ABD'nin Gara'da stratejik ortağı PKK mıydı
H. Kissinger’ın ‘Diplomasi’nden biliyoruz; Amerika, haksız olduğu konuların tartışıldığı toplantılarda, kendisinin önceden belirlediği bir başka konuyu tartışmaya açarak haksız olduğu sorunu ötelemede son derece başarılıdır. Tartışmaların zeminini kendisi belirlemeyi esas alır ABD ve sizin için asıl mesele, tartışılması gereken asıl sorun daha tali duruma düşür(ül)müş olur.
ABD’nin 1990’lı yıllarda PKK’ya verdiği desteği biliyoruz. Kandil’e helikopterlerle mühimmat bırakırken çikolata götürmeyi de ihmal etmiyordu lakin bütün bunlar gizli! yapılıyordu. Ancak Amerika, Obama’nın ikinci dönemi ile birlikte PKK ve onun Suriye’deki kolu olan YPG’ye uçaklarla hem de aleni bir şekilde binlerce tır silah ve mühimmat yardımında bulundu, bulunuyor.
Türkiye ne zaman ki bu sorunu konuşmak istediyse Amerika konuyu saptırıp mesela İsrail ile Türkiye ilişkilerini masada ağırlıklı olarak tartışmak istedi. Türkiye-Kıbrıs meselesini tartışmanın ana konusu haline getirmek istedi ve Rumlardan yana tavır takındı. Son 3 yılda ise Türkiye ve ABD resmi makamları arasında yapılan görüşmelerde Türk-Amerikan ilişkilerini, Amerika’nın PKK’ya verdiği desteği dile getirmek istesek de Amerikan heyeti her zaman başvurduğu saptırma ile konuyu S-400’lere getirdi.
Amerika
hiçbir zaman dost olmadı, dost göründü. Dahası, onların bize dost olmadığını
bildiğimizi anladıkları halde Amerika’yı dost biliyormuşuz gibi davranmamızı
istediler.
İkiyüzlü
siyaset!
ABD’nin Türkiye’ye karşı yürüttüğü dış politikası ikiyüzlüdür. Aslında hep ikiyüzlüdür ABD dış politikası. Bununla yetinmiyor, diğer devletlerin de kendilerine ikiyüzlü davranmasını istiyor. Yani devletleri kendisine benzetmek istiyor ve dolayısıyla benzeyen benzenene karşı daima güçsüz kalıyor.
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,“Son dönemde de, Türk-Amerikan dostluğunun ciddi şekilde test edildiği bir süreci hep birlikte yaşadık. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarıyla mücadele konusunda NATO müttefikimizden arzu ettiğimiz desteği ve dayanışmayı göremedik”derken aklıma Amerika’nın bu ikiyüzlü siyaseti geldi.
Hem PKK’ya yardım ediyor hem PKK’ya yardım etmediğini söylüyor hem de siz de PKK ile görüşün diyor NATO müttefikimiz Amerika. Teröre karşı olmakla övünen ABD, Türkiye'de 60 bin insanın hayatını kaybetmesine sebep olan terör örgütü PKK’ya hamilik yapıyor.
Türkiye’de 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminde bulunup 251 insanımızı şehid eden FETÖ’ye ev sahipliği yapıyor stratejik ortak. FETÖ elebaşısı F. Gülen, Amerika'da malikanede yaşıyor. Defalarca istememize rağmen bize iade etmedikleri F. Gülen’i terörist değil de ne olarak gördüğünü merak etmiyor musunuz?
Türkiye'nin birlik ve beraberliğine kasteden bu terör örgütleri Amerika ya da Batı’daki herhangi bir ülkede bir tek kere bir saldırıda bulunurlarsa onlara hayat hakkı tanınmaz. Ama stratejik ortak, NATO’da müttefikimiz Amerika, her iki terör örgütünün de hamiliğini yapmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz
hafta TSK’nın Gara’ya düzenlediği operasyonda PKK’nın rehin tuttuğu 13
vatandaşımızın şehid edilmesi üzerine stratejik ortağımız! ABD, Türkiye’nin
resmî açıklamasına rağmen öyle bir açıklama yaptı ki akıllara ziyan: Eğer
rehin 13 Türk vatandaşını PKK öldürmüş ise…
Bu tür açıklamalar dosta ve dostluğa ihanettir. ABD kaç zamandır dostluğu zehirleyen bu tür açıklamalarla PKK’ya destek veriyor ve bizden de bunu anlayışla karşılamamızı bekliyor.
Elbette böyle devam etmeyecek. Dünya böyle devam etmez, hamiliğini yaptığı örgütlerin nefesini kestiğimizde Amerika işe yaramayan bu örgütleri üç beş parça ‘eşyaya’ satacaktır. Lakin dünya Türkiye örneğinde gördüğü bu ikiyüzlü ve kalleşliği Amerika’nın kirli sayfasına yazacaktır.
Yeni bir dünyanın kurulması yakındır. Yeni ittifaklarla, yeni dostluklarla dünya yeniden kurulacak. O zaman PKK ile FETÖ ile NATO’yu yeniden kursun ABD. Zaten artık bu Amerika'dan bundan başka bir şey beklemiyoruz.