Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2331.61
BIST 100
9079.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Ekim 2022

​"Abdest bozmak hürriyeti"

“Kim okurdu kim yazardı.

Bu düğümü kim çözerdi.

Koyun Kurdile gezerdi.

Fikir başka baş’kolmasa.”

Âşık Veysel böyle diyor ama onu, kıyafetini uygun bulmayıp apar topar Ulus’ta bir iş hanına sokanlar hâlâ aynı kafadalar.

Bir milim değişme yok.

Yer sofrası da “çağdaş yaşama” aykırıymış.

Hâlbuki vatandaşın “çağdaş yaşam tarzını” reddetme hakkı da var.

O da bir yaşam tarzı değil mi?

Bir hukuk devletinin beş asli görevi:

Vatandaşının;

1-Can,

2- Mal,

3-Nesil,(soy, namus)

4-Akıl,

5-İnanç (din, düşünce) güvenliğini sağlamaktır.

Devlet, bunun için vardır.

Herkesin dini, inancı kendine: “ Sizin dininiz size, benim dinim banadır, de.”

Mezhep, meşrep, düşünce ve etnik köken üzerinden iç savaş çıkartmaya çalışanlara fırsat verilmemişse, toplumun medeniyet kodlarına sahip çıkmasındandır.

Dün başörtüsünün yasaklanması içinabananların, bugün yasak olmaktan çıkarılmış bir olayı gündeme getirmesinin sebebi ne ola?

Ağzı ne diyor, eli ne yapıyor?

Hem vatansever hem de terörist olunamaz.

Bu bir ölçüdür.

Varlığını yasaklara adamış bir zihniyetin bugün toplumun huzuru adına bir dili, duruşu var mı?

1989, 1991, 2008’de düşünce ve inanç hürriyetini boğan, siyasi partileri, dernekleri, vakıfları kapatan, sermayeyi fişleyen bir anlayışın yüz seksen derece dönüşü inandırıcı mı?

“ Katranı kaynatsan olmaz şeker…” mi demek gerekecek?

Merhum Osman Yüksel Serdengeçti, Gülünç Hakikatler kitabında anlatıyor.

3 Mayıs 1944’te Stalin’e şirinlik olsun diye Türkçülük, Turancılık suç sayılmış, Alparslan Türkeş, Nihal Atsız ve Osman Yüksel Serdengeçti gibi pek çok aydın gözaltına alınmış, aylarca, tepede beş yüzlük ampulün yandığı, tabutluk denilen hücrelerde, güneşe hasret bırakılmışlardır.

Tuvalet ihtiyacını bile işkenceye çeviren bir heyula vardır.

Öyle istediği zaman ihtiyaç giderilmesine müsaade edilmiyor, daha vahimi müsaade ettiklerinde de tuvaletin kapısını kapattırmıyorlar; açıkta yapmaya zorluyorlar. (Bu zulmü Menderes ve arkadaşlarına da yapmışlardır.)

Tutuklular arasında İstiklâl Harbi komutanı Ali İhsan Paşa da vardır.

Serdengeçti anlatıyor:

Baktık bir gürültüdür gitti. "Ne rezalet bu! Hangi devirde helaya bakma hakkını kim vermiş? Bu nasıl kanun? Bu nasıl nizam? Memleketin en temiz çocuklarını burada çürütün!.. Bu ne iştir? Gelsin müdürünüz, komiseriniz?

"Ha dedik! Bu, Paşa'nın sesi. Yaşa Paşa!.. Tabi içimizden. Kapıya kulak verdim.

Benim hücre 6 numaralı (evvelâ 13'tü, sonra 6 oldu). Helânın tam karşısında idi. Anladık ki bize yapılan paşaya da yapılmış.

Tabii paşa, her zamanki gibi kapıyı kapamış. Kapının üstü camdı. Polis oradan kuşbakışı bakmış paşaya…Paşa da donunu çektiği gibi kalkmış… Buymuş kıyamet!..

Ne günlerdi o günler Yarabbi!

Sıfırların emriyle kontrol 100 Numaralara kadar teşmil edilmişti.

Bir zamanlar vatandaşlara abdest bozmak hürriyetini bile tanımayanlar, şimdi hürriyetçi,demokrat kahramanı kesildiler. Köy köy dolaşıp rey dileniyorlar. Ve bu işi yaptıranlar hâlâ…Listesinde adaydırlar.”

Serdengeçti, seçim döneminden de bir kesit de aktarıyor:

“Seçim sıralarında sayın bayan, yanlarına daha birçok hanımefendileri alarak Ankara köylerine sabun dağıtmaya çıkmış. Maksat tabiî oy toplamak… Koca karının birine de bir kalıp sabun verirler. Bu koca karı sayın bayana ne dese beğenirsiniz?!.

-Hanım hanım! Bu bir kalıp sabun sizin kirinizi temizlemez!”

Millet, gereğini yapıyor; yasakları kaldırdı, kaldırmakta…

Başörtüsü yasasının çıkarılması, hürriyeti daraltmak için tuzak olabilir?

Yasa çıksaydı, başörtüsü, sadece üniversite öğrencilerine serbest olacaktı.

Şer bildiklerimiz de hayır, hayır bildiklerimizde şer olabilir…

Başsağlığı:

Maden şehitlerimize rahmet, yaralılara şifa dilerim.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan