ABD'nin 'Gayrimeşru Çocukları'
11 Eylül bir milattı... ABD, birçok ülkeye "Demokrasi Götürme" sürecini halen üzerindeki sis perdesi aralanmamış olan bir piyes ile başlatıyordu. Afganistan ve Irak işgalleri ilk adımlardı. Irak'ta yapılan dayanaksız kıyımı ise bugün Suriye izliyor.
ABD bir çok ülkede sözde adalet adına acıları körüklerken, 'dünya karar mekanizmalarının' kabul ettiği terör örgütlerine karşı birçok devlet "terör karşıtı koalisyonlara" girmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Birçok ülke ve ülke hükümetleri bir nevi koalisyon içerisinde yer alarak kendisini meşrulaştırma gayesinde. Zira gelinen süreçte; koalisyon içerisinde yer alamayan bir ülke, adeta terörün destekçisi noktasında. Dünyanın "süper gücü" terörü kendi anladığı anlamda tanımlarken ve kendi dilediği şekilde kullanırken bölgesel güçler bu durumdan pay almaya çalışıyorlar.
ABD, kurduğu piyesle ve buna figüran olarak dünyaya getirdiği ya da evlat edindiği "Gayrimeşru Çocukları" eliyle "Yeni Dünya Düzeni"ne her geçen gün bir tuğla daha koyuyor. İslam'ı terörle eşdeğer hale getirmenin adı; dünyaya getirdikleri "Taliban" veya "DAEŞ", savaş sanayisini güçlü hale getirmenin, silah satmanın adı; "Taliban", "DAEŞ" veya "Boko-Haram", bölgesel yapılanmalar, örneğin "Kuzey Koridoru"nun inşaası için "DAEŞ" ve ismini değiştirip evlat edindikleri "PKK/YPG"... Ve bu yapıların içerisinde dünyanın her ülkesinden bir çok 'ötekileştirilmiş' terörist...
Dünyanın bir çok noktasında bu süreç devam ederken yanıbaşımızda süregiden Suriye, bizleri doğrudan ilgilendiren en önemli konu. "Karar sahipleri" bölgeyi sürekli bir kaos içerisinde tutmak ve bölge ülkelerini birbirleriyle savaştırmak istiyorlar. "Kukla Kürt Devleti"nin kurulması için evlat edindikleri çocuklarını kullanıyor ve nihai amaç değişmemek üzere; her gün gelişmelere göre yeni bir adım atıyorlar. Bu noktada bu gidişatı bozabilecek tek etken faktör Türkiye. Son virajda ABD'de "İran'a yapılan ambargonun kırılması" bahanesiyle alınan sözde yargı kararları tamamen Türkiye'nin, Fırat Kalkan'ı ve olası devam hamlelerinden ortaya çıkacak olan mukavemeti kırmak temellidir.
ABD'nin "Gayrimeşru Çocukları" sadece uluslararası sahnede yer almıyorlar. ABD bir çok planlaması açısından stratejik olan ülkede benzer varoluşlara vesile olma veya evlat edinme noktasında... 15 Temmuz sonrası Suriye sınırında ortaya çıkan planlamalar içerideki çocuklarının dışarıdaki kardeşlerine nasıl yardım ettiklerinin net emareleridir.
Hedef Türkiye'dir, hedef Suriye'nin kuzeyidir, hedef İran'ın belirli bir bölgesidir. Hedef bölgede sınırları belirsiz bir "Kürdistan" kurmaktır. Hedef Ortadoğu'da "Yeni Dünya Düzeni'ne karşı koyabilecek bütün yapılanma ve aktörleri bertaraf etmektir. Türkiye'nin mevcut hükümeti ile bu piyese asla izin vermeyeceğini bilenler, gerek ABD'deki yargı kararları ile gerekse AB'deki "liderliğe oynayan" son temsilcileri ile bu süreci yönetme gayesindeler. Türkiye asla istenilen akıbete izin vermeyecektir. Eksikleri, hataları, hatta süreci kasıtlı olarak "karar sahipleri"nin istediği noktada yürüten ve tasviye edilen "bizden"leri dahi dik duruşu engelleyemeyecektir. Türkiye ortak paydaşları hiç bir zaman olmadığı kadar üst düzey bilince sahip haldedir. Muhalefetin "batı ortaklığı" ve onlara inananların algısı kırıldığında, sözde "bizden"lerin içimizdeki etkinliği yok edildiğinde herşey çok daha başka olacaktır.
Unutmayalım; emperyalizm insanlığa, doğrulara, hak-hukuk-adalete değil menfaatine bakar. Emperyalizm ağzıyla sözde "Adalet" arayanlar sahipleriyle birlikte hezimete uğrayacaklardır.