ABD'nin Afgan uşakları
Son günlerde Afganistan’dan gelen genç göçmenlerin sayısı arttı. Peki
bunlar kendiliğinden mi Türkiye’ye geliyor, yoksa ABD ve İran’ın iteklemesiyle
mi?
ABD’nin 20 yıllık işgali sırasında ceplerini dolarla doldurduğu
Afganlılar bunlar. Şimdi ABD askeri çekilirken silahlarıyla birlikte komşu
ülkelere kaçıyorlar. Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan, Pakistan, İran ve
Türkiye bu ülkeler arasında.
Afganistan bir İslam toprağı. Coğrafi açıdan yüzde 75’i dağlık. Yüksekliği
6 bin metreyi bulan dağları ile dünyanın çatısı sayılabilecek engebeli bir
araziye sahip. En değerli madenler de burada. Kuzeyinde doğalgaz var. Lityum,
uranyum, altın, bakır ve demir yatakları çok zengin. Taşıdığı potansiyele karşı
yer kürenin en fakir ve gelişmemiş bölgelerinden biri.
Afganistan 40 yıldır işgal ve sömürüden başını kaldıramadı. Önce
Sovyetler Birliği girdi, 9 yıl kaldı, dağıldı çıktı. Sonra “önleyici savaş”
teorisi ile ABD girdi, saplandığı bataklıkta yenildi çıkıyor. Afganistan, yer altı
zenginliklerine karşı yer üstünde inanılmaz derecede uyuşturucu yetiştirilen ve
batıya gönderilen bir ülke. Bu uyuşturucu trafiğini batının gizli servisleri
yönetiyor.
Afganistan’da bu sıralar en geçerli mesleklerden biri silah ticareti.
Irak’ta 1 milyar dolarlık silah kaybettiğini Kongre’de resmi olarak açıklayan
ABD’nin Afganistan’da iç çatışmaları kışkırtmak için ne kadar silah bırakacağı
bilinmiyor. Silah bolluğundan fiyatlar oldukça ucuzlamış durumda.
***
Taliban, İslami düşünceye sahip ancak her şeyi abartan kolektif bir
teşkilat. Temsilcileri Türkiye ile işbirliğine hazır olduklarını açıkladı.
Ancak Türkiye’nin önünde ABD tuzakları var. Şeytanla aynı sofrayı paylaşan
Amerikalıların Kabil’deki büyükelçisi bir Türk düşmanı. Eskiden Türkiye’yi karıştıran,
şimdi ABD çekilirken yine Türkiye’yi karıştırmak için uğraşan bu elçinin adı
John Bass.
Daha doğmadan babasını Vietnam savaşında kaybeden Bass, şeytana pabucunu
ters giydirecek bir karaktere sahip. ABD’nin Ankara Büyükelçisi olduğu dönemde
(2014 – 2017) Büyükada’da 15 Temmuz darbe organizasyonu yapan ABD casuslarına
sahip çıkmış, darbeye destek olan FETÖ’cüleri desteklemiş, tek başına verdiği
kararla Türkiye – ABD arasında vize krizi çıkarmıştı. Türkiye’deki DEAŞ
katliamlarını organize eden kişiydi.
Düğünlerde bile canlı bombaları patlatarak yaşlı, genç, çocuk demeden
yüzlerce masum insanı katleden DEAŞ’ın kurucusu, koruyucusu, organizatörü olan
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi John Bass, 2017 yılında giderayak “Son bir yılda
Türkiye’de DEAŞ eylemi oluyor mu?” diye sormuştu. Bu sürgünü kendine
yedirememişti. O gitti, Afganlıların Türkiye’ye göçü yoğunlaştı.
***
ABD, radikal olarak gördüğü Taliban ile “Radikal örgütlerin önlenmesi
şartı” ile anlaşma yaparak Afganistan’dan çekiliyor. Buna çekilme değil, ardına
bakmadan kaçmak dense yeridir. ABD’nin on binlerce askerle girip Afganistan’da
diz çökmesinin resmidir.
Afganistan, yolların kavşak noktasında ve İpekyolu üzerinde. Çin ile de
küçük bir koridor ile sınır komşusu. Çin’in “Kuşak ve Yol Projesi” için her
şeyin yerli yerine oturduğu bir Afganistan gerekiyor. ABD, bunu bildiği için
Çin’e kaosa sürüklediği bir Afganistan bıraktı. Buna rağmen Taliban ile Çin
yetkilileri anlaştı. Afganistan’ın ulaşım altyapısını yenilemeyi üstlenen Çin,
buna karşı ülkenin tüm bakır madenlerini işletecek.
Taliban yönetimi iktidarı eline geçirdiğinde ABD casuslarının ipe
çekileceği biliniyor. Bu yüzden ABD, Afganistan’da kendisine uşaklık edenleri
diğer ülkelere göç ettiriyor. Sonrasında resmi olarak başvuruları kabul edip
kullandığı casusları ABD’ye kabul edeceğini açıkladı. İran da ülkesine giren
Afgan göçmenleri Karabağ’ın rövanşını almak istercesine Türkiye’ye itiyor.
Sovyetlerin çıkmasından sonra Afganlılar iç savaşa tutuşmuştu. Şimdi
yeni bir iç savaşı ancak Türkiye’nin devreye girmesi önleyebilir. Şuşa’da
başlayan, Bakü - İslamabad hattında devam eden Türkiye vizyonu bakalım Kabil’i
de dostluk çemberine alabilecek mi?