Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2435.42
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Kasım 2021

AB, bir güç oldu mu ki!

TEMELİ 1958’in Ocak ayında Roma Anlaşması’yla atılan Avrupa Birliği, Kasım 1993 Maastricht Antlaşması'nın onaylanmasıyla vücut buldu. Avrupa Birliği, hem Amerika’ya hem Rusya’ya ve hem de o yıllarda yeni yeni gelişmekte olan Çin hegemonyasına karşı, Avrupa’nın da bir gücünün var olduğunu göstermek için kurulmuştu.

Ancak aradan geçen yıllar bize gösterdi ki, Avrupa Birliği, kendinden menkul bir güce sahip. Yani gücü yok… AB bugüne kadar, dünyada yaşanan hangi krizi çözdü? Gerçi ABD‘nin de Rusya’nın da bugüne dek bir kriz çözdüğünü görmüş değiliz. Tam tersine, hem ABD, hem Rusya ve hem de AB; kriz üstüne kriz çıkaran bir merkez olmayı devam ettirdiler. Çünkü bunlar krizden nemalanan bir anlayışa sahipler…

Çelişkiler yumağı AB

Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Filiz Cicioğlu’nun AA’ya verdiği analizden anlıyoruz ki, “AB tam bir çelişkiler yumağı” içinde kıvranmaktadır. Türkiye’yi yıllardır oyalayan Avrupa Birliği, kendi bünyesinde tam olarak uygulamadığı demokratik açılımları bizden istemektedir.

Meselâ, din özgürlüğü konusunda AB, Türkiye’den çok daha geride bir özgürlük anlayışına sahiptir. Müslümanlara yönelik uygulamalar bunun en bariz göstergesidir. Avrupa’da bir İslam düşmanlığı hortlamıştır. Ama Türkiye’de bir Hristiyan düşmanlığı yoktur. Türkiye’deki hiçbir Hristiyan’ın dini inancına, giyimine, yaşama biçime müdahale edilmezken, AB’de, Müslümanlara en olmadık eziyetler yapılmaktadır.

Önce kendilerine baksınlar

Sayın Doç. Dr. Cicioğlu’nun analizine göre, “AB yaklaşık 20 yıldır krizlerle boğuşuyor. Üye sayısı arttıkça krizlerle mücadele konusundaki kararlılığı giderek zayıflıyor. Ekonomik açıdan kuzey-güney çatışmasına ilave olarak siyasi açıdan doğu-batı ayrımında pek çok sorunun ortaya çıkması, AB'nin bu krizlerden güçlenerek çıkacağına dair umutları da söndürüyor.”

Kendini, ABD ve Rusya’ya karşı bir güç gibi gören AB, daha kendi içinde İngiltere’nin restine bile karşı çıkamazken, ABD’nin her isteğine ayak diremeden evet derken, Rusya’ya şirin gözükmeye çalışırken, nasıl olacak da, üçüncü bir güç merkezi olacak!..Bugün Türkiye bile topyekün AB’den daha etkili bir konumdadır dünya siyasetinde. Mülteciler meselesinde bile Türkiye’nin 10’da biri kadar sorumluluk alamayan bir AB’nin, Türkiye’yi üye ülke olarak kabul etmesi aslında bizim için bir zuldür. Devletimizi yönetenlerin neden yıllardır AB’ye girme çabası içinde olduklarını ben anlamış değilim… Artık bu hülyadan vazgeçmeliyiz. Bırakınız AB, ne hali varsa görsün… Zira Türkiye, AB’nin bir çok ülkesinden daha güçlü, daha dirayetli, daha güvenilir bir ülkedir.

Kaçı bizden güçlü?

Avrupa Birliği bugün için 27 devletten oluşuyor. Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan. Bu 27 ülkeden Almanya, Fransa ve İtalya dışında hiçbiri Türkiye ile boy ölçüşecek güçte değildir. Refah düzeylerinin bizden yüksek olduğunun söylenmesi, onların bizden güçlü olduğunu göstermez. Türkiye artık kabuğunu kırmıştır. Bundan böyle ille de Avrupa Birliği’ne üye olalım demenin hiçbir faydası yoktur…