ABD Güvenilir Bir Ortak mı?
İki devlet
arasındaki ilişkilerin işleyişinde herhangi bir nedenle tıkanma olunca ‘’kriz’’ meydana gelir.Ancak her büyük ‘’kriz’’ nedensellik zinciri içinde yer alır ve birden fazla nedeni
bulunabilir.
Krizlerin
ardındaki nedenleri sorgulamamız düşüncelerimize tutarlılık kazandırarak
rastgele tahminlerden kaçınmamıza yardımcı olur. Kriz, dönemlerinde karar vericilerin temel hedefi, çıkar
çatışmasında galip çıkmaktır.
Bu bağlamda Joe
Biden’ın 24 Nisan’da sözde ‘’soykırım’’ ifadesini
kullanmasını iki açıdan değerlendiriyorum. Birincisi,
bu ifadenin ardındaki nedenlere odaklanarak meselenin özünü kavramak, ikincisi, bu ifadenin ardındaki
stratejiyi görmek gerekir.
Birinci nedenden başlamak gerekirse, genelde Batı özellikle ABD devlet anlayışına
göre, dış ilişkilerde idealler değil, çıkar ilişkileri geçerlidir ve bu
çıkarlarda durmadan değişir.
Eski ABD Başkanlarından Franklin Roosevelt’e
Almanlara karşı Sovyetler Birliği ile yaptığı işbirliğini: ‘’Köprüyü geçmek için şeytanla el ele tutuştum’’ diyerek
açıklamıştı. Nitekim Almanlar tehdit olmaktan çıkınca ABD’nin tutumu değişerek
Sovyetlere sırtını dönmüştü. Aynı ABD bu defa Sovyetler Birliği çöktükten sonra
Türkiye’ye karşı tutumunun değiştiğini görüyoruz.
İkinci nedene gelince, ‘’soykırım’’ ifadesinin perde arkasındaki
strateji, Türkiye’nin kendi potansiyeline erişmesini engellemek için yıpratmak
istiyor. Bunu yapabilmek için a) 1915
olaylarını birçok ülkede ‘’soykırım’’ yalanıyla tanınmasını sağlamak, b) Uzun vadede Türkiye’nin de bu yalanı
tanımasına zorlamak, c) Kafkasya’da Ermenilerin
lehine bir mevzi kazanmak istiyor.
ABD’nin bu tutumu
bir taraftan iki ülke ilişkilerini zayıflatırken diğer taraftan da Türkiye’nin
kendi potansiyeline erişmesini daha da motive etmektedir. Ancak daha önce pek
çok kez yazdığım bir hususa tekrar dikkat çekeceğim: ABD İran’ı Türkiye’ye karşı kullanmaya çalışıyor.
Bu bağlamda 24 Nisan’da tüm dikkatler
Washington’daki açıklamaya çekilmişken, İran ve Suudi Arabistan yetkilileri Bağdat’ta
bir görüşme gerçekleştirdi. Washington’da diplomatik haberleri takip eden bir
kaynaktan aldığım habere göre, ‘’Suudileri bu görüşmeye ikna eden Pentagon’dur’’ Köklü bir devlet geleneğine sahip İran
kendini ABD’ye kullandırır mı? Önümüzdeki süreçte bunu daha net göreceğiz.
RAND Corporation raporunda ve Joe Biden başkan olmadan önceki ifadelerinde Türkiye’ye karşı hissettikleri kinlerini gizleyerek sadece Cumhurbaşkanımızın şahsını hedef almışlardı. Şimdi ABD Başkanı 1915 olaylarını çarpıtarak ‘’soykırım’’ ifadesini kullanması, milletimize karşı gerçek niyetini ortaya koyarak güvenilir bir ortak olmadığını göstermiştir.
Çünkü tarih bir
milletin ortak değeridir ve milletlerin hayatı tam bir devamlılık ve bütünlük
gösterir. Tarih ve kültür köprüleri ile ancak devirler arasındaki bütünlük
sağlanır. Bu nedenle ABD ve diğer sömürgeci ülkeler tarihimize çamur atarak asıl
amaçları geleceğimizi gasp etmek istiyorlar. Zira unutulmamalıdır ki,
köksüz bir milletin geleceği öksüz olur.
Peki, Türkiye ne yapmalı?
Türkiye sadece sömürgecilerin
kötü niyetinden şikâyet ederek, savunmacı bir anlayışla bu süreci geçiştiremez.
Türkiye’nin devlet aklı, karşı strateji geliştirecek tarihsel tecrübe ve insan
birikimine sahiptir.
Bu bağlamda en
somut öneriyi Müstafi Amiral Doç. Dr. Cihat Yaycı yapmıştır. Bakın ne diyor
Cihat Paşa: ‘’Türkiye olarak Ermenilerin ve Yunanlıların Türk ve Müslüman nüfusa
yaptığı soykırımı araştıracak Enstitüler hemen kurulmalı, bu esnada tanık ifadeleri ve belgeler
ışığında yerel mahkeme kararları ile Ermeni ve Yunanların yaptıkları soykırımı
tescil etmeli, müteakiben de soykırımın tanınması için ivedilikle TBMM’de karar
almalıyız.’’
Cihat Paşamızın bu önerisi, bu ülkede yaşayan insanların ortak tarihi tecrübelerden geçmiş, uluslararası şartları dikkate alarak ülkemizin güvenliği ve geleceği için doğru değerlendirmeler yapabilen stratejik bir aklı yansıtmaktadır.
Stratejik akıl, bir toplumun en büyük değeri ve siyasi gücü oluşmasında müstesna bir yere sahiptir. Stratejik akla sahip bir toplum, özellikle dış politikada devlet ricaline yol gösterdiği gibi, hata yapmasını da engeller.