Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.32
Gram Altın
2974.58
BIST 100
9638.84
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Şubat 2016

ABD STRATEJİSİMİ RUSYA MI SURIYE'YE GÖMULECEK

"Rusya, ABD'ye ve Avrupa'daki müttefiklerimize karşı tehdit oluşturuyor... Gerekirse saldırırız..." (NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı General Breedlove)

Bugün yeryüzünde "Dünya Sistemi" krizi yaşanmakta. 1950 sonrası oluşan çift kutuplu sistem 26 yıl önce çöktü, yerine bir siyasal sistem kurulamayınca ABD'nin Avrasya Patinaj Stratejisi krizi bütün dünyaya yayıldı.

İkinci dönemine Obama, "ABD bölgeden çekilecek" açıklamasıyla başlarken, yerel güçler ve Rusya bölgede din/mezhep ve etnik farklılıklar üzerinden ABD ile rekabete girdi. Gürcistan'dan sonra Ukrayna, Kırım ve Suriye'ye bu rekabet perspektifinden bakıyoruz.

I. ve II. Dünya Savaşının haksız paylaşımından kaynaklanan sistem tıkanıklığına, başta BM olmak üzere uluslararası örgütlerin kayıtsız kalması yerkürenin merkezi Avrasya Savaşını kızıştırdı. Yani süper güçlerin Avrasya'nın stratejik ve geniş coğrafyasına daha çok nüfuz etme savaşı başlamış oldu.

ABD ve Rusya arasında mutabakat olsun olmasın, geliştirdikleri konsept bölgede amaçsız terör, kontrolsüz kaos ve ahlaksız savaşa neden oluyor.

Burada anlaşılması zor olan şey, artık mahallu00ee jeostratejik planlar değil, küresel hedefler için stratejiler belirlediğini zannettiğimiz ABD, Ortadoğu'nun tümünü riske sokacak olan Rusya-İran ittifakına Suriye'yi üs haline getirme taktiklerini veriyor. Bu körlükle gidilirse ABD'nin bölgede bir yüzyılı kaybedeceğini görmek için Talleyrand ya da Kissinger olmaya gerek yok.

Avrupa ve NATO'yu güçlendirmek için Kaliningrad Çıkıntısı'nın silahsızlanması sürecinde diplomasi dışı yollar deneyen Avrupa ve ABD Kara Deniz'in batısını, Ak Deniz'in doğusunu amansız rakibi Rusya'ya mı kaptırır dersiniz?

Sorduğumuz sorunun cevabına ABD ister evet desin, ister hayır, ABD'yi bölgede var kılan, ayakta tutan jeostratejisi çöküyor. Garip, ama gerçek ki Rusya her geçen gün stratejik hamlelerini tahkim etmeye çalışırken ABD düne kadar durumu izlemekle yetiniyordu. İran'ın müttefiki Rusya ile beraber Yemen'e operasyon konusunu hiçbir çekince duymadan gündeme getirmesini de bu minvalde okumak gerek.

ABD'nin bu aymaz tutumundan sonra "Rusya uluslararası arenadaki genel kabul görmüş kuralları 'yeniden yazmaya' çalışıyor" diyen bir NATO Komutanı ses verdi. Türkiye aylardır bunu anlatmaya çalışıyor. ABD ve BM bölgeden el çekince Rusya ve İran kural tanımaz oldu. Haliyle bu İran ile Rusya Yemen'e de Lübnan'a da el attı.

İran'la birlik olup Yemen'e müdahale edecek bir Rusya ABD'yi Körfez'den Hindiçin'e Afroasya jeopolitiğinde zora sokacaktır. Çünkü Rusya, İran, Irak, Suriye ve Hizbullah'ın adı konmuş bir 'pakt' oluşturdukları gizli saklı değil, buna bir de Yemen ve sınırlarının doğu ile batısını da ekleyin.

Rusya'nın son 10 yıldaki stratejisine baktığımızda, Suriye ve Yemen süreçlerinden başarıyla çıkması halinde Ukrayna ve Kırım başarısı ile oluşan özgüveni sayesinde Orta Avrupa'daki jeopolitik özlemi de canlanabilir.

Beri tarafta Suriye'den sonra Lübnan ve Yemen hamleleri bölgesel güç olan İran'a, ABD çıkarlarını ciddi anlamda zedeleyecek yeni ittifak imkanları doğuracaktır.

Oysa ABD ve Rusya, ilerde süper güçlere tehdit oluşturmamaları için bölgesel güçleri dikkatle izlerdi. Bu sebeple bölgesel güçlerin yükseliş trendi süper güçler tarafından kontrol altına alınarak hem yükselişin yönü hem de seyri manipüle edilirdi.

ABD ve Kekeme Stratejisi

General Breedlove'ın son açıklamaları hariç, Rus-İran ittifakı planlı ve kararlı yürürken, söylem ve pratikte kekeme tutum izleyen ABD müttefiklerine gereği gibi davranmıyor.

Mesela; Rusya'nın, "İran'a Sukhoi Su-30SM model çok fonksiyonlu jetler satacağız" dediği bir süreçte ABD ve kimi dost! NATO ülkeleri Malatya'da konuşlanan Patriot füzelerini çekip götürmesi ortaklığa sığmadı. Demek ki bu şartlarda NATO Türkiye için nostaljiden başka bir anlam taşımaz.

İşte Lübnan,

İran Hizbullah üzerinden Lübnan'ın Suudi Arabistan'a olan yakınlığını bozuyor.

Konuya devam edeceğiz.