Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Nisan 2021

ABD'de 106 yıllık bekleyiş

Efendim tarihe bakılmalı, tarihçiler, uzmanlar buna karar vermeli vs. gibi apolojik çağrışımlara değil, ABD’nin bizden ne istediğine bakarak olayı değerlendirmemiz lazım.

Bildim bileli 24 Nisan’a haftalar kala Türkiye sancılar içinde kıvranıyordu: Acaba bu sene ABD “genocide” mi diyecek yoksa daha yumuşak bir terim mi kullanacak?

Nihayet ABD Başkanı J. Biden bu 24 Nisan’da sıtmamıza son verdi:

Genocide!

1915’te Osmanlı dört bir yandan kuşatılmış,

Ruslar Ermeni çeteleri örgütlemiş, sivil Ermenileri silahlandırmış ve Osmanlı Devleti’ni kuzeyinden kuşatmıştı. Bölgedeki bütün Müslüman köyleri basan Ermeni teröristler ve silahlandırılmış Ermeniler, Müslümanların yaşadıkları köyleri yakıp yıktıktan sonraçocuk, yaşlı, kadın, hasta demeden toplu katliamlara girişmişti. Batı cephesine yoğunlaşan Osmanlı, Ermenilerin Doğu Anadolu’da giriştiği katliamlara yardım göndermekte çok geç kalmıştı.

Bu süreçtebölgeye yardım gönderen Osmanlı ve Ermenilerin “mukatele” denilen karşılıklı öldürmeler yaşadıkları doğrudur.Acımasızca katliamlara imza atan Ermenilerin sebep oldukları acılar ortada dururken kendilerine karşı koymanın adını"jenosit/soykırım"olarak ifade etmelerinin haklı hiçbir yönü bulunmamaktadır.

Bu alanda yazılan ve batı tarafından referans kabul edilen Fransız yazar Kirkor (Grigor) Zohrad'ın İstanbullu bir Ermeni olduğunu ve vesikalarının güvenli olmadığını İngiliz Tarihçi Arnold Toynbee belgelerle ortaya sermişti.

Bunu uzatmanın bir anlamı yok!

Adı ne olursa olsun, ABD Türkiye’yi istediği çizgiye çekmek için elindeki en önemli kozunu tüketmiş oldu. Artık,“Amerika Türkiye Cumhuriyeti’ni değil, Osmanlı Devleti’ni itham etti” gibi basit ve korkak yorumların zamanı değil. ABD ile ilişkilerimiz bilhassa 2013’ten sonra dibe vurmuş durumda. Bu yüzden alınacak tavır net, devletimize yaraşır bir tavır olmalıdır.

Amerika Başkanı 1915 olaylarında yaşananları siyasileştirmiştir. Bunu bile isteye yaparak Türkiye’ye gözdağı vermiştir. Biden’ın bu açıklamasıyla ABD Türkiye’ye:

Ya benim istediğim gibi ve benim belirleyeceğim şartlarda benimle (daha doğrusu benim için) çalışırsınız,

Ya da bundan böyle benim için hedefsiniz, demiştir.

Bu garabetin akabinde Türkiye iki yol seçebilir:

Bir, Türkiye ABD’nin açıklamasını “yok” hükmünde görüp; “Bizim için bu kararın ciddiye alınır bir yanı yoktur, keza ABD Başkanlarının bu olayı yorumlayacak, bu olay hakkında karar verecek yetkileri yoktur” diyerek yoluna devam etmelidir.

İkinci olarak da misli mukabelede bulunarak ABD’ye, senin ahlaksız isteklerini kabul etmeyeceğim, demelidir.

ABD’nin bizden rahatsız olduğunu biliyoruz. ABD bunu farklı yöntemlerle bize iletmişti.

ABD FETÖ ile bizi durdurmaya çalıştı, olmadı. ABD’nin çocuklarını ezdi bu millet!

PKK ile saldırdı, PKK’nın nefes alacak takati kalmadı.

DAİŞ’i saldı, DHKP-C’si ile birlikte, elhamdülillah onlar da boylarının ölçüsünü aldı.

Türk siyasasındaki elemanları ile saldırdı, saldırmaya devam ediyorlar.

Burada gerçek bir GARDAŞ olan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in tavrını da dile getirmemiz lazım. Türkiye’ye verdiği, “Her konuda beraberiz” desteği geleceğin müjdesidir.

TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin tavrı sahtekârcadır. Çünkü aynı zamanda İYİ Parti’nin de müttefiki olan CHP’nin İstanbul İl Örgütü Başkanı Canan Kaftancıoğlu yıllardır ABD’nin dün söylediğini söylüyor: “Ermeni Soykırımı!”

Peki milliyetçi olduğunu söyleyen Akşener bunu bilmiyor mu?

Akşener bunu yeni mi duydu?

Hadi diyelim ki yeni duydu, duydu da ne oldu?

ABD’ye uzaktan bağıran Meral Akşener yanındaki Kaftancıoğlu’na bir şey söyleyebiliyor mu?

Söyleyemez!

Söyleyebilmesi için vatan sevgisi lazım. Lafla olmaz!

İYİ Parti’nin diğer ortağı HDP için bir şey söylemeye gerek yok. Terör destekçisi parti, Ermeni katliamını savunacak ve bizim Rusların üstümüze saldığı Ermeni katillere karşılık vermemizin adını soykırım koyar tabi. Dolayısıyla HDP’yi yadırgamıyoruz, o Türkiye ve İslam düşmanlığını gizlemiyor.

Evet, ABD bize;

Hava sahan yol geçen hanı olsun, S-400’leri alma, diyor, alıyoruz.

İlle de IMF’ten borç al, diyor, almıyoruz.

Milli Savunma alanındaki çalışmalarını durdur, diyor, devam diyoruz.

Akdeniz’de, Karadeniz’de, Suriye, Libya, Irak’ta olma, diyor, dinlemiyoruz.

Bu yüzden ABD kudurmuş vaziyette saldırıyor. Eline ne geçse bize fırlatıyor. Çünkü ABD bittiğini, tükendiğini görüyor. Benim 10 yıldır gördüğümü ABD mi görmeyecek? Zıvanadan çıkması bundandır ABD’nin.