanına rahmet diliyorum. Bu serdengeçtilerin üstümüzde hakları çoktur. Ruhları şad, kabirleri nur, mekanları cennet olsun.