ABD'de 106 yıllık bekleyiş
Efendim tarihe bakılmalı, tarihçiler, uzmanlar buna karar
vermeli vs. gibi apolojik çağrışımlara değil, ABD’nin bizden ne istediğine
bakarak olayı değerlendirmemiz lazım.
Bildim bileli 24 Nisan’a haftalar kala Türkiye sancılar içinde
kıvranıyordu: Acaba bu sene ABD “genocide” mi diyecek yoksa daha yumuşak
bir terim mi kullanacak?
Nihayet ABD Başkanı J. Biden bu 24 Nisan’da sıtmamıza son
verdi:
Genocide!
1915’te Osmanlı dört bir yandan kuşatılmış,
Ruslar Ermeni çeteleri örgütlemiş, sivil Ermenileri
silahlandırmış ve Osmanlı Devleti’ni kuzeyinden kuşatmıştı. Bölgedeki bütün
Müslüman köyleri basan Ermeni teröristler ve silahlandırılmış Ermeniler,
Müslümanların yaşadıkları köyleri yakıp yıktıktan sonraçocuk, yaşlı, kadın,
hasta demeden toplu katliamlara girişmişti. Batı cephesine yoğunlaşan Osmanlı,
Ermenilerin Doğu Anadolu’da giriştiği katliamlara yardım göndermekte çok geç
kalmıştı.
Bu süreçtebölgeye yardım gönderen Osmanlı ve Ermenilerin “mukatele”
denilen karşılıklı öldürmeler yaşadıkları doğrudur.Acımasızca katliamlara imza
atan Ermenilerin sebep oldukları acılar ortada dururken kendilerine karşı
koymanın adını"jenosit/soykırım"olarak ifade etmelerinin haklı
hiçbir yönü bulunmamaktadır.
Bu alanda yazılan ve batı tarafından referans kabul
edilen Fransız yazar Kirkor (Grigor) Zohrad'ın İstanbullu bir
Ermeni olduğunu ve vesikalarının güvenli olmadığını İngiliz Tarihçi Arnold
Toynbee belgelerle ortaya sermişti.
Bunu uzatmanın bir anlamı yok!
Adı ne olursa olsun, ABD Türkiye’yi istediği çizgiye çekmek
için elindeki en önemli kozunu tüketmiş oldu. Artık,“Amerika Türkiye
Cumhuriyeti’ni değil, Osmanlı Devleti’ni itham etti” gibi basit ve korkak
yorumların zamanı değil. ABD ile ilişkilerimiz bilhassa 2013’ten sonra dibe
vurmuş durumda. Bu yüzden alınacak tavır net, devletimize yaraşır bir tavır
olmalıdır.
Amerika Başkanı 1915 olaylarında yaşananları
siyasileştirmiştir. Bunu bile isteye yaparak Türkiye’ye gözdağı vermiştir.
Biden’ın bu açıklamasıyla ABD Türkiye’ye:
Ya benim istediğim gibi ve benim belirleyeceğim şartlarda
benimle (daha doğrusu benim için) çalışırsınız,
Ya da bundan böyle benim için hedefsiniz, demiştir.
Bu garabetin akabinde Türkiye iki yol seçebilir:
Bir, Türkiye ABD’nin açıklamasını “yok” hükmünde
görüp; “Bizim için bu kararın ciddiye alınır bir yanı yoktur, keza ABD
Başkanlarının bu olayı yorumlayacak, bu olay hakkında karar verecek yetkileri
yoktur” diyerek yoluna devam etmelidir.
İkinci olarak da misli mukabelede bulunarak ABD’ye, senin ahlaksız
isteklerini kabul etmeyeceğim, demelidir.
ABD’nin bizden rahatsız olduğunu biliyoruz. ABD bunu farklı
yöntemlerle bize iletmişti.
ABD FETÖ ile bizi durdurmaya çalıştı, olmadı. ABD’nin çocuklarını
ezdi bu millet!
PKK ile saldırdı, PKK’nın nefes alacak takati kalmadı.
DAİŞ’i saldı, DHKP-C’si ile birlikte, elhamdülillah onlar da
boylarının ölçüsünü aldı.
Türk siyasasındaki elemanları ile saldırdı, saldırmaya devam
ediyorlar.
Burada gerçek bir GARDAŞ olan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham
Aliyev’in tavrını da dile getirmemiz lazım. Türkiye’ye verdiği, “Her konuda
beraberiz” desteği geleceğin müjdesidir.
TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin tavrı sahtekârcadır.
Çünkü aynı zamanda İYİ Parti’nin de müttefiki olan CHP’nin İstanbul İl Örgütü
Başkanı Canan Kaftancıoğlu yıllardır ABD’nin dün söylediğini söylüyor: “Ermeni
Soykırımı!”
Peki milliyetçi olduğunu söyleyen Akşener bunu bilmiyor mu?
Akşener bunu yeni mi duydu?
Hadi diyelim ki yeni duydu, duydu da ne oldu?
ABD’ye uzaktan bağıran Meral Akşener yanındaki
Kaftancıoğlu’na bir şey söyleyebiliyor mu?
Söyleyemez!
Söyleyebilmesi için vatan sevgisi lazım. Lafla olmaz!
İYİ Parti’nin diğer ortağı HDP için bir şey söylemeye gerek
yok. Terör destekçisi parti, Ermeni katliamını savunacak ve bizim Rusların
üstümüze saldığı Ermeni katillere karşılık vermemizin adını soykırım koyar
tabi. Dolayısıyla HDP’yi yadırgamıyoruz, o Türkiye ve İslam düşmanlığını
gizlemiyor.
Evet, ABD bize;
Hava sahan yol geçen hanı olsun, S-400’leri alma, diyor,
alıyoruz.
İlle de IMF’ten borç al, diyor, almıyoruz.
Milli Savunma alanındaki çalışmalarını durdur, diyor, devam
diyoruz.
Akdeniz’de, Karadeniz’de, Suriye, Libya, Irak’ta olma, diyor,
dinlemiyoruz.
Bu yüzden ABD kudurmuş vaziyette saldırıyor. Eline ne geçse bize fırlatıyor. Çünkü ABD bittiğini, tükendiğini görüyor. Benim 10 yıldır gördüğümü ABD mi görmeyecek? Zıvanadan çıkması bundandır ABD’nin.