Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2966.43
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Aralık 2018

ABD’nin gidişi ve bataklık

ABD Suriye batanlığından neden kaçıyor? Daha doğrusu kaçıyor mu yoksa yeni bir taktik mi uyguluyor? Bundan bir önceki yazımızda üstlerini de bırakarak ‘Tıpış tıpış’ gidecek demiştik. Çok da bir şey bilmeden yazmıştık bu iddiayı. Ama bu kadar erken karar alacağını da tahmin etmiyordum. Hızlı kararının gerekçelerini çok iyi görmek lazım. Eğer gerekçelerini iyi bilmez, gidişinin arkasındaki gerekçeleri iyi irdelemezsek o takdirde ABD’yi yerinden etme sarhoşluğu ile yarın içinden çıkılmaz bir bataklığa sürüklenmiş oluruz. Hiç yoktan ABD’ye hak etmediği ve onun hayalinde bile bulunmayan hem tavizler, hem de imtiyazlar vermiş oluruz. Hem de silahla almayı başaramadıkları hakları silahsız teslim etmiş oluruz.

Masada da kazanmalıyız

Çünkü biz ülke ve millet olarak cenk meydanlarında gösterdiğimiz kahramanlığı, cesareti masada gösterememe özelliğine sahibiz. Şu çok iyi bilinmelidir; Suriye ve Irak toprakları bizimdir. Ve bu topraklarda bekçiliğimiz ABD’nin giderayak koparmaya çalıştığı petrol veya yer altı kaynaklarını koruma ile sınırlı kalmamalıdır. Riskini sıfıra indirecek şekilde petrol ve yer altı kaynaklarından alacağı her imtiyaz ileride başımıza bela olacak farklı tuzakları beraberinde getirecektir.

Türkiye gücünün farkında olmak zorundadır. Günücü hem yerinde, hem de stratejik kullanarak bölgede hiçbir ABD menfaatinin devamına neden olacak taahhüde girmemelidir. ABD yorulmuş, ABD yıpranmıştır. O nedenle Suriye’de Irak’ta Türkiye’nin uğradığı zararların tanzimi için tazminat ödemelidir. Çünkü ABD’nin bölgede PYD-PKK dâhil kullanabileceği hiçbir unsur kalmamıştır. Asıl çekip gitmesinin nedeni bunu göstermektedir.

Kamuoyuna yansımayan aslında bölgede bir gelişme olmuştur. ABD Türkiye’nin Fırat’ın doğusu için harekâta başladığında bölgede hiçbir gücü harekete geçirememiş PYD ve PKK unsurları arasında ciddi bir anlaşmazlık baş göstermiştir. ABD’nin ağır silah verdiği grupların arasında kısa süreli çatışmalar da yansımıştır. Bunun üzerine ABD üstlerine ciddi bir asker sevkiyatı yapmış. Bir gece PYD-PKK unsurlarına teslim ettiği ağır silahlarının başlarına kendi askerlerini yerleştirmişti. Bu olay kamuoyuna yansımadı. Ama Türkiye’nin olaydan haberi oldu.

ABD’nin dalları kırıldı!

Bu olay gösterdi ki ABD’nin Suriye’de tutunacağı toplumsal bir tabanı kalmadı. ABD’nin Türkiye’nin kararlı duruşunun karşında bölgede kalması imkânsızdır. Çatışmayı da göze alamayan ABD’nin bu denemesinin de kendine çok zarar vereceğini görmesi üzerine çekip gitmektedir.

Tarihi gerçekler doğru okunursa yanlıştan rahat dönülür. Musul-Kerkük’le ilgili ilginç bir olay vardır. Kurtuluş savaşı sonrası Lozan görüşmeleri sonrası görüş birliğine ulaşılamayan Musul’da Türkiye’nin bölgede bir birliği vardır. İngilizlerin de bir birliği vardır. Türkiye savaş yorgunu olduğundan uzlaşmayı seçer. Fakat İngiliz Birliği’nin hali de hiç iyi değildir. Sonra Musul konusu masaya kalır. Yıllar sonra bir İngiliz hatıratında; “Biz Musul’u zaten terk edecektik. Çünkü gücümüz kalmamıştır. Fakat Türkler bunu anlamadı. Masada bizimle anlaşmak zorunda kaldılar” şeklinde satırlar okumuştum.

İşte o nedenle ABD’nin tıpış tıpış kaçışı bizden ve bölgeden taviz kopararak olmasın. Türkiye gücünü bilmeli, bir taraftan ABD’nin bıraktığı bataklığa dikkat etmeli bir taraftan ise ileride başımıza bela olacak anlaşmalar yapılmamalıdır.

Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…