Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Haziran 2021

ABD Başkanları ile görüşmelerimizden üç kesit

Bugün gerçekleşecek Erdoğan-Biden görüşmesi ile ilgili küçük ama önemli bir önerim olacak;

Bugün Başkan Erdoğan Biden’ı beklemeden ilk önce kendisi ayak ayak üstüne atsın.

Evet,

Bugün Başkan Erdoğan ile ABD Başkanı Biden görüşecekler.

Herkeste bir merak ki sormayın:

Görüşme nasıl geçecek?

ABD, ilişkilerimiz için ne söyleyecek? Vs.

Bunu bugün akşam öğreneceğiz, lakin biraz da ABD’nin merak etmesine müsaade edelim!

Türkiye bizi nasıl karşılayacak?

Biden Erdoğan’a ne gibi tavizler verecek?

Alışmışlar ezikliğe.

Eziklik kompleksindeki ülkelerin yöneticileri ABD’yi böyle büyüttü.

Mesela Türkiye!

Ülkemizi yönetenler öyle ezik ruh hali yaşadılar ki sormayın.

Gelin, son 25 yılda bizimkilerin ABD Başkanları ile yaptıkları bazı görüşmeleri ve yaşadıkları ezikliği hatırlayalım.

Bizim Cumhurbaşkanlarımız, başbakanlarımız ABD’ye gittiklerinde onları havaalanında Başkan ve Başkan Yardımcısı karşılamaz.

Ancak;

ABD Başkanı Clinton Türkiye'ye geliyor.

O dönem ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın eşliğindeki Clinton'ın “karşılılık” ilkesi gereği Esenboğa'da Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in karşılayacağı bildirilmesine rağmen, Demirel, sürpriz bir şekilde Esenboğa'ya gitmesi, devletimizi yönetenlerin 80 yıldır düştükleri “aşağılıkkompleksi”nden çıkamadıklarını gösteriyordu.

Üstüne üstlük bir de Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit'in Oval Ofis'teki kabulü sırasındaki oturuş şekliyle tartışılan ABD Başkanı Clinton'nın, Esenboğa Havaalını'nda kendisini karşılamak için bekleyen devlet erkânına doğru tek eli cebinde, bir 'efendi' edasıyla yürümesi bizim devlet erkanımızın düştüğü eziklik kompleksinden çıkamayacaklarını ispatlıyordu.

ABD Başkanı Clinton’ın Türkiye ziyaretinde düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Demirel,"Demokrasi, özgürlükler ve barışın insanlık onurunu yücelten değerler olduğu inancını paylaştığımız, bu doğrultuda kader birliği içinde olduğumuz ABD'nin değerli Başkanı…" diyordu.

Beş dolara muhtaç ettikleri bu ülkeyi yöneten zihniyet, beceriksizliğini ABD’ye itaatkarlıkla kapatacağını düşünüyordu ve bunun farkında olmanın da verdiği cesaretle ABD BaşkanıClinton adeta, “Buranınsahibibiziz” dercesine,"Eximbank'a verdiğim görevle bir milyar dolarlık kredinin küçük iş sahiplerine verilmesine çalışacağız" dedi.

“Bir milyar dolar!”

Bizimkilerin bütün ezikliği işte bu 1 milyar USD içindi.

Bir diğer görüşme;

Başbakan Ecevit, Bush ile görüşmek için geldiği Beyaz Saray’da protokol müdürü tarafından karşılandı.40 dakikalık Bush-Ecevit görüşmesinin en ağırlıklı gündem konuları Irak ve Afganistan’dı. İktisadi ilişkiler ve bölgesel işbirliği…

Yani, boş konuştular!

Ama asıl mesele başkaydı:

Başbakan Ecevit, para dilenmek için gittiği Amerika'da IMF Sözcüsü William Murray adlı görevlinin kendisine hitaben, “Türkiye'nin, ekonomik programını uygulama konusunda önemli ilerleme kaydettiğini söyledi. Murray, Türkiye'yle yeni stand-by anlaşmasını önümüzdeki süreçte ele almasını düşünüyoruz…”sözleriyle, aslında Ecevit’e; alırsanız paramızı, dinlersiniz ağababanızı, demiş oldu.

Şimdi Erdoğan, IMF’den de sizden de para falan istemiyoruz, deyince efendiliklerinin/sahipliklerinin bittiğini anladıkları için bağırıyorlar. FETÖ ile PKK ile içerdeki mahfillerle ve son günlerde yaptıkları gibi Sedat Peker’le bağırıyorlar:

“Türkiye'de insan hakları yok!”

Şimdi bambaşka bir ABD ziyareti:

Bu sefer Obama-Erdoğan görüşüyor.

İki liderin 16 Mayıs 2013’teki görüşmesini ABD’nin Pfizer Ödüllü sahibi gazetecisi Seymour Hers’ün yazısından okuyalım:

“Erdoğan işte o noktada artık dayanamadı ve Başkan Obama’ya parmak sallayarak, Ama atılan bombalarlasizin kırmızı çizginiz geçildi!’ dedi. Bunun üzerine Obama Fidan’a sert bir üslupla, ‘Biz de sizin Suriye’deki radikallerle neler yaptığınızı biliyoruz’ dedi.”

Bundan sonra ne mi oldu?

Türkiye Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Amerika Başkanı B. Obama’ya, “Hiç kimse benim bürokratımla böyle konuşamaz!” diye çıkıştı. ABD’li bakan Sayın Erdoğan’a bir şey söylemek istediyse de R. Tayyip Erdoğan’ın, “Sen sus bakalım, Başkanın burada o konuşsun” çıkışıyla ABD’li o bakan ağzını bile açamadı. Hemen ardından Başkan Erdoğan toplantının bittiğini ilan ederek yanındaki Türk Heyeti ile birlikte Oval Ofis’ten ayrıldı.

Demek ki liderlik böyle bir şey imiş!