Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Kasım 2020

ABD Seçimleri ve Türkiye

ABD seçimlerini resmi olmayan sonuçlara göre Biden’ın kazandığı duyuruldu. Uzun bir belirsizlik sürecinin ardından ilan edilen ABD yeni başkanı sadece ülkemizde değil, tüm dünyada merakla takip edilen bir süreç oldu. Çünkü ABD’nin gerek askeri, gerekse ekonomik gücü ile dünyanın birçok bölgesinde hegemonya kurması insanları bu meraka sürükledi.

ABD, sahip olduğu ekonomik ve askeri güç ile 11 Eylül saldırıları sonrasında Afganistan’a ve Irak’a hiç kimseye hesap vermeden askeri operasyonlar düzenledi. İnsanların ölmesine, yaralanmasına, yersiz yurtsuz kalmalarına neden oldu.

Suriye’de PKK’ya verdiği destek ile gerek Suriye içinde, gerekse ülkemizde birçok insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. PKK, ABD’den aldığı silahlar ve istihbaratla ülkemize karşı terör saldırıları gerçekleştirdi.

Uzun yıllar boyunca Fetullahçı Terör Örgütü’ne verdiği ekonomik, istihbari ve lojistik destek ile ülkemizin kılcal damarlarına kadar sızmayı başardı. 15 Temmuz gecesi de FETÖ’nün darbe girişimine destek verdi. Hatta darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanıp darbeciler tutuklanınca “muhataplarımızı kaybettik” beyanında bulundu.

Trump, dünyanın içine düştüğü küreselci/milliyetçi cephe çatışmasında milliyetçi cephenin bir temsilcisi olarak ortaya çıkmıştı. Biden ise küreselci cephenin... Fakat Trump, Obama döneminde başlatılan PKK/PYD terör örgütüne verilen silah yardımlarını devam ettirirken Biden bundan farklı olmayacaktır. Nitekim geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan röportajında bunu açıkça dile getirmişti.

Obama döneminde Türkiye’ye iade edilmeyen FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i Trump iade etmedi, muhtemelen Biden da teslim etmeyecektir.

Brunson bahanesi ile Türkiye ekonomisine operasyon düzenlediğini itiraf eden Trump’ın bu politikasını Biden S-400 hava savunma sistemini bahane ederek devam ettirecektir.

Trump küre buluşması adı altında Suudi Arabistan’a verdiği destek ile Körfez ülkelerini hegemonya altına alırken İsrail’e biat etmelerini sağladı. Biden, Trump kadar İsrail yanlısı politika izlemeyecektir muhtemelen, ancak Ortadoğu’daki saldırganlığı bundan çok farklı bir politika olmayacaktır. Olan yine Müslüman coğrafyanın masum insanlarına olacaktır.

Dünyanın ekonomik ve siyasi dengesi değişiyor. ABD başkanı kim olursa olsun bu durum değişmeyecektir. Obama döneminde Çin’e karşı başlatılan harekât, Trump döneminde nasıl değişmediyse Biden döneminde de değişmeyecektir.

ABD seçim sonuçlarının elbette Türkiye’ye kısmi bir yansıması olacaktır. Ancak ABD’nin Türkiye politikalarının ana omurgasında değişiklikler beklenmesi pek doğru değil.

Trump’ın dış politikaları hâlihazırda küresel değişimde kırılmalara neden oldu. Artık eski küreselci sistemin geri gelmesi pek mümkün değil.

Küresel sistemde 2008 küresel finans krizi sonrasında artan milliyetçilik akımı, pandemi ile birlikte daha fazla hız kazandı. Çin’de ortaya çıkan virüs küreselleşme sebebiyle çok kısa sürede tüm dünyaya yayıldı ve birçok insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu durum vatandaşların ve yöneticilerin zihninde yer ettiği için eski küreselleşmeci politikaların artık devam edemeyeceği reddedilemeyecek bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Bu nedenle küresel sistemde yaşanan bu değişimi bir fırsat olarak bilip, ithal etmek yerine yerli üretimin önemine varıp öncelikle kendi kendimize yeter hale geldikten sonra dünyaya ihraç etmek için çalışmalı ve gayret göstermeli. Ancak yerli üretimin önem kazandığı bu günlerde kendi insanımızı aldatmak, kandırmak, dolandırmak gibi ahlaksızca hareketlerde bulunanlara da gerekli cezanın verilmesi gerekiyor.

Yani demem o ki, Trump ile Biden arasında Türkiye ve bölge insanları için çok farklı bir süreç olmayacaktır.

Bizim yapmamız gerekenler bellidir.

İlime, bilime, bilgiye, öğrenmeye gereken değeri göstermek zorundayız.

Türkiye, bilgiye değer verdiği zaman savunma sanayinde büyük atılım gerçekleştirdiğini hep birlikte görüyoruz. Yakalanan başarıyı diğer sektörlerde de göstermeyi başarabiliriz.