Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Abbas medeni’nin ardından

Modern dönemde İslam dünyasında ortaya çıkan siyasal hareketlerin başında gelen İslami Selamet Cephesi’nin lideri Abbas Medeni (1931-2019), Katar’ın başkenti Doha’da vefat etti. 1990 yılında İslami Selamet Cephesi, Cezayir’de yapılan belediye seçimlerinde yüzde 50’ye yakın oy alarak birinci parti oldu. Bu gelişme, 30 yıldır süren Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin tek parti diktatörlüğünün sonu demekti. Abbas Medeni liderliğindeki İslami Selamet Cephesi’nin iktidara gelişine engel olmak için ordu darbe yaptı, İslami Selamet Cephesi’ni yasakladı, liderlerini tutukladı veya sürgüne yolladı. Abbas Medeni, Cezayir’deki İslami hareketin dünyada bilinen en önemli siyasal ve entelektüel lideri konumundaydı.

Medeni, Cezayir’in Sidi Ukba kasabasında 1931 yılında doğdu. Babası imam olan Medeni, geleneksel dini eğitimin yanında Fransız okulunda da eğitim almıştı. Eğitimin öneminin farkında olan Medeni, öğretmenlik eğitimi de almıştı.1950 yılında Fransız sömürgeciliğine karşı yapılan direniş hareketine katılmış ve Cezayir Radyosuna bombalı saldırıda bulunma eyleminden dolayı 7 yıl hapis cezası almıştı. 1961 yılında serbest kaldıktan sonra politikayla ilgilenmeyen Medeni, işbaşındaki Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin seküler eğilimlerini ve politikalarını eleştirmişti. Medeni, hayatı boyunca, Fransız sömürgeciliğini ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin otoriter ve totaliter sekülarizmini eleştirmişti.

İngiltere’de eğitim psikolojisi alanında doktorasını tamamlayan Medeni, Cezayir Üniversitesinde akademik hayatını sürdürmüştü. 1980 yılından sonra ortaya çıkan ekonomik ve siyasal problemler karşısında politikaya katılmak durumunda kalmıştı. Medeni, Ulusal Kurtuluş Cephesi hükümetinden İslam’ı referans alan ekonomik ve sosyal reform programı hazırlamasını ve uygulamasını istemişti. Medeni, hiçbir zaman iktidarı şiddet yoluyla değiştirmeyi istemediği gibi, teokratik bir yönetimi de savunmamıştı. Medeni, İslam’ın sosyal ve siyasal problemlerin aşılmasında yol gösterici olduğunu düşünmüştü.

1990 ve 1991 yıllarında yapılan yerel seçimlerde Medeni’nin liderliğindeki İslami Selamet Cephesi, yerel seçimlerde oyların yarısını alarak büyük başarı kazandı. Medeni, Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin sekülerist politikalarına alternatif olarak İslami Çözümü savunuyordu. Fransa’nın desteğiyle ordu, darbe yaptı, İslami Selamet Cephesi’ni kapattı ve Medeni’yi tutukladı. Medeni 1997 yılında serbest kaldıktan sonra 2003 yılından itibaren Malezya ve Katar’da sürgün hayatı yaşamaya başladı.

Köklü bir dini eğitim almış olan Medeni’nin üzerinde İslam’ın çok büyük etkisi vardı. Medeni, İslam’ın sosyal, siyasal ve ekonomik gelişime rehberlik eden bir din olduğuna inanmaktadı. Ekonomik, sosyal ve siyasal konularda İslam’ın yol gösterici ilkeleri, İslami Selamet Cephesi’nin programı haline gelmişti. İslam’ın siyasal, sosyal ve ekonomik yol göstericiliğine inanan Medeni, Fransız sömürgeciliğini reddetmiş ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin sekülarist politikalarına hep karşı çıkmıştı.

Medeni, Fransız kültürüne ve hegemonyasına karşı İslam’ın tek kimlik olduğunu savunmuştu. Dini ve sosyal hayatın popüler hurafelerden arınmasını ve İslami kaynaklara dönüşü savunan Medeni, topluma modern anlamda nasıl bir eğitim verileceği ve İslam’ın Cezayir’de politik bir alternatif olması konularıyla yakından ilgilenmişti.

Din ve bilimin birbiriyle uzlaştığını söyleyen Medeni, maddi ve manevi hayatın gelişimi için Müslüman’ın bir elinde Kur’an, diğer elinde bilim ve teknoloji olması gerektiğini söylemişti. Dini ilkelerin ve değerlerin, siyasi hayatla bütünleşmesini istemesine rağmen Medeni, ulemanın kontrolünde olan bir teokratik rejimi hiçbir zaman benimsememişti.

Medeni, İslam ve demokrasinin birbiriyle uyumlu olduğunu, halkın iradesinin egemen olmasını savunmuştu. Medeni, hep rasyonel ve dengeli bir siyasal söylem ortaya koymaya çalışmıştı. Demokrasinin İslam’a aykırı olmadığını düşünen Medeni, ekonomik özgürlüğe ve girişimciliğe dayan ekonomik bir modelin de İslam’a zıt olmadığını söylemekteydi.

Medeni, siyasal hayatında hep şiddete ve savaşa karşı çıkmıştı. 1991 yılından sonra yıkıcı bir iç savaş yaşayan Cezayir’de barışın ve uzlaşmanın gerçekleşmesi için elinden geleni yapmıştı. İç savaş boyunca şiddete bulaşan bütün güçleri eleştiren Medeni, ulusal uzlaşma için atılan bütün adımlara destek vermişti. Medeni, modern Cezayir’in bütün aşamalarını hayatında yaşayan kişi olarak tarihteki yerini almıştı. Uzlaşmadan, barıştan, eğitimden, bilimden ve çoğulculuktan yana olan Medeni’ye Allah’tan rahmet diliyorum.