Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.25
Gram Altın
2918.97
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Kasım 2019

ABD Ziyareti... ‘Hedef İkinci İsrail’

Birçok yazımızda “Hedefleri İkinci İsrail’i ‘Kürt Devleti’ görüntüsü altında kurdurtmak!” tespiti yer alır.

Milat’ın 12 Mayıs 2017 tarihli sayısında yer alan yazımız, “Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkıp, İkinci İsrail’i kurmak!” başlığı altında kaleme alınmıştı.

Başımıza belâ edilen PKK’nın ve diğer terör örgütlerinin esas imal ediliş sebebini göremeyen kalmamıştır herhalde.

Güneydoğumuz, İkinci İsrail hesapları açısından son derece önemli.

Oralardaki “aşındırılmaya” çalışılan “tarih ve bugün bilinci” canlılığını koruyor…

İsrail için “şuurlu” Türkler kadar, “şuurlu” Kürtler de büyük tehdit.

Hatta, “bazı bakımlardan” daha da büyük tehdit olduğunu söyleyebiliriz.

“Darbecilerin” üstlendiği görev doğrultusunda büyütülen PKK Terör Örgütü, “Büyük İsrail”e giden yolu açacak unsurlardan biri olarak dizayn edildi.

Bu yolda da büyük “hizmetleri” oldu şüphesiz..

Nice vatan evlâdımızın katlinden, trilyonlarca dolarlık kaynağımızın yok edilişinden başka..

Siyonizm için “potansiyel tehdit” olan nice Kürt gencimizin “harcanması” da en büyük hizmetlerinden oldu.

Türkleri, Kürtleri, Arapları katleden güç, “Kürtlerle birlikte çalışma” tezgâhıyla devam ediyor yoluna.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’a ve Siyonizm muhibbi senatörlere mesajlarımızı net bir şekilde verdiği ve “kırmızı çizgilerimizi” defalarca işaret ettiği ABD Ziyareti’nin “başarısı”nı gönül rahatlığıyla teslim ettikten sonra…

Satır aralarına sıkıştırılan ABD söylemlerinin “tehlikenin burnumuzun dibinde olduğunu” birkez daha gösterdiğini belirtelim.

ABD’nin PKK terör örgütüne desteği, Sayın Erdoğan’ın “Kürtler başka, PKK/PYD/YPG başka” vurgularına aldırış edilmeksizin devam edecek.

Bu söylendi.

Bu desteğin “İran’ı PKK ile etkisiz hale getirmek” gibi bir amaca hizmet etmesi, en azından öncelikli amaçlardan birinin bu olması hiç de inandırıcı değil.

İran’ın İsrail için “büyük bir tehdit” olduğuna hiç inanmadım.

Oyun çok daha büyük.

Gerçek engel de, “en şedit saldırılara” hedef olmasının gösterdiği üzere, Anadolu.

Türkiye.

Terör örgütlerinin “eş zamanlı olarak” sadece Türkiye’yi hedef alışı da buna işaret.

DEAŞ terör örgütünü ABD- İsrail’in “kurdurduğu” gerçeğine her işaret edilişinde bizden birileri “Bunlar kolaycı yorumlar.” diye karşı çıksa da…

Bu, bizzat ABD Başkanı tarafından itiraf edilmiş bir gerçek.

DEAŞ, “bir taşla kuş katliamı” yapmayı sağladı ABD-İsrail’e;

“İslam düşmanlığını” tırmandırdı, İslam’a yönelebilecek ‘batılı beyaz gençlerin’ önemli bölümünü durdurdu, ABD’nin Kudüs’ü başkent ilân etmesinin yolunu açtı…

DEAŞ, katledilen milyonlarca Müslüman’a yenilerinin eklenmesinin ‘meşruiyet (!!!) zeminini’ oluşturmak için de kullanıldı…

Bu süreçte Türkiye de farklı maskelerle ortaya sürülen terör örgütlerinin hedefine yerleştirilerek yıpratıldı.

Ayaklanmalarla sarsıldı.

Ekonomisi uçurumun kenarına itildi.

Benzemezler arasındaki farklı “dayanışma” modelleri de bu yolda gerçekleştirildi.

Türkiye’deki yönetim de, “kültürel iktidar” alanındaki derin sıkıntılarından dolayı “zeminini aşındıran” nice yanlışlara imza atınca, “İkinci İsrail” hedefinin önündeki en büyük engel de iyiden iyiye sarsılmaya başladı.

Birçok mesele var; Sayın Erdoğan’ın Trump ve senatörlerle görüşmesinden yansıyanları ve İkili Basın Toplantısı’nı…

Üstüne de, büyük bir bölümü Siyonistlerin kontrolünde olan ABD medyasını tâkip ederken, Terör Örgütü’nü koruma ve kollama azimlerinde bir “eksiklik” olmayacağını net bir şekilde gördük.

MİLAT’ın başarılı muhabiri Özlem Doğan’ın igeçtiğimiz günlerde manşete çekilen “Hedef İkinci İsrail” manşeti işin temeline işaret ediyor.

Türkiyemiz, bu “azgın gidiş”in önünde durmaya çalışıyor.

Durabilir mi?

Mümkün.

Son vakitlerde gittikçe artan “Hedef İkinci İsrail” bilincini, içteki “kısır çekişmeleri” bir kenara itecek bir “sonuca” taşıyabilirse mümkün.

ABD ile ticaret hacmi 100 milyar dolara değil, 500 milyara tırmansa da, buradan bize “artı” yazmaz.

Bizim yapmamız gereken..

“Saflık” yapmadan “safları” sıklaştırmaktır.

Bunun da yolu belli:

“Bütün terör örgütlerine amasız, fakatsız, lâkinsiz karşı çıkanların bir araya gelmesi.”

Terör “sağ-sol” dinlemez!..

***********************

Okullarda Atatürk Heykeline Secde!..

Kaç kere yazdık; “Vefat etmiş devlet büyüklerini, adeta ‘hatasızlık atfedip’ göklere çıkartmak da, yerin dibine batırmak da acizlerin işidir!”

“Ölmüşlerden yardım dilemek uygar bir toplum için ayıptır!” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına yapılanlara bakın siz!..

10 Kasım’ın yıldönümünde bazı okullarımızda yaşananları ibretle izledik.

Çocuklarımızı “koreografi” bahanesiyle heykellerin önünde “secde” etmeye zorlayan kafa iyice yaygınlık kazandı.

Son zamanlarda iyice “artan” tempoda “şımarıklık”lara şahitlik ediyoruz, öyle bir hava var ve bunda da siyasi iktidarın “kültürel iktidar” alanındaki eksikliklerinin de payı var!..

Tarihteki Mustafa Kemal Atatürk’e Cumhuriyet’in kurucusu olarak saygı duymak ve O’nun doğrularını örnek almak çok başka bir şeydir.

Atatürk hangi heykelin önünde secdeye kapanmış?

Böyle mi örnek alınır veya gösterilir Cumhuriyet’in Kurucusu!..

Bazı okullarda yapılanlar medfun durumdaki Büyük Atatürk’e de büyük saygısızlık.

Bakalım, soruşturma açılmış!..

*****************

Ulusal Sinema ve Felsefe Sempozyumu

Genel Yayın Yönetmenliğini Prof.Dr. Serdar Öztürk’ün yaptığı SineFilozofi Dergisi’nin organize ettiği bir etkinlik:

2. Ulusal Sinema ve Felsefe Sempozyumu.

Birçoğu “Rıza Üretimi”nin en önemli vasıtaları olarak kullanılan sinema eserlerinin felsefi açıdan ele alındığı oturumların “farklı dünya görüşlerine” sahip sanatseverler tarafından izlenmesinin faydalı olacağını düşünüyorum.

Bir mâni çıkmazsa, ben de izleyiciler arasında olacağım.

22-24 Kasım 2019 tarihleri arasında, sabah 9.30’dan akşama kadar, alanlarında otorite isimlerin sunumlarıyla, Beyoğlu-İstanbul Akbank Sanat’ta.