ABD isterse şeriat gelir
Bugün tüm
dünyanın gündeminden düşmeyen gözleri ve merakları üzerine çeken Afganistan ve
Taliban’ı konuşacağız.
Öncelikle
açıklamamız gereken sorular dizisine bakalım, Taliban nedir? Ne zaman ve nasıl
kuruldular? Kimler tarafından kontrol edilmekte?
Sovyetler
Birliği 1979 da Afganistan’ı işgal etti ve on yıl süren işgal 1989’da yenilerek
geri çekildi. Afganlar direniş grupları oluşturarak dağlara çekildiler ve
Sovyetler düşman olan devletlerin silah ve para yarımları ile güçlü bir direniş
göstererek galibiyet elde ettiler. Sovyetleri yendiler ama tüm İslam tarihinde
karşımıza çıkan birlik olamama hatasına düştüler ve her bir mücahid grup farklı
dünya görüşünü benimseyerek ayrışmaya ve iç savaşa doğru hızla koşmaya başladı.
Ve olan oldu işgalcilerin enkazı toplanmadan alt yapılar inşa edilemeden iç
savaş baş gösterdi ve istikrarsızlıkta tahtına kuruldu.
İslam ülkelerinin birlik olup ortak bir duruş
sergileyememesi İsrail’i doğurmuştu peki ya şimdi?
Devlet
yapılanması devamlılık isteyen bir organdır ve istikrar, huzur ve refah olmayan
bir toprakta katiyen can bulamaz. Afganistan da ne okul kaldı ne hastane ne
eğitim ne sağlık güvenlik zaten hak getire…
Bu vahim
ortamda Taliban doğar. İlk katılımcıları medrese öğrencileri okuryazar
üyelerken şu an tek bildikleri şey savaşmak olan üyelere evrildiler. Taliban’ın
kurucusu Mollo Ömer’dir İslami esaslara dayanan bir hükümet sistemi kurulmasını
savunuyordu ve bu görüşe katılan elli üye ile kuruldu. Kısa sürede destek
aldılar ve katılımcıları hızla çoğaldı. Beklenmedik eylemler yaptılar ve birçok
bölgeyi hızla ele geçirdiler. Taliban 1995 de başkent Kabil’i kuşattı ancak başarısız
oldular ve ağır kayıplar verdiler ancak pes etmediler bir yıl sonra tekrardan
kuşattılar ve başarılı oldular, başkenti aldılar. Afganistan İslam Emirliği adı
ile devletlerini kurduklarını duyurdular ancak uluslararası arenada
tanınmadılar. Sadece Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bu
oluşumu tanıdı. Uzun yıllardır işgal ve iç savaş ile cebelleşen Afganistan
bitik haldeydi. Sağlık hizmetleri,
eğitim hakkı, güvenlik ve diğer tüm vatandaşlık haklarından yoksundular ve
yabancı ülkelerin yardımları ile yaşamlarını sürdürüyorlardı ta ki Taliban bu
yolları bağlantıları da güvenli bulmayıp kapatıncaya yok edinceye dek…
El Kaide
yardım ve yataklık yaptıkları yönünde iddialar vardı ve yaptırımlara
uğradılar.1 Eylül 2001 de İkiz kulelere yapılan saldırıyı El Kaide üstlenince
fırsattan istifade sürekli özgürlük isimli bir operasyon ile Afganistan’a girdi
Amerika… Taliban yok edildi yani öyle
düşünüldü ya da düşünülmek istendi. Ancak gerilla savaşları başladı. Kırsal
bölgelerde pusular şehir merkezlerinde saldırlar gerçekleştirdiler ve tekrardan
bölgeleri ele geçirmeye başladılar. Enteresan bir şekilde Amerika, Taliban
gerillaları ile baş edemediklerini kabul edip Afganistan’dan çekildiklerini
açıkladılar. Bu açıklamadan sonra bölgede bulunan diğer devlet kuvvetleri de
yavaş yavaş çekilmeye başladı. Ve bu açıklamalardan sonra beklenen son oldu ve
Taliban Afganistan’ı ele geçirdi ve halka zulüm derecesinde yasalar ve sözde
şeriat kanunlarını uygulamalarını hat safhaya çıkardılar. Kadınlar sosyal hayattan
men edilirken özgürlük namına hiçbir hak bırakılmadı. Erkekler de değişik
yollarda eziyet görmemeye başladı.
Günümüz
Afganistan nüfusunun yüzde 48’i Türklerden oluşuyor. Türklerin yoğunlukta
olduğu kuzey kısmı güney Türkmenistan olarak adlandırılıyor. Afganistan devleti
İngiliz ve Rusların bölgeye gelmesinden sonra oluşmuştur. Orta Asya’ya, sıcak
sulara ve orta doğuya giriş çıkış için önemli bir kavşak konumundadır. İslam,
Çin ve Hint kültürünün de buluşma noktasında yer alıyor Afganistan.
Dün Afganistan’ı
yutmak için her hamleyi yapan Ruslar Taliban‘ı tanımada Bolşevik hükümeti olan
dedeleri gibi en önde yürüyor.
Kendi eli
ile yarattığı tüm terör örgütlerine ve Taliban’a savaş açtı(!) ve masum
insanlar kadınlar çocuklar bu davanın kaybedenleri oldu... Sayısı net
verilmeyen yüz binlerce insan hayatını kaybetti.
Özgürlük ve
barış ekmek bu kadar kanlı mıdır?
ABD’nin asıl amacı hiçbir zaman demokrasi
olmadı. Daima istikrarsız ülkeler yaratmak öncelikli adımdır çünkü Orta Asya
petrol ve doğalgaz hatlarının kontrolü, İran’ı kuşatmak, Afganistan’dan gelen
yasaklı maddeleri denetimi altına almak ve baş düşmanları Rusya, Hindistan ve
Çin’i kontrol altında tutması her şeyden önemlidir.
Bölgesel ve uluslararası güçler Afganistan da
varlık edinmek için diplomatik görünüşlü ahlak dışı kararlar ve tanımalar
yapılıyor. Kurulan üsler ile ABD Çin’e set çekmeye çalışırken Ruslar sıcak
denizlere inmek için neler yapacak. Çin setleri yıkmak hangi patlayıcı
silahları kullanacak. Bölge hakları daha ne kadar zarar görecek?
Unutulamamalıdır ki Amerika kadar Çin de zalimdir.
Yıllardır
Uygur Türklerini Radikal İslamcı olarak tanımlayan Çin, Afganistan'ın yeni
hükümeti olarak Taliban’ı resmi tanıyan ilk ülke olacak. Çin’in birçok projesi
ve kuşak yol projesini Afganistan’dan yapacağı bilinen bir gerçek. Afganistan
aralarında 1 trilyon dolar değerinde işlenmemiş maden kaynağına sahip.
Afganistan nakite, Çin'in de madenlere ihtiyacı var.
Bölge’de güç savaşı sessizce devam ediyor ve
bu sessizliğin uzun sürmeyeceği de bir gerçek.
Coğrafi
konumu nedeniyle Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan göçmenler için transit ülke
konumunda bulunan Türkiye, bazı göçmenler için de hedef ülke konumundadır. Bu
ülkelerden biri de Afgan halkıdır. Ülkelerindeki Taliban rejiminden kaçıp
göçmen yaşamayı göze alıyorlar. Gözden kaçırılmaması gereken bir şey vardır göç
bazı insanların gördüğü gibi keyfi değildir, zorunluluktur. Türkiye hükümeti bu
yoğun göçe karşı planlı davranmakta ve Taliban ile ortak diyaloglar kurmaya
çalışmaktadır. Diplomasi yolu ile Orta Asya da varlığımızı korumaya zorunluyuz.
Bahsedildiği gibi bir şeyleri meşrulaştırmıyoruz uluslararası arenada söz hakkı
olan güçlü bir devlet olarak yapılması gerekenleri yapıyoruz.
Gel gelelim
dün Türkiye de tesettürlü kadınlara yapılan eziyetler ve dindar kesimi kazıma
çalışmaları hala akıllarda mıh gibi kazılıyken çalışmaları yapan malum parti
bugün kadınların özgürlüğü adına çığlıklar atıyor. Atınız doğru olan budur ama
sormadan edemeyeceğim özgürce örtmüş olduğumuz örtüleri sebep bilip bizi hakkımız
olan eğitiminden neden mahrum bıraktınız? Neden bizi ayrıştırıp öteki konumuna
soktunuz? Özgürlük kisveleriniz o zamanlar farklı anlamlar mı taşıyordu? Yoksa
siz sadece menfaat ilişkisi gözetmek için demokrasi özgürlük kadın hakları
söylemlerini kullanmayı tercih ediyorsunuz?
Fillerin savaşında ezilen daima çimler olur. Dün de bugün de bu gerçek varlığını sürdürdü. Dünya da vekalet savaşları sürdüren modern Talibanlar mazlumların yok yere öldürülmesini kuşların vurulmasından farksız görüyorlar.