ABD'nin 'Türk Demokrasi Projesi'
15
Temmuz bunlardan biri.
Beş yıl önceki o melun geceyi
hiç unutmamalıyız.
O
gece millet uyumadı.
Uyumamalıyız…
O
gece Cumhurbaşkanı’nın:
"…
Milletimizi illerimizin meydanlarına
davet ediyorum, havalimanlarına davet ediyorum ve milletçe meydanlarda,
havalimanında toplanalım ve bunların o azınlık grubu, tanklarıyla, toplarıyla
gelsinler ne yapacaklarsa halka orada yapsınlar. Halkın gücünün üstünde bir güç
ben tanımadım bugüne kadar.”
Cumhurbaşkanı,
bu daveti yaparken meğer malum zevat da Atatürk
Havalimanı’ndan darbecilerin yol verip selam duruşuyla bir eve gitmiş, oradan
halkın katledilişini seyrederek ‘dostlarının’
kendisine tebliğ edeceği yeni görevi bekliyormuş.
İşte
terör yandaşlarının kontrollü darbe/tiyatro
diyerek delilleri karatmaya giriştikleri o gece:
15 Temmuz…
Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi önünde, cuntacıların helikopterden açtığı ateş sonucu başı koparak
şehit olan Cuma Dağ’ın eşi Rukiye Dağ o geceyi ve eşinin
hikâyesini anlatıyor:
"F-16'ları
görünce, 'Herhalde PKK'nın kökünü kazıyacaklar' diye düşündük. Meğer bizim kökümüzü kazımak için
havalanmışlar.
Darbe
olduğunu öğrenince eve geçtik.
Başbakan'ın
konuşmasını dinleyince Cuma bana dönüp, 'Rukiye
oğlumla güzel bir fotoğrafımı çek, hatıra kalsın' dedi. Oğlunu göğsünde
uyuttu. Cumhurbaşkanı'nın çağrısıyla birlikte, 'Rukiye memleket elden gidiyor, haydi savunmaya' dedi. Ben onu
beklemeden bir şişe su alıp evden ayrıldım, o da arkamdan geliyordu.
Helikopter
geldi. Sicim gibi kurşunlar yağarken, saat 01.00 gibi birden büyük bir
gürültüyle bir bomba düştü. Yaralılar arasında eşimi aradım. Cesetleri yara
yara ilerledim.
En son, tankın hemen önünde başı
olmayan birini gördüm.
'Adama
ne yapmışlar Allah'ım' dedim. Şoku atlatınca adamı incelemeye başladım. Çoraplar o, pantolon o, ayakkabılar o...
Adama
yaklaştım.
Telefonunda
son aramalarda ben vardım, bu
eşimdi... Elini tuttum, 'Canım hakkını
helal et' dedim. Hâlâ yağan mermilere aldırmadan yanına oturdum, ellerini
tuttum, göğsünü sıvazladım. Polis beni uzaklaştırdı, eşimi alamadım oradan.
Sonraki
çatışmalarda mermiler isabet etmeye devam etmiş olmalı. Çünkü cenazeyi
aldığımızda, sağ kolu ve vücudunun başka yerleri de yoktu. Onu ilk gördüğümde sadece başı yoktu diğer yerleri sağlamdı.”
FETÖ'nün,
çalıştığı kurumda kendisine yıllarca eziyet ettiğini anlatan Rukiye Dağ:
“
Bunlar o kadar arsız ki eşimin tabutunu
bile taşıdılar…" (12 Kasım 2016 Sabah gazetesi)
Türkiye,
darbecilerle hesaplaşmaya devam ediyor.
2023 de bunlardan biri olacak…
23
Haziran 2020…
TBMM,
27 Mayıs cuntasının tüm uygulamalarını
yok hükmünde saydı.
12 Eylül cuntası
yargılandı, rütbeler söküldü. Ancak
temyiz aşamasında ölümler nedeniyle karar kesinleşemedi. Dosya kapandı.
28 Şubat Post Modern Darbe’nin sanıkları on
dördü müebbet hapse mahkûm edildiler.
Batı Çalışma Grubu’nun kudretli
generali, Dünya Siyonist Örgütü’nün (JİNSA)
Dünya Lideri unvanı verdiği Çevik Bir de var.
Olay
tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. maddesindeki
"Türkiye Cumhuriyeti icra heyeti vekilleri heyetini cebren ıskat veya
vazife görmekten cebren men etmek" suçu bakımından "müşterek
fail" olarak sorumlu tutulup müebbet hapisle cezalandırıldılar.
28
Şubat’ın Medya, sermaye ve siyasi ayağından da hesap sorulmalı…
Her
darbede Türkiye, kaosa itildi.
Milyonlarca
vatandaş işinden, okulundan edildi. 300 milyar dolar iç edildi. 26 bankanın
kasası boşaltıldı.
‘Türk
Demokrasi Projesi’, Emek ve Demokrasi
Güçleri adıyla benzemezleri ‘konsolideye’ devam ediyor.
****
28
Haziran 2021’de İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin'in Özel Kalemi 12 çocuk
annesi Rivka Ravitz'in önünde diz çöken ABD Başkanı Joe Biden, katlettikleri, dağa kaçırdıkları milyonlarca çocuğun
anneleri önünde de diz çökmeli.
“Aile Planlaması” yaptıranların ikiyüzlülüğü…