ABD'den Türkiye'ye yeni tuzaklar
ABD seçim atmosferinden çıkışının işaretlerini vermeye başladı. Türkiye’nin Suriye’de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve en son İdlip Harekatları ile Ortadoğu’da kabuğuna çekilmek zorunda kalmıştı. Fakat yeni dönemle birlikte yeniden kabuğundan çıkarak kaldığı yerden devam edeceği bugünlerde Ortadoğu ve Ön Asya coğrafyasındaki hareketlilikten anlaşılıyor.
Suriye’de olduğu gibi Ön Asya ve Kafkaslara yönelik hedeflerinin önünde
yine en büyük engel olarak Türkiye’yi görüyor. Direk müdahale etmekten
çekindiği Türkiye’ye yaptırımlar ile birlikte farklı stratejilerle etkisiz hale
getirmek istediğini alâl acele S400’ler konusunun Kongreye getirilmesinden
anlaşılıyor. Aynı zamanda F35’ler
ambargosuna ek olarak TAİ’de üretilen
parçalarının da iptal edilmesi ile
Türkiye hizaya getirilmek istendiği çok açık.
Son seçimlerdeki kaos gösterdi ki bu dönem ABD’yi 80 yaşındaki Biden yönetmeyecek.
ABD’yi önümüzdeki 4 yıl adı konulmamış farklı bir yapı yönetecek. Seçim
sonuçlarının rehaveti atlatılır atlatılmaz bu görünmeye başlandı. Başkanlık koltuğuna daha oturmadan ve
seçiciler kurulu daha oylamasını
yapmadan Biden’in sağlık sorunlarının nüksetmesi bunu gösteriyor.
ABD’de Türkiye’ye yönelik yaptırım kararlarının ne Trump’ın
ne de Biden ekibinin etkisinde olmadığı anlaşılıyor. Öyleyse hangi iradenin
ABD’yi yönetmeye başladığı çok iyi bilinmelidir. Karşımızda artık resmi bir
muhatap olmayacaktır. Muhatap olmayınca
ortaya çıkacak sorunların çözümü de mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye ABD’den
gelecek her türlü saldırıya hazırlıklı olmalıdır.
Bugüne kadar ABD’nin Ön Asya ve Ortadoğu’daki
hedeflerine Türkiyesiz ulaşamayacağı kanaati vardı. Fakat bugün
Türkiye’nin varlığının hedeflerinin
önündeki en büyük engel olduğunu biliyorlar. Bu nedenle temel stratejisini değiştirerek Türkiyesiz
ama asla Anadolusuz bunu gerçekleştirme imkanı yok kanaati pekişti. Onun
için ABD’nin S400, F35 ambargolarının
yanında Türkiye’yi çevrelediği Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna ve
Gürcistan üsleri ile hem askeri, hem de etnik yeni hamlelere hazırlandığı gelen
bilgiler arasında. Doğu Akdeniz’deki 6. Filoyu saymıyorum bile.
ABD Türkiye’den
kurtulmak için her türlü oyundan kaçınmayacaktır. Çok uzun yıllar alsa da buna
Anadolu nüfus yapısını değiştirme hamleleri de dahildir. Halen Türkiye’de 5
milyonu bulan Suriyeli nüfusa ek olarak farklı coğrafyalardan bu dengeyi
bozacak yeni göç planlarının da sinsice gündemde olduğu unutulmasın.
Özellikle İran konusunda bugünlerde ciddi hazırlıklar
gizlenmiyor. İran’da çıkarılacak bir iç savaş ve ardından ABD müdahalesi ile
tıpkı Suriye’de olduğu gibi milyonlarca insanın göçe zorlanması planları
konuşuluyor.
Yani bugünlerde
İran’da başlayacak iç karışıklık ve ABD müdahalesi bilin ki Türkiye’ye
yöneliktir. Türkiye ile açıktan savaşma cesareti olmayan ABD’nin dolaylı yöntemlerle Anadolu topraklarında etkin olma derdi. Bunun
için yerinden edilecek Fars kökenli en az 10 milyonu Anadolu topraklarına göçe zorlamak ABD’nin
planlarından.
Böylelikle uzun vade de Anadolu’nun etnik yapısı ile
oynayarak hakim olma peşinde.
Eee… bu kadarını benim bile bildiğime göre gerekli tedbirler
ve gereken kısa vadeli ve uzun vadeli
stratejileri de her halde üstüne düşenler yapıyordur.
Kalın sağlıcakla…