AB-I ÇEŞM
Bir damla olarak başladı kainat... Bir damla olarak başladı hayat... Bir damladır dünyanın özü ve bir damladır insanın mayasıu2026 Bir damladır ömür, bir damladır yağmur, bir damladır bakış ve bir damladır gözyaşı...
Gözyaşı; fiziki olarak nemidir gözün. Göz yüzeyini nemlendirir, kuruluğun göze verdiği hasarı engeller, göz yüzeyini pürüzsüz bir hale getirir. Oksijeniyle gözü beslediği gibi, bakteri ve iltihaplardan da gözü korur. Gözyaşı akarken bütün vücutta fiziki değişiklik meydana gelir. Tüm vücudu alarma geçirir gözyaşı. Kaslar gerilir, sesler değişir, hıçkırıklara neden olur; nefes alışverişlerini bozar, solunum ve gövde kaslarındaki değişimlere sebep olur. Farklı olsa da göz renkleri, farklı olsa da bakışlar ve duygular, gözyaşlarının rengi hep aynıdır. Farklı gözlerin, farklı bakışların aynı suyu ama ayrı manaları vardır.
Bir damladır gözyaşı ama bir damla su olarak görmeyin gözyaşını! Bir damladır belki ama bir umman barındırır içinde. Bir damladır belki ama bir kainat gizlidir sırrında. Birçok anlamı vardır her damla gözyaşının. Su gibi gözükür ama aslında duygudur gözyaşları.
İnsanın imzasıdır gözden akıp gönüllere dökülen damlalar. Söylenmeyen sözlerin sesi, sessizliğin çığlığı, pişmanlığın diyeti, kahkahanın bedeli, içimizdeki yangını söndüren su, gülümsemeye hazırlık, dayanma gücünü artırmak için dökülen, yüreğin çaresiz kaldığında teridir gözyaşı. Bazen çaresizliktir, bazen çarenin verdiği mutluluktur. Bazen silahtır, bazen acıdır, sevinçtir bazen. Duyguların pınarı, ıstırabın elle tutulur damlaları, hislerin tercümanıdır bazen. Sitemdir, pişmanlıktır, aftır, nefrettir bazen. Bazen ise ağıttır, duadır, özlemdir, hasrettir, tesellidir, rahmettir, merhamettir gözyaşı. Taşmaya hazır bir derya gibi durur gözyaşları göz çukurlarında. Bazen bir film, bazen bir şarkı, bazen bir dokunuş, taşırır o deryayı damla damla yanaklara. Yalnızların arkadaşı, bekleyenlerin beklenenidir bazen. Erkekleri avlayan avdır, kadınların sığınağı limandır gözyaşları. Tuzlu sudan farksız yapmacıktır bazen. Duyguların sessizce anlatımıdır onlar.
Demiri bile eritebilen esrarlı bir yapısı vardır gözyaşının. Katılaşan kalpleri yumuşatan bir özelliği vardır onların. İlk önce döküldüğüne bakmayın gözlerden! Aslında yüreğin ağlamasının dışa vuruşudur onlar. Çorak topraklara bereket getirip yeşerten yağmurlar gibi körleşen kalplerde merhamet fidanları yeşertirler. Gözden akmayan yaş gönülde birikir ve zamanla devleşerek yürekte aşılması zor engeller oluşturur. Gerçeği ile sahtesi farklıdır gözyaşlarının. Biri gözde başlayıp yanakta biterken, diğeri yürekte başlayıp kalplere işler.
Sadece gözleri değil, yüzleri de yıkar, temizler gözyaşları. Gözyaşı ile yıkanan yüzden daha temiz bir şey yoktur. Kirli kalpler de ancak gözyaşları ile temizlenir ve o kalbi kirlere karşı bir kale yaparlar. Çoğu kez gözyaşından sonra ferahlar insan, rahatlar duygular ve gökkuşağı oluşur gönüllerde.
Bahanesine göre değişir kıymeti gözyaşlarının. En kıymetlisi ise Allah için dökülenleridir. Allah için dökülen gözyaşları, Allah yolunda dökülen kandamlaları kadar değerlidir. Dünyada Allah için gözyaşı döken gözler kıyamette karşılığını gülerek alacaktır. Allah için gözlerinden yaş akan müminin vücudunun cehennem ateşinde yanmasını haram kılmıştır Mevla. Bir damla gözyaşı ile yanağı ıslanan kimsenin yüzü, hiçbir zaman darlığa düşmez. Allah Teala'nın, himayesinden başka hiçbir himayenin bulunmadığı kıyamette, himayesine aldığı yedi kimseden biridir, yalnız iken Allah'ı anıp gözünden yaş akan kimse. Ağlayan kişi hürmetine dağlar kadar günahı olanlar affolunur. Mevla ağlayanları, ağlamayanlara şefaatçi kılar mahşerde. Allah korkusu ile dökülen gözyaşları, ağaçtan yaprakların dökülmesi gibi günahları döker, eritir. Gözyaşı dökerek yapılan ibadet, ibadetlerin en hayırlısıdır Allah katında. Allah yolunda çarpışırken alınan yara izi ve Allah'ın emrettiği farzlardan birini yerine getirmekten kalan kulluk izi Allah katında en sevimli iki iz; Allah korkusuyla akıtılan gözyaşı damlası ve Allah yolunda dökülen kandamlası da Allah katında en değerli iki damladır. Gözyaşları mahşerde bir gölgelik olur insana. Yaradan'a karşı işlenen günahlara af reçetesidir onlar. Yaradan'dan kullarına hediye, cehennem azabından kurtuluş, cennette ebedi mutlu gülüş, nar-ı cehennemi söndürüş, günahları bir yaprak gibi döken, Allah'ın himayesine giriş, binlerce altın sadaka veriştir gözyaşları.
Allah korkusundan ağlayan yumuşak kalpli, merhametli müminler cennetle müjdelenmiştir. Yüce Allah, Kur'an'ın Müslümanlara okunduğu zaman, onların ağlayarak secde ettiklerini ve Kur'an dinlemenin onların huşularını/derin saygılarını arttırdığını, kalplerinin titrediğini ifade eder. Müminler, taş yürekli olmaktan kurtulmak, yumuşak kalpli olmak için, Allah için gözyaşı dökebilmelidir. "Taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar." "Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır." "Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukarıdan aşağı yuvarlanır" ayetleriyle taşların bile ağladığı, gözyaşı döktüğü bildirilmektedir.
Her yerde bir izi vardır gözyaşının. Ayrılıkta, buluşmada, kavuşmada, hasrette, özlemde, sevinçte ve kederde... Dil yarasının merhemidir onlar. Arınmaktır kötülüklerden. Felaha ermektir, kurtuluştur kederlerden. Zamanı ve zemini olmaz onların. Mevsimsel değillerdir. Yılın her anı, mekanın her yerinde ansızın çıkagelirler kalbin derinliklerinden ve akarlar gönüllere, süzülerek göz pınarlarından, doyururlar sevgiye susamış bedenleri.
Cümleler gözyaşlarıdır yazarların ve dizeler gözyaşlarıdır şairlerin. Dökülürler yüreklerinden kalemleriyle kağıtlara, Seslenirler sevgiyi ve sevgiliyi arayan çaresizlere. Yol olurlar ulaşılamayan kalplere ve tercüman olurlar aşktan lal olmuş dillere.
Her şeye bir değer biçebilirsiniz ama gözyaşlarına asla. Hz u00c2dem'in cennetten çıkarıldığında yoldaşı, oğlunu kaybedince Hz. Yakup'un sırdaşı, annesinin kabri başında Hz. Muhammed'in (s.a.v.) tesellisi, Firavun 'un zulmünden kaçarken Hz. Musa'nın koruyucusu, balığın karnında Hz. Yunus'un arkadaşı, hasta yatağında Hz. Eyüp'ün şifası olmuştur onlar. Kim değer biçebilir ki onlara? Kim değer biçebilir ki umutla vatan borcunu ödemeye gönderdiği biricik oğlunun al bayraklara sarılmış tabutunu gördüğünde anaların akıttığı gözyaşlarına? Soğuk gecelerde, hasta evladı başında, duaların ninnilere karıştığı anda annelerin döktüğü gözyaşlarının bedeli olur mu? Canından çok sevdiğinin ölüm haberini alınca, ardından akıtılan gözyaşlarına değer biçmek kimin haddine? Sevdiğinden ayrılanın gözyaşları dünyalara bedeldir. Aldatılanların gözyaşları düştüğü yeri yakar. Kavuşanların gözünden dökülen mutluluk damlaları gül bahçeleri oluşturur çorak topraklarda. Bebeklerin gözyaşları gülücükler açar büyüklerin yüzünde. Söyleyin kim değer biçebilir ki onlara?
Ağlamak sevinci artırır, hüznü azaltır, acının büyümesini önler. Ağlamak anlamaktır hayatı. Ağlamak paylaşmaktır kederi. Ağlamak can olmaktır canana. Ağlamak kalpten bakmaktır manevi aleme. Ağlamak silmektir masivayı. Ağlamak yükselmektir Yaradan'a.
Ne mutlu ağlayabilenlere ve ne mutlu gözyaşı dökenlere!