Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2964.63
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ekim 2018

94 Ruhu…

Yerel seçimler arefesinde partiler gerekli hazırlıklara başladı. MHP ile AK Parti büyük ihtimal ittifak yapacak. CHP ile HDP’nin ittifak yapması ise imkan ve ihtimal dahilinde. Seçim milliyetçi muhafazakar blokla solcu-etnik siyaset arasında gerçekleşecek. Radikal sol örgütlerin hamisi konumuna gelen CHP’nin Kemalist soldan ayrışmış haliyle PKK uzantısı bir başka partiyle iş birliği yapması neredeyse doğal karşılanacak. AK Parti’nin ise özellikle büyükşehirlerde yaşayan Kürtlerin oylarını sol bloka kaptırıp kaptırmayacağı tartışıladursun, milliyetçi muhafazakar kanadın İstanbul’da başarılı olup olmayacağı da kesin değil. Öyle anlaşılıyor ki kıran kırana bir yerel seçim yaşayacağız. Özellikle İstanbul AK Parti için kolay lokma değil. Onun için Sayın Erdoğan 94 ruhuna dönüşten bahsediyor, 94 ruhunu kuşanarak seçimlere hazırlanacaklarını ifade ediyor. Peki 94 ruhu neydi? 94 ruhunu kuşananlar Refah Partisi çatısı altında nasıl başarılı olabilmişlerdi? Elbette gençler o zamanları çok iyi hatırlayamayacaklardır. Ancak yaşı müsait olanlar bilirler ki 94 seçimleri Türkiye’de mukaddesatçı siyasetçilerin hizmet ve dava şuuruyla seçim meydanlarına indikleri bir seçimdi. CHP’nin kirlettiği, çöp ve yolsuzluk dağlarına terk ettiği şehirlerde yaşayan insanlar umudun son kapısı olarak gördükleri dindar siyasetçileri sandıklarda muzaffer kıldılar. ‘Bunlar çalmaz, çırpmaz, yemez, yedirmez, çalışır’ dediler. Bu duygu ve düşüncelerle belki siyaseten aynı kulvarda olmamalarına rağmen Refah Partili belediye başkan adaylarını var güçleriyle desteklediler. Peki devrin yeni belediye başkanları bu seçmenin yüzünü kara çıkardı mı? Hayır. Gerçekten başarılı oldular. Samimi, duygularla şehirlere hizmet ettiler. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’de pek çok şehrin çehresi değişti. Cihat ve dava şuuruyla, hizmet bilinciyle yapılan her yatırım, atılan her adım bereketiyle geri döndü ve Refah Partisi ilk genel seçimlerde ciddi bir oy aldı. Makam, mevki, şöhret, para ve dünyalık kaygısı geri planda, hizmet şuuru, adamlık, dava bilinci ön plandaydı. İnsanlar parti teşkilatlarına bir kırık sandalyelerini hediye ederek partilerini iktidara taşıyacak samimiyeti ve gayreti ortaya koyarken belediye başkanı/şehremini olarak işbaşı yapanlar da kendilerine yakışanı yaparak yetimin başını okşuyor, fakir sofralarında iftara oturuyor, şehirlerin perifelerilerinde yaşayan Anadolu’dan gelen garib gurebanın yani sessiz yığınların adeta sesi oluyorlardı. 94 ruhunda enaniyet, 94 ruhunda makam sevdası, 94 ruhunda dünyalık derdi yoktu. Doymaktan önce doyurmayı tercih eden samimi insanlar başkalarına yaptıkları samimi hizmetlerle milletin gönlünü kazandılar ve halkın nezdinde yüceldiler. Yükselme ve yücelme gönül kazanmakla, gönüllere girmekle, gönülleri fethetmekle mümkün oldu. Araya başka kaileler, başka düşünceler ve başka saikler girmiyordu. İşte 94 ruhu böyle bir şeydi. 2000’lerden sonraki dönemde 94 ruhunun bıraktığı miras üzerinden siyaset yapan kimi yerel siyasetçiler bu birikim üzerinden başarılı oldular. 94 ruhunun bereketi 2000’li yıllara da yansımış oldu. Şimdi önümüzdeki yerel seçimlerde bu ruha teklrar dönülüp dönülemeyeceği gerçekten analize muhtaç bir vaattir. Bu ruha sahip adam kalıp kalmadığı ayrı bir tartışma konusuyken mevcut düzen içerisinde bu ruhla siyaset yapılıp yapılamayacağının tartışılması da ayrı bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Emekle, alınteriyle, helal lokmayla bağımızı koparmaya başladığımız bir dönemde beyaz çoraplı, siyah iskarpinli ama gönlü bütün bir ümmeti kucaklayavak kadar geniş adamları nerden bulacağız! İnşallah hayattadırlar inşallah yaşıyorlardır!