Ab-ı Nisan
Gözle görünmeyen bir düşman tarafından istila edildi dünyamız. Bir virüstü bu düşman. Dünyanın bütün ordularından daha güçlü bir düşman. Esir aldı bütün idarecileri, liderleri, askerleri ve boşalttı caddeleri, meydanları, sokakları. Evlerimize hapsolduk günlerdir. “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.” demiş atalarımız. 2020 yılının Mart ayında kapıdan bile değil pencereden baktık, kazma kürek değil umutlarımızı yaktık. Ekranlarda ahkâm kesti büyük büyük ünvanlı kişiler. Her birinin verdiği izahatlar daha da büyüttü korkularımızı. Her gün gösterilen virüs ölümleri grafikleriyle karardı ekranlarımız. Tanıdıklarımızın ölüm haberlerini aldığımız mesajlarla, yasa boğulduk. Gelecek korkusu sardı hepimizi ve ebedi lazım olanı değil geçici ihtiyaçlarımızın peşine düştük alışverişlerimizde. Boşalttık rafları Yaradan’ın ikazlarını unutarak. Derken bitirdik Mart ayını ve baharın heyecanı, diriliş zamanı sayılan, kar altında buz kesmiş toprağın çözülme zamanı ve ilkbaharın başlangıcı olan Nisan ayına girdik.
Nisan ayı su kaynaklarının gökyüzü ile buluştuğu bir aydır. Hem iç dünyamızda ve hem de dış dünyamızda bir değişikliğin ve bir tazelenmenin başladığı aydır bu ay. Yağmurlarıyla bereket getirdiğine inanırız Nisan ayının. Toprak burcu burcu kokmaya başlar bu ayda.
Çölleşen vicdanların sevgiye hasret kaldığı, kardeşliğin özlendiği, zulmün pençesinde kıvranan insanlığın hasretle beklediği, Hz. İbrahim’in duası, Hz. İsa’nın müjdesi, son peygamber Hz. Muhammed’in dünyayı teşrif ettiği aydır Nisan ayı. Sağanak nur yağmurlarıyla geldi ve devirdi bütün putları. Bir değişim ve dönüşüm başladı âlemde. Karanlık ufuklar O’nun nuruyla doldu. O’nun yüzü suyu hürmetine bereketlendi bu ay, bu dünya ve bu âlem.
Uzun kış ve soğuklardan sonra yüzünü gösteren güneşle umutları yeniden canlandıran, açan tomurcuklarla baharı müjdeleyen, bereketli yağmurlarıyla toprağı canlandıran, damlalarında en saf suyu saklayan, bedenlere şifa yağmuruyla berekettir Nisan ayı.
İlkbaharda tabiatın canlanmaya başlamasıyla birlikte bitki ve ağaçların çiçek tozları, reçine, bitki kaynaklı yağlar ve çiçek polenleri rüzgâr ve hava akımlarıyla atmosfere karışır ve yağmur yağışı sırasında havadaki bu zerrecikler yağmurla birlikte yeryüzüne düşer nisan yağmurları.
Umuttur diye çocuklara verilir adı Nisan ayının. Efsaneleri anlatılır dillerden dillere. Saraylarda bahşiş alınır Nisan yağmurlarıyla doldurulan ve padişaha sunulan kâselerden. “Nisan yağmuru koyunun sırtında et, tarlada ot yapar” diye dedelerimizin dilinde dolaşır, “Nisan yağmuru zemzem suyu gibidir” sözleriyle övülür Anadolu’da, şarkıdır dillerde, şiirdir gönüllerde, ilhamdır bestekârlara, konudur filmlere, malzemedir ressamlara ve rehberdir müzisyenlere Nisan yağmurları.
Yılanın ağzına düşünce zehre, denize düşünce istiridyenin içinde kum taneleriyle inciye dönüştüğüne inanılır Nisan yağmurlarının. “Şifalı” olarak kabul edilip kaplarda biriktirilerek misafirlere ve hastalara verilir, yemeklerde kullanılır, sütler mayalanır nisan yağmurlarıyla.
Bu ay toprağın ve bitkilerin uzun bir uyku döneminden sonra uyandığı ve yeniden hayata başladığı, damarlara ilk deli kanın yürüdüğü, cıvıl cıvıl kuş seslerinin etrafı doldurduğu bir aydır. Ayazdan ılığa, kıştan bahara dönüştür bu ay. Rüzgârların çölden getirdiği, içinde demir parçacıkları bulunan kum taneleriyle mucizevî bir şekilde birleşerek yere inip, vücuda zindelik ve enerji kazandırır nisan yağmurları.
Tabiatın canlanması ile bitki ve ağaçların çiçek tozları, reçine, çiçek polenleri rüzgâr ve hava akımlarıyla atmosfere dağılır ve yağmurla birlikte yeryüzüne düşer. Rahmeti de içinde barındıran, kısa kısa ama sık sık aralıklarla yağan o yağmurlar altında ıslanmak gerekir.
Rahmettir, berekettir, umuttur, uyanıştır, sevgidir, şiirdir, şarkıdır, efsanedir, zemzemdir, sağlıktır, sıhhattir, tabiatı şifalandıran damlalardır Nisan yağmurları.
Bu sıkıntılı günleri yaşarken bir umutla girdi dünyamıza Nisan ayı ve damla damla düştü pencerelerimize.
Bir derde iki derman verdiğini bilelim Mevla’nın.
Yeniden dönelim hayata ve kurtulalım algılardan.
İçimizde sabrın ve aşkın temsilcisi bir inci olsun bu ay.
Bitsin korkularımız ve canlansın umutlarımız.
Hastalıklarımıza derman, virüslere panzehir, bir şifa olsun dertlerimize…
Bereketiyle dolsun yuvamıza bu ay…