Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2957.06
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Aralık 2020

AB ile ABD ittifakı mı, Türkiye İslam dünyası ittifakı mı?

ABD ve Avrupa ülkeleri Türkiye’ye karşı ortak hareket ediyorlar.

Adeta tek yürek olmuş gibiler.

Avrupa Birliği (AB) Doğu Akdeniz'deki sismik faaliyetleri bahane ederek Türkiye’ye yaptırım kararı aldı.

ABD ise Rusya'dan S-400 füzelerinin satın alınmasını bahane ederek yaptırım kararı aldı.

ABD kendisine hedef olarak stratejik ortağını, üstelik de bir NATO üyesi olan Türkiye’yi hedef alıyor.

Türkiye ABD ile NATO’da müttefik ama, Hasımlarıyla Mücadele Yasası CAATSA'ya göre ise düşman.

Hem AB hem ABD Türkiye’yi düşman ila etmiş durumda.

Türkiye’yi; Kuzey Kore, Küba, Venezuela gibi ülkelerin durumuna düşürerek dünyada yalnızlaştırmaya çalışıyorlar.

Türkiye’nin özellikle son yıllarda her alanda yaptığı atılımlar;

Savunma sanayimizdeki gelişmeler,

Ayasofya’nın ibadete açılması,

Kıbrıs’taki denklemin değişmesi,

Libya merkezli Doğu Akdeniz’deki gelişmeler,

Yunanistan,

Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı kazandığı Karabağ zaferi,

Suriye’deki gelişmeler,

17/25 Aralık iç savaşı,

GEZİ isyanının bastırılması,

Kobani isyanının bastırılması

PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütlerine karşı kazanılan başarılar,

Hepsine bedel 15 Temmuz işgal girişime karşı kazanılan 2. Kurtuluş Savaşı,

Bütün bu badireleri atlatan Türkiye, yeni bir dünya (Selam-PaxAnadolu) düzeninin lideri olarak ilerliyor.

Geçmiş dönemlerde Türkiye’yi kontrol altında tutan güçler, Türkiye’nin kontrolden çıktığını görüyorlar.

CIA Ajanı Graham E. Fuller’in 2 Aralık 2020’de yayınladığı makalesinin başlığı: "Türkiye Kontrolden Çıktı mi?" Başlıklı

Özetle şöyle diyor Fuller:

- ABD ve bazı Avrupa politika çevrelerinde Türkiye’nin kontrolden çıktığı konusunda fikir birliği oluşmuş görünüyor. Ama buna kısa bir cevabım var, ‘hayır’. ABD, ‘küresel liderliğinin’ durumuna bakıp, dar ve bencil saplantısıyla buna inanabilir. Ama ‘kontrol etme’ açısından bakarsanız, NATO, AB ve hatta Rusya ve Çin konusunda da hayal kırıklığı yaşarsınız.

- Dünyanın en karmaşık bölümünde kimliğini yeniden tanımlayan bir Türkiye var. Türkiye’nin ne olmasını istediğimize değil, Türkiye’nin dünyada kendi yerini nasıl gördüğüne bakmalıyız.

- Ankara’yı yönlendiren başlıca faktörlerden;

Türk imparatorluk geleneği, Neo-Osmanlıcılık değil, çok daha fazlasıdır.

Çağdaş Türk jeopolitik vizyonu da sadece bir Avrupa gücü ile sınırlı değil; bir Balkan, Akdeniz, Orta Doğu, Kafkas, Orta Asya, Kuzey Afrika ve hatta sınırlı da olsa bir Afrika gücü; özellikle de bir Müslüman gücü olarak kabul edilmeli. Bu vizyon bir kez emildiğinde, Türkiye’ye hangi lider gelirse gelsin tersine çeviremez.

İslam dünyası liderliği bazı rakip Müslüman devletlerce hoş karşılanmıyor olabilir. Ama başka kim böyle bir iddiada bulunabilir? Riyad mı? Mısır mı? İran mı?..

Türkiye’nin NATO üyeliği Avrupa jeopolitiği açısından çok önemli. S-400 sistemlerini alması NATO’yu üzdü. Ancak bağımsız ve ‘dikenli’ bile olsa, Avrupa Türkiye’yi Avrupa kurumları içinde tutmayı tercih edecektir.

Rusya ve Çin bağları tarihsel ve geleceğe dönük olarak güçlü ve kalıcı olacak. Rusya, Orta Asya’daki Türk bağlarından rahatsız olsa da (ve başka bölgelerde kimi gerginliklerden) Türkiye ile iyi ilişkiler için elinden geleni yapıyor. Türkiye Çin’in ‘kuşak-yol’ projesine katılıyor ve Uygur meselesinin çözümünde Çin’e yardımcı olabilir.

- Batı için, Türkiye’nin ‘sadık müttefik’ olduğu eski güzel günler nostalji oldu. Uluslararası alanda hakim rolünü kaybetmeye başlayan ve bölgesel güçleri kabul etmekte zorlanan ABD, Türkiye’nin iddialarını ve genişliğini anlamak zorunda. Bu, önümüzdeki yıllarda Türkiye ile ilişkileri yönetmek için vazgeçilmez önemdedir.

Denge politikasıyla yola devam

Fuller’in de dediği gibi Türkiye artık Batı dünyasının kontrolünde değil.

Kendi ajandasına göre hareket ediyor.

Kendi gündemi var ve bu gündemini de dünyanın büyük güçlerinin gözüne sokmadan, bir denge politikasıyla yürütüyor.

Türkiye gerektiğinde söylemde ABD ve AB ile ortak hareket etme açıklamaları yapabilir.

Bazı konularda birlikte hareket edebilir.

Dünya güç dengesinde bu gereklidir.

Türkiye’nin yeni dünya düzeninin lideri olması da denge stratejisi izlemesine bağlıdır.

Adeta saman altından su yürüterek hedefimize varmalıyız.

Bunun için çelişkili politikalar da izlenebilir.

Önemli olan stratejik hedeftir.

O stratejik hedef de yeni bir dünya düzeni kurup, o düzenin lideri olmaktır.

Nizam-ı Alem (SelamAnadolu/PaxTürkiye), Anadolu Barışı (PaxAnadolu) Düzeni yolunda denge politikasıyla ilerlemeliyiz.

İslam dünyası, Türk dünyası ve dünya insanlığı, dünyayı ADALET ile yönetecek lider (Türkiye) ülkeyi bekliyor.

Lider ülke Türkiye, 2023 yılının hemen başında, lideri olacağı dünyanın en büyük birliğini (İslam+Türk ve dost ülkeler) açıklayarak başlamalıdır.