Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Aralık 2018

ABD Suriye''den çekiliyor da...

Afganistan’a girebilmek için El Kaide’nin New York’ta bulunan Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerini yerle bir etmesine yol açan ABD, Irak’a girmek için de Irak’ta nükleer silahlar var etti!

ABD girdiği bir yerden kolay kolay çıkmadı, çıkmaz da. ABD Vietnam’da olduğu gibi ya yenilerek çıkar ya girdiği yerin jeopolitik, jeo-stratejik önemi kalmadığı için çıkar ya da orada varlığını, gücünü dolayısıyla menfaatlerini sağlama aldıktan sonra çıkar. Biz çıkar dediysek tamamen çıkar sanmayın, gerektiği kadar…

2011 Mart’ında başlayan Suriye ayaklanmasında Obama ABD’si Esed’in gitmesini istiyordu. 2013’e geldiğimizde “İslamcılar buraya hâkim olur” gerekçesiyle Esed’e de katliamlarına da göz yumdu ABD. Sonra Suriye’yi İslamcılara kaptırmadan nasıl böleceklerinin hesapları yapılmaya başlandı. Bunun için bir manivela gerekliydi: DEAŞ.

Kısacası kendi halinde davet ve tebliğ ile uğraşan gruplar-cemaatlerden bazıları Saddam askerleri komutasında ABD tarafından bir araya getirilerek “Irak Şam İslam Devleti” adı altında birleştirildi. Bunu bilen ABD’li yetkililer “ISIS/İŞİD’i bizimkiler kurdu” diyorlardı.

ABD ilk kez bir terör örgütü kurmuyor, yönetmiyordu. Yevgeniy Primakov Benazir Butto’nun kendisine, “Taliban CIA’nın katkılarıyla Pakistan askeri istihbaratı tarafından kuruldu” dediğini yazmıştı. Bunlar sadece iki ülkede ve son çeyrek asırda yaşananlar, yoksa listeyi uzatabiliriz.

ABD nerede terör örgütü kuruyor ise o örgüt üzerinden birileri ile hesaplaşmayı, oraları terörize etmeyi planlamıştır. Vekalet savaşları için en bilinen yöntem terör örgütlerin kullanılmasıdır. ABD terör örgütü DEAŞ’ı kurarken Suriye’ye girmenin yolunun bu örgütü gerekçe göstermekten geçtiğini biliyordu. Nitekim kısa bir süre sonra önce DEAŞ terör estirip işgallere girişti, sonra ABD “DEAŞ’la mücadele!” gerekçesiyle Suriye topraklarına girdi.

Anlayacağınız ABD Suriye’ye girmek için yine kendi oyununu hazırladı, oynattı. Dünya bu pis oyundan dolayı infiale kapılınca ABD, “Merak etmeyin, yine iş bana düştü, gideceğim ve o chatçı örgütü bitirmeden dönmeyeceğim” dedi.

ABD kaçtır Trump’ın ağzından, “DEAŞ’ı yendik” ve “Artık Suriye’de kalmamıza gerek kalmadı” dediyse de CENTCOM ile Pentagon buna katılmadı. En son Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Trump, “Suriye’den çekiliyoruz” dedi ve dönüş başladı.

Doğrusu Suriye’de bulundurduğu 2200 askerini çekmesinin “Artık DAEŞ’le çok da ilgilenmiyorum” mesajı dışında bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Savaş gemileri ile kurduğu üslerle zaten bölgede ABD. Bu sebeple Trump’ın ABD askerini çekmesini farklı okumamız icab eder diye düşünüyorum. Neden mi?

ABD’nin bölgedeki Rusya ve İran’ın varlığından rahatsız olmaması düşünülemez. Çünkü Ortadoğu Rusya ve ABD için vazgeçilmez coğrafyadır. ABD buradaki gücünü ne kadar zayıflatır ise Rusya ve İran -ve de tabi ki Türkiye’nin bölgede o kadar gücü artar. Bu üç ülkenin bölgedeki varlığının daha da güçlü hale gelmesinin ABD’nin işine geleceğini uluslararası ilişkilerin hiçbir kuramına göre açıklayamayacağımıza göre ABD’nin X planı mı var?

Olabilir, hatta vardır. Yoksa ABD bölgeyi İran ve Rusya’ya bırakırsa Ortadoğu ve dolayısıyla ana kara ABD’ye kapanır.

ABD çekilmiyor; Erbil’de, Kobani’de ve büyük-küçük 38 üssü ile Irak ve Suriye’de ABD zaten var. Bu 2200 askerin bir kısmı bu üslere taşınıyor ise buna ABD Suriye’den çıktı, çekildi demek gerçekçi bir tespit olmaz. Burada asıl soru şu:

ABD Suriye’den çekildiğini açıklayarak Türkiye’nin terör örgütü PKK’nın Suriye kolu dediği YPG’yi s/attı mı?

Çok güçlü ABD’nin, Süper güç ABD’nin Suriye’de sıkıştığını söylersek abartmış olmayız. Türkiye-Rusya-İran ittifakı Suriye’de ABD’ye alan bırakmadı. YPG’nin bölgedeki varlığına Türkiye’nin tepkisi ABD için artık stratejik sorun halini almış bulunuyor.

Dün Esed’in Münbiç’e bayrak dikmesi ve Rusya’nın bunu desteklemesine bakılırsa sıkışan ABD’nin Suriye’den “kontrollü” çıktığını söyleyebiliriz. Zira Amerikalıların %70’i askerlerinin Suriye’de kalmasını istemediğini biliyoruz. Trump YPG’yi Esed’e teslim ederek hem Türkiye’nin önünü kesmesi hem de YPG’ye yeni hami bulması söz konusu.

Türkiye buna karşı hangi hamlelere sahip?

Devam edeceğiz.