Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2991.18
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Aralık 2019

ABD Türkiye’den ne istiyor?

GF’de analizlerini takip ettiğim Amerikalı Stratejist Jacek Bartosiak’aya geçtiğimiz günlerde iki soru yönelttim: ‘’Birincisi, ABD Türkiye’nin itirazlarına rağmen neden PKK’ya silah vermeye devam ediyor? İkincisi, Darbe suçuna bulaşmış suçluları neden iade etmiyor?’’ Birinci soruya gelen cevabın özeti şöyleydi: ‘’ABD Kürtleri terörist olarak görmüyor’’ İkinci soruya gelen cevabın özeti ise: ‘’ABD bir hukuk devletidir. Her işi hukuka uygun yapar’’

Jacek Bartosiak’tan gelen yanıtlar, jeopolitik alanda düşünen ve yazan birinden çok klasik politikacılar gibi yerine göre yuvarlak cümleler, yerine göre diplomatik ifadelerle sorularımızı geçiştirdi. Amacımız sorularımızla Bartosiak’iyi sıkıştırmak değildi, Amerikalıların tam olarak Türkiye’den ne istediklerini anlama çabasıydı. Bizzat kendisine de bunları belirtikten sonra özetle şöyle yazdım: ‘’Biz Amerika’nın kimi terörist görüp görmediğini sormamıştık. Ayrıca Kürtlerle PKK’yı özdeşleştirmeniz doğru olmadığı gibi Kürtlere de hakarettir. İkinci sorumuza verdiğiniz yanıta gelince; Amerika ile Türkiye arasında 1874’ten beri ‘’suçluların iadesini’’ sağlayan bir antlaşma mevcut. Mademki Amerika bütün işlerini hukuka uygun yapıyor o zaman 145 yıl önce yaptığı antlaşmaya uygun davranması beklenir’’

Diplomatik ve yuvarlak cümleler bir yana, Amerikan’ın dış politikasını takip eden herkes Zbigniew Brzezinski’nin ‘’Büyük Satranç Tahtası’’ adlı kitabında Amerika için çizdiği Jeopolitik rotayı takip ettiğini bilir. İster Demokratlar ister Cumhuriyetçiler iktidara gelsin Amerika, küresel rekabetin oynandığı satranç tahtası olarak Avrasya’yı görmektedir. Amerika, Avrasya’yı dünyanın merkezi olarak görür. Ulusal Güvenlik eski danışmanı John Bolton bir açıklamasında şöyle demişti: ‘’Avrasya’yı kontrol eden dünyayı da kontrol eder’’ aslında bu ifadeler Brzezinski’nin kitabında geçiyor

Brzezinski Türkiye için şunları yazmaktadır: ‘’Türkiye Karadeniz bölgesinde istikrarın sağlamasında, Akdeniz’e geçişi kontrol etmesinde, Rusya’yı Kafkasya ve Orta Asya’da dengeleyerek Amerika’nın Avrasya’ya olan etkisini artırabilme kapasitesine sahiptir’’ Görüldüğü gibi Amerika’nın Türkiye’ye biçtiği rol Kafkasya ve Orta Asya’ya açılan bir kapı, Rusya’nın Akdeniz’e açılmasını engelleyen bir kalkan olarak görüyor

Buna karşı Türkiye’nin attığı kararlı jeopolitik adımlar ilk defa Amerika’nın bu bölgede derinliğinin değil yayılmacı olduğunu nüfuzun değil mevcudiyetinin görülmesini sağladı. Senato da geçen sözde soykırımı tanıma ve Türkiye’ye yaptırım kararları almasının nedeni budur. Başa dönecek olursak zihinlerde oluşan ‘’Amerika Türkiye’den ne istiyor?’’ Sorusuna yukarıda da belirtiğimiz gibi kendisine kalkan ve kapı olmasını istiyor.

Türkiye ise, Doğu Akdeniz’e gönderdiği sondaj gemileriyle, Libya’yla yaptığı jeopolitik mutabakatla, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla sadece halkının güvenlik kalkanı ve kapısı olduğunu gösterdi.