ABD-İsrail el ele Ümmet nerede?
Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük terör organizasyonunu kuran devleti İsrail'dir. Öyle ki Nazi Almanya'sının soykırım kamplarında Yahudilere uyguladığı her türlü şiddeti, melaneti ve işkenceyi İsrail de kat kat fazlasıyla Filistinlilere uygulamıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından egemen güçler tarafından bir İsrail devleti kurmak için Arjantin ve Yemen gibi birçok yer düşünülmüş, en sonunda İslam dünyasının kalbine bıçak gibi saplanması ve sürekli fitne üretmesi için Filistin toprakları seçilmiştir.
Filistin'i işgal ettiği günden bu yana yayılmacı kimliğiyle adım adım Filistin'in yüzde 90'ını ele geçiren İsrail, artık yüz yıldır planladığı Kudüs'ü Yahudileştirme çalışmalarına bugünlerde hız verdi.
Çünkü ortam 'müsait.'
***
İsrail için en hayati önem taşıyan devlet komşusu Mısır'dır.
Hatırlarsanız, Mısır'da İhvan'ı indiren ABD destekli, AB şakşakçılı darbeye en çok İsrail sevindi.
İsrail o günden bu yana arkasını sağlama almış olmanın rahatlığıyla zulmünü artırdı.
Gelelim Irak'a. ABD'nin işgal ettiği Irak'ta Iraklılardan başka her ülkenin sözü geçiyor.
Önce 'El Kaide' dediler. Sonra bu 'marka' yıpranınca IŞİD ortaya çıktı. IŞİD'in Irak ve Suriye'deki her eylemi Müslümanlardan ziyade Esed'e, Rusya'ya, ABD'ye, İngiltere'ye, İsrail'e ve dolaylı olarak da İran'a yaradı.
Hatta ABD'nin 'Baş düşman' saydığı İran bile Irak yönetiminde ABD'den ve Iraklılardan daha etkin. Irak'ta bizzat ordusuyla sahada olan İran, aynı şeyi Suriye'de de yapıyor. Orada da bizzat sahada Esed'i korumak için savaş verdiğini bütün dünya biliyor.
Şimdi de nükleer görüşmeler karşılığında ABD'nin Irak ve Suriye'de İran'la birlikte hareket edeceği yazılıyor.
***
ABD sürekli, "Benim için Kobani değil Bağdat önemli" dediği halde Türkiye'deki 6-8 Ekim olaylarının ardından ABD uçakları hemen rotasını Kobani'ye çevirip PYD ve IŞİD'e yardım atmaya başladı.
Irak, Suriye, Mısır derken en son Neocon'ların kepazeye çevirdiği ABD'nin Ortadoğu politikalarındaki rezaletin temsilcisi olarak ABD Başkanı Obama "Topal Ördek" de değil 'yolunmuş tavuğa' döndü.
ABD Senatosu'ndaki seçimlerde Obama'nın Demokrat Partisi, Cumhuriyetçiler karşısında büyük bir yenilgi alarak Senato'da azınlığa düştü.
Neocon politikalara yakın duran Cumhuriyetçilerin zaferini, ABD'nin Irak ve Suriye politikalarındaki rezaleti gören İsrail ise fırsattan istifade bir kez daha Filistinliler ve Kudüs üzerindeki oyunlarını uygulamaya koydu.
***
Türkiye, IŞİD, Kobani, Esed, Mısır, Halep, PYD-PKK ve Çözüm Süreci gibi çok hayati konularda dayandığı sınırlarında stratejik hamleler yapmaya çalışıyor. Bunun yanında iktidarın her vesileyle ufka bakmasını engellemek için Gezi'den ve Paralel darbe girişiminden bu yana çalışan 'zinde güçler' de boş durmuyor.
Kimi zaman bir "çevre" girişimini, kimi zaman bir mescit yapımını, kimi zaman bir doğal afeti araçsallaştırarak Hükümeti devirmek için kullanıyor. (Çünkü sandıkla, seçimle bu işin olmayacağını bildikleri için ellerinde bu araçlardan başka bir şey kalmadı.)
Aynı şekilde Tunus'tan Orta Afrika Cumhuriyeti'ne, Arakan'dan Yemen ve Libya'ya kadar kendi derdine düşen İslam dünyası başını kaldırıp da Filistin'e, Mescid-i Aksa'ya bakamıyor bile.
***
Bölgede yaşananları fırsat bilen İsrail önce Gazze'ye saldırdı. 500'ü çocuk 2 bin Filistinliyi şehit etti. Ardından Müslümanların Mescid-i Aksa'ya girişini yasakladı. Sonra Ortodoks Yahudileri Mescid'i Aksa'nın içine alarak öfkeyi kabarttı. Ardından da 300 askerle Mescid-i Aksa'yı basarak mihrabı ve Kur'an-ı Kerimleri çiğnedi.
İsrail bunları yaparken Suriye'de Esed, Halep'i boğmaya hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde yüz binlerce Halepli de Türkiye'ye akın edebilir.
ABD'de önümüzdeki seçimleri Cumhuriyetçilerin kazanması halinde de Ortadoğu'ya tekrar Bush doktrini geri dönecek.
Müslümanlar ağlamaktan fırsat bulup da diplomatik ve hukuki alanda bir baskı gücü oluşturmadıkça İsrail yakıp yıkacak biz de ağlamaya ve sadece öfkelenmeye devam edeceğiz.
BİR GÜZEL HAMLE!
Her şeye rağmen bölgede akıllı ve stratejik hamleler atan Türkiye, 10 yıldır çekilmek istendiği bölgedeki ateşten kendini koruyor. ABD'nin Türkiye'ye "Sakın ha Barzani'den petrol alma" demesine rağmen önceki gün güzel bir gelişme yaşandı. Medyada pek yer bulmasa da Irak Kürdistanı Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Ceyhan Limanı'ndan dünya piyasalarına sevk edilen petrol miktarının yüzde 60 civarında arttırılarak günlük 300 bin varile çıkartıldığını açıkladı. Unutmayalım, bölgemizdeki büyük oyunu bozacak en büyük güç, Türk-Kürt kardeşliğinin gücüdür.
