A Haber özür diledi
Bediüzzaman düşmanlarına…
Bediüzzaman
öyle bir külliyat ortaya koyup gitmiş ki, sanki hayattaymış gibi düşmanları
nefret mahkemeleri kurup, kin kusuyorlar, iftira darağaçları kuruyorlar, öfke
zindanları açıyorlar... Yani; tek parti dönemi zalimlerinin
yerini almış günümüz cahil cühela takımının iftira ve nefret duruşmalarında
aynı saldırganlık devam etmektedir…
Bitmiyor düşmanlık ve bitmek bilmiyor alçakça saldırı ve kör olası
nefretler…
Bediüzzaman’a diktatör milli şef saldırmış, CHP altı
okunu sırtına saplayarak saldırmış, en acımasız zehirler saldırmış, hapishanede
bilinçli şekilde camının kırılmasıyla soğuk en buz hali ile saldırmış, zındıka
komiteleri, masonlar saldırmış, beli kırılan küfür yatalak olduğu halde saldırmış...
Sizler kim oluyorsunuz ki, çapınız kaç
ki? Saldırı katarına içi pislik dolu bir vagon olmaya çalışıyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri iki kahraman
diğerlerine göre daha büyük saldırı görmüştür. Biri iman davasının sarsılmaz kahramanı Bediüzzaman, diğeri; vatanımızı
maddi olarak gerçek manada kalkındıran ve samimi – gayretli devlet adamı Sayın
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dır. İslam düşmanları, hakikat düşmanları, maddi
ve manevi kalkınmaya düşman olanlar, bu iki imar ve ihya eden dava erlerine
düşman kesilmişler ve kesilmeye de devam edeceklerdir… Bediüzzaman eserleri ile bilinçli şekilde çökertilmiş imanı yeniden
ihya etmek için sağlam temeller üzerine kurmuş, Erdoğan ise geri bırakılmış,
hizmete susamış devleti ve hor görülmüş milleti maddi olarak yüzünü güldürür
hale getirmiştir. Bu iman mimarı ve maddi hizmet mimarı iki kahramana sahip
çıkmak ve saldırıları bertaraf etmek de iki hizmete önem veren vicdan
sahiplerinin vazifesidir. En azından elinden gelen bir şey yok ise sevgisini ve
duasını fazlasıyla katlar…
Beka âlemlerindeki
Bediüzzaman yeni bir düşmanlık daha yaşadı: A Haber'de emekli savcı Cihan
Ergün, adaletsiz davranarak; ebedi âlemlere göçmüş, yaşarken her türlü zulmü
görmüş Üstadımıza saldırmış ve iftirada bulunmuştur. Saldırıdan bir gün sonrada A
haber özür dilemiştir. En azından A Haber meseleyi özürsüz bırakıp bizlere: “Aaaaaa!” dedirtmemiştir.
Keşke program anında Cihan Ergün’ün sözünü kesip, anında özür dilenmiş olsaydı.
Yinede defalarca özür dileyen A Haber bizi bir nebze olsun rahatlatmıştır, a
duruşu sergilemiştir…
Bir yargı mensubunun, kâinattaki var olan mutlak ve
her varlığın hakkını teslim eden Allah'ın adaletini ispat eden Bediüzzaman'a
düşman olması anlaşılır değildir. Adalet ve hukuk tahsili görmüş kişilerin, adalet için
hukukun temini ve iman inşası için bir avuç kalarak dünya hayatından terhis
olmuş ama arkasında kocaman reçeteler bırakmış bir kahramanın hukukuna daha
fazla sahip çıkması, en azından toprak altında kendini savunacak durumda
olmayan insana iftira etmemelidir. Kendisi
emekli savcı ama Bediüzzaman nefreti mesaiye devam etmektedir.
Bediüzaman,
Osmanlı padişahlarına ve Mehmetçik’e İslam’a hizmetinden dolayı sadece dostluk
ve muhabbet beslemiştir, himmeti daima milleti olmuştur. İman mimarı bir insan, İslam fedailerine düşman olması demek; şuurdan
emekli olması demektir. Bediüzzaman vefat edene kadar millete hizmetten
emekli olmamıştır. İşte iman
kahramanlarına düşmanlıkla şuurdan ve insaftan emekli olmuş kişilerinin durumu
ortadadır. Sorarım size ey savcı: Akşemseddin ve diğer allamelerin,
hocaların padişahlara tavsiyede bulunması düşmanlık mıdır, yoksa daha başarılı
olmaları için ışık yakmak mıdır? Bediüzzaman, Cennet Mekân Sultan Abdülhamid'e düşmanlığından
dolayı değil; muhabbetinden dolayı tavsiyede bulunuştur. Sayın
Cumhurbaşkanımızın danışmanları, düşmanlık için mi vardırlar? Yoksa tavsiyelerde
bulunmak için mi? Vefat etmiş ama
reçeteleri ile iman kurtarma mesaisi devam eden birine emekli bir savcının
düşmanlığı, mensup olduğu mesleğe bir gölgedir... Bizimde kendisine
tavsiyemiz ama düşmanca olmayan; o kalın hukuk kitaplarına ayırdığınız zamanın
çok azını Risale-i Nurlara ayırınız, Bediüzzaman’ın FETÖ gibi İslam
düşmanlarına karşı verdiği mücadeleyi ve kahraman ecdadımıza karşı muhabbetini
görmüş olursunuz. Bediüzzaman yaşasaydı
eğer ve 15 Temmuz gibi bir alçakça girişim olsaydı, cübbesini tankların egzoz
deliklerine tıkayıp, mermileri tokatlardı... Ha bu arada: Nur Talebeleri
bölünmemişler; bulunduğu yerlerden küfür karşısında mücadeleye devam
etmektedirler. Her biri vatan ve millet sevgisi şuuruyla, yeni nesillerin FETÖ
alçağının ihanetine düşmemesi için büyük bir mücadele vererek, geçmişte olduğu
gibi şimdide vatan ve millet bütünlüğüne silahsız güç olarak hizmet vermekteler.
Bölünme yok ama meşrebe göre hizmet
çeşidi çok, hepsi vatan için kendi nöbet yerlerinde, manevi nöbet tutmaktalar.
Yazanda, çizende, okuyanda imandan başka bir şey demiyor. Allah hepsinden razı
olsun ve bizlerin şuurunu emekli etmesin.
Son söz: Bizim
mahallenin haber kanalı: A Haber’in o şahsın saldırısından dolayı özür dilemesi
bizler gibi Üstadımıza muhabbeti olan Erdoğan’ı da memnun etmiştir. İman kahramanı Bediüzzaman’a ve siyasetin
kahramanı Erdoğan’a, ne tür saldırı yapılırsa yapılsın, ancak daha fazla
muhabbeti tetikler, duaları sel gibi eder…