Dolar (USD)
34.44
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3016.49
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 May 2019

ABD Ne Yapmaya Çalışıyor?

Son günlerde ABD’nin İran’la tırmandırdığı gerilim devam ederken birçok kimsenin zihninde ‘’ABD İran’a saldıracak mı?’’ Sorusu geçti. En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim ABD İran’a saldırmayacaktır.

Daha önce birkaç kez yazdığım bir hususu tekrar edeceğim; ABD-İsrail ikilisi bazı Arap rejimlerini İran ve Türkiye’yle korkutarak milyarlarca dolara silah satıyor. Dolaysıyla ABD’nin bu rejimleri sömürmesi için ara sıra boş tehditler savuran zararsız bir İran rejimine ihtiyacı vardır. Ne zamanki İran gerçekten ABD ve İsrail için ciddi bir tehdit oluşturursa o zaman hiç tereddüt etmeden saldıracaktır.

Burada tehdit kavramına bir açıklık getirmek yerinde olacaktır. Tehdit, bir yabancı ülkenin veya herhangi toplumsal bir hareketin ülkenin menfaatlerine zarar vermek niyetinde olması ve bu niyetini gerçekleştirecek imkân ve kabiliyete sahip olmasıyla ortaya çıkan güvensizlik durumudur.

Demek ki, niyet ile imkân olmadan tehdit olmaz. Niyet, tehdidin manevi unsuru olan iradeyi, imkân ise, bu iradeyi gerçekleştirecek maddi unsuru oluşturur. Maddi imkânı olmayan niyet, tehdit olarak algılanmaz sadece gözlem altında tutulur. Gerektiğinde o devleti niyetinde caydırmak için çeşitli tedbirler alınır. İran’a uygulanan ambargo bu kapsamda değerlendirilebilir.

Bu çerçevede ABD-İran ilişkilerine baktığımızda ABD İran için tehdittir ama İran’ın niyeti olsa bile mevcut şartlarda ABD’ye tehdit olmaktan çok uzaktır.

Peki, ABD’nin İran’ı tehdit etmesi ne anlama geliyor?

ABD’nin İran’a karşı saldırgan tutumu iki anlama gelir. İlki iç kamuoyuyla ikincisi dış politikayla ilgili bir durumdur.

Birinci durumla ilgili olarak, Soğuk Savaşın sona erdiği 1990’dan günümüze kadar olan seçim dönemlerini araştırdım. Yaptığım incelemelerde gördüm ki, ABD her defasında bir ülkeyle gerilim çıkartarak seçime gitmiş. Dolaysıyla 2020’de yapılacak seçim öncesi İran’la böyle bir gerilim çıkartması şaşırtıcı değildir. Tramp yönetiminin İç politikada istediği sonucu almak için bir dış gerilime ihtiyaç vardı İran’da bu ihtiyacı karşılayacak en uygun ülkeydi.

İkincisi, ABD İran’ı tehdit ederek: ‘’Gerekirse Körfeze 120 000 asker gönderirim.’’ İfadesiyle üç yere mesaj verdiğini düşünüyorum. Birincisi, direk İran’a ‘ayağını denk al’ ikincisi, Suudi ve BAE’liğine ‘’Bak buradayım’’ üçüncüsü, Çin ve Rusya başta olmak üzere ‘’ABD ne yapmaya çalışıyor?’’ Sorusunu merak eden tüm ülkelere diyor ki: ‘’Hâlâ dünyanın hâkimi benim.’’

O zaman üzerinde düşünmemiz gereken bir soru sorayım: ‘’ABD bunu deme ihtiyacını neden hissediyor?’’