ABD vs. batılılar dost görünümlü azılı düşmanlardır
Bölüp parçalamanın ön çalışmaları olan bir iki asrı saymasak, net bir asırdan fazladır İslam diyarı perme perişan, darmadağın, bölük pörçük. Bu sebeple de yoksul, muhtaç, aç bi ilaç, hatta köle ve esir. Tüm bu acı ve dramlar hesapsız zenginliklere rağmen yaşanmaktadır.
Yani kısaca düşman bizi bölüp parçaladığından dolayı zayıf düşürmüş ve bizi istediği gibi yönetmekte, yönlendirmekte, sömürmektedir. Dolayısıyla biz bölündükçe daha çok perişan hale geliriz. Daha çok düşmanın oyuncağı oluruz.
Bu bölünmenin bizimle ilgili tarafı elbette önemli ve üzerinde durulması gerekir. Ancak şimdi dış kaynaklı bölenler üzerinde biraz duralım. ABD ve yandaşları batılılar, namı diğer emperyalistler iki milyarlık İslam âlemini nasıl, neden ve kaç parçaya bölmüşler. Bu böldükleri parçaların hangisine dostturlar.
Küresel zalimler, her bir parçayı da bu vaatlerde bulundukları gibi vaatlerle bölmediler mi? Bölünme tamamlandıktan sonra hangi sözlerini tuttular. Ayrı ayrı vaatlerde bulunarak önce ulus ve ırklara böldüler. Sonra bu ulus ve ırkları da bölge bölge, aşiret aşiret böldüler. Bölünmeden sonra, sadece sömürü çarkı daha hızlı işledi…
Şu an Araplar kaç parça, Türkler kaç parça, Kürtler ve diğer ırklar kaç parça. ABD AB haçlı Siyonist ittifakı, bu parçalardan hangisine dost bu gün. Bu saydığımız parçalardan hangisi gerçekten özgür ve bağımsız. Batılılar tüm bu parçalara da özgürlük, bağımsızlık vb. nice albenili şarkılar söylememişler miydi?
En son Irak’a “ebedi özgürlük” mavalıyla gelmediler mi? Bu gün Irak özgür mü? Suudi, Mısır, Afganistan, Pakistan, Afrika ülkeleri ve her hangi bir İslam ülkesi özgür mü? Ya da Türkiye 100 yıldır özgür ve bağımsız mıydı? İşte son 10-15 yıldır, özgürleşmeye sadece niyet etmiş olduğu için tüm küresel despotların hedefinde. Kısacası batının bağımsızlık, özgürlük vs. sözleri sadece birer tuzaktır.
Hâlbuki kâinatın sahibi olan Allah (cc) ta 1450 yıl öteden, bu kâfirlere karşı defalarca bizi uyarmıştı. Kur'an, Haçlı Siyonist ittifakıyla, İslam ümmetinin ittifakının mümkün olmadığını, defalarca ihtar etmişti. İşte birkaç örnek:
“Ey inananlar! Sakın Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Maide 5/51)
“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. (Bakara 2/120)
“Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.” (Ali İmran 3/100)
“Mü’minler, mü’minleri bırakıp inkârcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah, asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah’adır.” (Ali İmran 3/28)
Şimdi benim değerli Kürt kardeşlerim ve ey halkım! Kendi halkının sadece hayrını düşünen bir Kürt kardeşiniz olarak diyorum ki: başınızı iki avucunuzun arasına alıp yeniden düşünün. Bu zalim, despot, kalleş, çok yüzlü kâfirler, içimizden aldattığı kimi çevrelere “demokrasi” “özgürlük” “bağımsızlık” vaatleriyle yaklaşarak örgütleyip üzerimize salıyorlar.
PKK KCK PYD YPC DHKPC TİKKO veya başka isimlerle kurulan tüm solcu örgütler, onlarca yıl KAHROLSUN ABD, KAHROLSUN EMPERYALİZM diye bağırmadılar mı? Şimdi net değil mi ki, bunları bağırtan kendi kendine sövdüren, ABD nin kendisiymiş. Bunun bir tuzak, bir hile bir kahpelik olduğu açık değil mi?
Ey halkım şunu bilelim ki, bölündükçe zayıflar ve bu zalimler için daha kolay lokma oluruz. Bir ve beraber olduğumuz zaman güçlenir ve ayağa kalkarız. İşte asıl o zaman özgür ve bağımsız oluruz. Aksi halde ne Kürt, ne Türk ne Arap hiçbir Müslüman halkın bağımsızlığı da huzur ve güveni de, izzet ve saadeti de mümkün değil. Düşünün ve karar verin. Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...