Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2949.00
BIST 100
9883.06
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Aralık 2020

AB-D,'Bir Milli Güvenlik Sorunudur.'

Fakat sonu pek yakındır!..

Nerden belli?

BOP gibi büyük hedefleri küçük, hatta ve hatta marjinal ortaklarla gerçekleştirme telaşına girmesinden.Bölgemizde iş tuttuğu terör örgütlerine ve küçük ortaklarına bakın anlarsınız .

Ömer Muhtar; “İnsanın belini kırmayan darbeler onu güçlendirir” der.

Üstad Necip Fazıl ise; “Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın.”der.

Ne güzel deyişler değil mi?

Tam da bize söylenmiş gibi.

TÜRKİYE, 2018 yılında Ajan Papaz Brunson nedeniyle yaptırımlara maruz kalmıştı. Hatırlayalım; Ajan Papaz, FETÖ imamı ile 293 kez görüşmüş, darbeden sonra da ABD'li bir askere attığı mesajda, darbe girişiminin başarısız olmasından üzüntü duyduğunu söylemişti. Daha ileri sebeplerle tutuklanıp, 593 gün hapis yatmıştı. Bilahere; Trump'ın tehditleri sonucu, iki buçuk ay süreyle ev hapsine alınmıştı. Bu süreç devam ederken, ABD'nin haydut saldırılarına maruz kalmıştık.

Önce; İçişleri Bakanı Soylu, Adalet Bakanı Gül kara listeye alınmış, ikinci aşamada ise, bizden ithal ettikleri demir-çelik ve aliminyumun, gümrük vergisini iki katına çıkarmışlardı. Bu saldırı sonrasında döviz hareketlenmiş, 2018'in başında 3,79 olan dolar,13 Ağustos 2018 tarihinde 7,21 'e kadar çıkmıştı.

İçeride ki işbirlikçiler ise zil takıp oynarken, ABD yerine hükümeti suçlamışlardı.

Ajan Papaz Brunson, Trump'ın dediği gibi " İyi bir Hristiyan aile babası” değil, FETÖ’nün akıl babası bir ajandı. Buna rağmen böyle olmuştu.

Gelelim CAATSA saçmalığına!..

ABD,11 Eylül saldırısından sonra tehdit tanımını değiştirmiş, İslam’ı ve Müslümanları hatta tümden Osmanlı coğrafyasını hedef tahtasına oturtmuştu. Bunun için ne kadar aşağılık algı operasyonu ve propaganda usulü varsa tatbik etmişti. Bu dönemde G. W. Bush’un “terörle mücadele”(!) konusunda “Ya bizimlesiniz yada bize karşı” tehdidi İslam dünyasının idarecilerinde ABD ile ortaklık kurmaya sevk etmiş lakin 2001 Afganistan, 2003 Irak işgallerinde maskesi düşünce yani; 11 Eylül’ün bir CIA tezgahı olduğu anlaşılınca körfezdeki küçük finolar hariç Türkiye vaziyetini gözden geçirmişti. O dur budur her yerde ve her şekilde ABD ile mücadele halindeyiz. Artık kimse; ne biz, nede ABD tarafı TÜRK-Amerikan ilişkilerinden bahs ederken maskeli yani “Stratejik Ortaklık”’tan dem vurmuyor hamdolsun.

Yaşanan mücadele de son nokta CAATSA yaptırımları.

CAATSA, ABD'nin Hasımları İle Mücadele İçin Yaptırımlar Yasası olarak bilinmektedir.2017 yılında Trump imzası ile yürürlüğe girdi.ABD, ulusal güvenliği için tehdit olarak değerlendirdiği ülkelere ; İran,Rusya ve Kuzey Kore'ye yaptırımlar öngörüyor. Fakat ilginçtir bu yasa bugüne kadar bu ülkeler için hiç işletilmedi illa TÜRKİYE hariç.

Peki neden TÜRKİYE 'ye karşı uygulandı.

Türkiye, NATO üyesi, dost, müttefik, stratejik ortak değil miydi?

Hepsine evet.

Lakin bir şeye artık hayır...

Biz kabul etsek de etmesek de dünya ideolojik ve ulusal kamplar yerine medeniyet odaklı bir yapılanmaya gidiyor. Batı-Doğu kavramları yerini farklı tanımlara bırakmakta. Bütün gelişmeler ayan beyan gösteriyor ki bu yenidünyada “Hasta Kadın Batı” 'da Türkiye'ye yer yok. Hatta ve hatta şiddetli çıkar çatışması var.

SON SÖZ;

ABD askeri açıdan kendisine tam bağımlı sözünden çıkmayan emrinde bir Türkiye olsun ister. “Yerli harp sanayi mi sakın ha" derken neden yüksek irtifa hava savunma sistemi konusunda ayak direyip PATRİOT'leri vermek istemedi.

Küçük bir ipucu vereyim gerisini siz düşünün. Hava Hakimiyet Teorisinin babası Havacı Albay Havsy Scitaklian derki; “...askeri mücadelede karacı ve denizci unsurlar çatışma halindeyse, kazanan taraf havaya hâkim olandır.” Acaba AB-D ile gireceğimiz, muhtemel bir kara muharebesinde kaybedeceklerini bildiklerinden dolayı Türkiye'yi hava kuvvetleri ile ezmek için mi hava savunmasız bırakmak isterler?

Takdir sizin!..