ABD kol kesti, İran Trump’u parlattı
ABD, Kasım Süleymani suikastı ile İran’ın Orta Doğu’daki kolunu kesti. İran ise Irak’taki ABD üslerine füze saldırısı düzenleyerek, bir bakıma Trump’u traş etti… Süleymani’nin bulunduğu konvoy dronlarla vurulurken saniye saniye yakın plan görüntüler kaydedilip yayınlanmıştı. İran füzelerinin vurduğu ABD üslerinin uydu görüntüleri ise İran’ın “80 ABD askeri öldürüldü” iddiasını kanıtlar nitelikte değildi. Erken uyarı sistemi sayesinde İran füzeleri boş hangarları vurmuştu. Ancak ölen ABD askerleri olsa bile her sıcak çatışmada olduğu gibi ABD’liler basına sansür uygulayarak askerlerinin ölmediğini iddia ettiler.
***
Ülkesinde milli kahraman olarak görülen Süleymani’nin öldürülmesi ile İran’da rejime karşı ayaklanmalar durdu. Hayatta iken siyasi yönü hep ön planda olan Süleymani’nin cenazesini şehir şehir gezdiren İran yönetimi, ülkede nispi bir sükûnet sağladı. Ama adam gibi bir cenaze töreni düzenleyemediği için 60’a yakın insan ezilerek hayatını kaybetti. ABD ambargosundan dolayı uçak yedek parçası bile alamayan İran’da bir yolcu uçağının düşmesi ve 176 kişinin hayatını kaybetmesi İran’ın karşı karşıya olduğu tehlikenin başlangıcı sayılabilir. ABD, yolcu uçağının İran füzesi ile yanlışlıkla vurulduğunu iddia ederek uçak kazasını bile lehine çevirmenin peşinde…
***
Türk askeri Libya’ya ayak bastı. Artık Hafter’in, başkent Trablus’u kuşatma ve meşru Libya Hükümeti’ni devirme ihtimali ortadan kalktı. Hafter, Libya’da kendisine yandaş bulamadığı için Birleşik Arap Emirlikleri’nin parası ile Sudan’dan çapulcu topluyordu. Rusya’nın gayri resmi paralı askerleri de hizmetindeydi… Ama hepsi para için orada... Zoru görünce çil yavrusu gibi dağılmaları işten bile değil…
***
ABD diktesi ile dört Arap ülkesinin 2017 yılında Katar’a karşı başlattığı ambargoyu Türkiye’nin desteği kırmıştı. Katar’ı tam bir ablukaya alan, Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, kendi ırkdaşlarının içecek suyunu, yiyecek ekmeğini bile kesmişlerdi. Türkiye, yıldırım gibi Katar’ın imdadına yetişti, Türk şirketleri uçaklar dolusu gıda maddesi göndermeye başladı. Katar’daki Türk üssüne az bir takviye de yapılınca ABD’nin oyunu bozuldu…
***
Şimdi aynı şey Libya için geçerli… Hafter, geçen yılın Nisan ayında Başkent Trablus’u işgal etmiş ama alamamıştı. Geçen ay aynı şeyi tekrarladı yine başarılı olamadı. Dün yeniden bir işgal girişi başlattı. Libya askerini eğitip yönlendirecek Türk birliklerinin gitmesinden sonra artık Hafter gerilemeye başlayacaktır. Türk askerinin çatışmaya girmesine gerek yok, taktik ve strateji vermesi bile yeterli…
***
ABD, adaletli bir yönetim yerine dünyanın dört bir yanında doğal kaynakları nasıl sömüreceğinin hesaplarını yapıyor. Türkiye’de yönetimi devirip kendisine harfiyen uyacak bir piyon bulamadı. Suriye’nin doğusunda hazırladığı oyun da Barış Pınarı Harekâtı ile bozulunca, şimdi İran’ı silah zoru ile hizaya getirmenin peşinde. Anlaşma sağlayamazsa İran’ı iki parçaya bölmek için var gücüyle çalışacaktır.
***
İran, Irak’taki ABD üslerini vurmadan önce Irak Hükümeti’ne (dolayısıyla ABD’ye) haber vermişti. Zaten iyice köşeye sıkışmış olan İran’ın hedefi ABD askerlerini öldürmek değildi. Ancak kendi halkına da ABD hedeflerini vurdum diye bir çıkış yapması gerekiyordu, yaptı. ABD’nin, nükleer kapasitesini geliştirme kararından sonra İran’a baskılarını yoğunlaştıracağı kesin.
Şimdi asıl soru, Süleymani’nin kırk yıllık zaman diliminde Pakistan’dan Lübnan’a uzanan geniş coğrafyada kurduğu Şii milis ağının ne olacağıdır. Geçtiğimiz Eylül ayında İran’ın desteklediği Yemen’deki Husiler, Suudi Arabistan’da Aramco’ya ait tesisleri silahlı insansız hava araçları ile vurmuştu. İran, ABD hedeflerine olmasa bile yandaşlarına karşı etkili eylemler düzenler mi?