Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Şubat 2016

ABD'NİN KİRLİ YÜZÜ

Türkiye'yi her seferinde insan haklarını ihlal ediyorsun diye suçlayan başta ABD olmak üzere sözde Modern Batı'nın ne kadar adil olduğu, kendi ülkelerinde ve Ortadoğu coğrafyasında uyguladıkları ikiyüzlü siyasetten belli olmaktadır.

Türkiye'deki polisin, meydanları savaş alanına çeviren yüzü maskeli teröristleri durdurmak için kullandığı yöntemleri eleştirirken, her yıl bine yakın sivilin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğü ABD'de cezaevlerinde kalan zihinsel engelli mahku00fbmlara gardiyanlar tarafından düzenli olarak uygulanan şiddeti görmüyorlar. ABD'de 11 Eylül olayları ile ilgili tutuklu olanlara sorgulama sırasında sistematik işkenceler edildiği ortaya çıkmıştır. Özeti bile 480 sayfa olan rapor tüyler ürpertici gerçeklerle doludur. Hiçbir uluslararası yasayı dinlemeden Guantanamo'da 12 yıldır 132 kişiyi "terör zanlısı" olarak tutuyor ve basında her türlü sansürü uyguluyor. ABD polisi yılda bin kişiyi öldürüyor. Bir ABD vatandaşının kendi polisi tarafından öldürülmesi, terör saldırılarında ölme riskinden 58 kat daha fazla. Medya aracılığı ile ülkemizde orantısız güç yaygaraları çıkaranların kendi vatandaşlarına reva gördükleri muamele ortadadır. ABD'de 1.5 milyon siyahi erkek erken ölüm, hapse atılma gibi sebeplerden dolayı günlük hayattan koparılıp kayboluyor. 25-54 yaş arasındaki 600 bin siyahi erkek hapislerdedir. Her yıl ortalama 250 siyahi vatandaşın polis tarafından öldürüldüğü ABD başka ülkelere insan hakları dersi vermeye çalışırken kendi İnsan Hakları Karnesini unutmuşa benziyor.

Demokrasiden ve özgürlüklerden dem vuran ABD'nin, Rabiatu'l Adeviyye Meydanı'nda binden fazla kişiyi öldüren eli kanlı Sisi'ye destek vermesi, Mısır'a askeri yardımların önünü açması, Karadeniz'de neredeyse daimi varlığını sürdürmek için Rusya ile işbirliği yapması, bebek katili PKK'yı dolayısıyla YPG'yi terörist olarak görmemesi, onun insan hakları konusundaki bozuk sicilini daha da kabartmaktadır. DAEŞ bahanesiyle 10 ayda bin 774 hava saldırısı düzenlediği Suriye'de binlerce sivilin ölümünden sorumludur. Yemen, Afganistan, Pakistan ve Somali'de insansız hava araçları ile düzenlediği saldırılarda çoğunluğu sivillerin olduğu en az 4 bin kişiyi öldürüldüğü ve bu operasyonların uluslararası hukuku ve insan haklarını tehdit ettiği BM İnsan Hakları Komisyonu tarafından zoraki dile getirildi.

Türkiye'de paralel devlet oluşturmaya çalışanlar, maşaları olan paralel hainlerin uyguladığı dinleme vakalarını kendileri yıllardır diğer ülkeler üzerinde uygulamaktadırlar. ABD, her yıl 1 trilyon dolar harcadığı istihbaratı ile evlerin içine kadar görüntüleme yapmış, bunu insanların ve ülkelerin aleyhinde kullanmış, kendi melanetlerini ifşa eder konuma geldiğinde ise basına her türlü sansürü uygulamıştır. Her ülkede barındırdığı ajanlarıyla o ülkelerde zaman zaman siyasi gerginlikler çıkardığı bilinen ABD, Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) Paris Büyükelçiliği'nin en üst katında bir dinleme merkezi kurduğu ve Fransa Cumhurbaşkanları Jacques Chirac, Nicolas Sarkozy ve François Hollande'i dinlediği tespit edilmiştir. İçlerinde barındırdıkları Paralel çete başlarının bu işleri nerelerden öğrendiği bellidir. İŞİD'i kendi elleriyle büyüttüklerini itiraf eden ABD, sözde Irak'ta barış tesis etme adına Sünnilerle Şiiler arasında önce savaş tohumları ekiyor, daha sonra barışın zorlandığını söyleyerek Irak'ın bölünmesi gerektiğini savunuyor. Teknolojiyi kirli emelleri için kullanmaktan çekinmeyen ABD'nin güdümünde olan Google'ın buluş yapan bir şirket olmadığını, başka şirketleri yutarak onların buluşlarını kullandığını, bilgi akışını kontrol eden derin bir siyasi operasyon olduğunu bilmeyen kalmamıştır. Dünyaya zehir kusan İsrail ile ilgili zaman zaman birkaç söz söylemek üzereyken hemen çark eden ABD, demokratik yollarla seçilen Mursi'nin kanlı bir şekilde askeri darbe ile tutuklanmasına çanak tutacak kadar da ikiyüzlü davranıyor. Daha da ileri giderek Dışişleri Bakanı John Kerry, İsrail'in ihlallerine gereğinden fazla takılıyorsunuz diyecek kadar küstahlaşıyor.

Dünyanın her köşesinde bir üssü bulunan ABD'ye ülkelerini peşkeş çeken ülkeler ve liderler de yok değil. Yeni Zelanda ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı ile işbirliği yaparak ABD'nin küresel casusluk faaliyetlerine yardım ettiği ortaya çıkmıştır. Milyonlarca mülteciye kapısını açmış Türkiye'yi mülteciler konusunda yalnız bırakan BM'in, ABD'nin iki yasama organından biri olan Temsilciler Meclisi'nin, Suriye'li ve Irak'lı mültecilerin ülkeye kabulünü zorlaştıran maddelerle dolu yeni yasa tasarısını kabul etmesine hiçte sesini çıkarmamıştır. Sadece bu bile ABD'nin ve BM'in ikiyüzlü siyasetini açıkça ortaya koymaktadır.

Gavurun gavurluğuna alıştık ta, içimizdeki beslemelerin ihanetine bir türlü alışamıyoruz. Mevla'm sonumuzu hayreylesin.