Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ekim 2018

​​​​​​​Yeni dünya düzeni

Dünya kalabalık bir köye dönüştüğünden beri, uzak yakın demeden her olaydan herkesin haberi oluyor. Eski alışkanlıklarla işlerini gizli kapaklı yapanlar hala var. Afrin Harekatı’nda olduğu gibi savaşı bile kameralar önünde açık ve şeffaf bir şekilde icra edenler ise diplomasiyi de etkili kullandıkları takdirde haklılıklarını dünyaya kanıtlıyorlar.

ABD’nin gizli kapaklı işlerine geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kaybolması olayı eklendi. Suudi Arabistan’dan sırf bunun için iki özel jetle 16 kişilik bir istihbarat ekibinin gelmiş olması işi eski casusluk filmlerini aratmayacak bir boyuta ulaştırdı. Daha da önemlisi Cemal Kaşıkçı ile ilgili açıklama yapmayan devlet başkanı kalmadı. Türk polisinin konsolosluğu araması, soruşturmanın safhaları bütün dünyanın bilgisi dahilinde şeffaf bir şekilde sürdürülüyor. Tüm bunlar da şeffaflık ilkesinin mutlak surette ön plana çıktığını gösteriyor.

Cerablus ve Afrin’den sonra Türkiye’nin gözünü Müniç’e de dikmesi, gizli kapaklı işleri hiç eksik olmayan ABD’yi oldukça rahatsız etmiş durumda. Güya ortak devriye çıkaracaktık! Çeşitli bahanelerle uzattılar da uzattılar… Afrin Harekatı öncesinde de sık sık ABD’yi uyaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Münbiç ve Fırat’ın doğusu konusunda da uyarılarına başladı. Son olarak komandoların bröve takma töreninde konuştu: “Çok yakında bugün brövelerini takan komandolarımızla Fırat'ın doğusundaki terör yuvalarını darmadağın edeceğiz. Bir gece ansızın gelebiliriz.” Teröristlerin çok zamanları kalmadı. Türk komandosu girecek ve temizleyecek!

***

Yeni dünya düzenini anlamamız açısından bugünlerde Bolu’da Abant toplantılarının altıncısı yapılıyor. Konusu “Yeni Dünya Düzeni ve Geleceğin Haritası.” Hem mevcut düzeni anlamak, hem dünyanın gelecekte nereye gittiğini kestirmek açısından bu tür beyin fırtınalarına büyük ihtiyaç var. Vuslat Platformu’nun düzenlediği ve sahasında üst düzey uzmanların katıldığı bu toplantılarda, asıl öne çıkan konu Türkiye’nin yeni dünya düzenini nasıl yönlendireceği şeklinde olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği Birleşmiş Milletler’in yeniden yapılandırılması konusu bizim teşvik ve gayretimizle dünyanın gündemine oturmuş durumda. Irak ve Suriye başka olmak üzere Orta Doğu da yeniden şekilleniyor. Irak federe bir yapıya dönüştü. Suriye de adım adım oraya doğru gidiyor. Dünyanın tüm güçlü devletleri bölgede güç gösterisinde. Peki, Osmanlı’nın geçmişte asırlarca adaletle yönettiği bu bölgede Türkiye’nin rolü ne olacak? Tüm bu konuların fikri hazırlığının önceden belirlenmesi şart.

Sadece Orta Doğu değil, Balkanlar, Akdeniz ve Türk Dünyası’nda da Türkiye’nin etki alanı içerisinde. Türkiye’nin gücü, silahlı kuvvetleri ve ekonomik imkânlarının çok ötesine geçiyor. Genç, dinamik ve yetişmiş insan gücü ile çevresini halka halka etkilemeye devam edecek ve bu etki gün geçtikçe artacak.

***

Türkiye, FETÖ’den kurtuldu. Sadece Isparta’da bu örgüte ait bulunan 100 kilo altın ve 5 milyon dolar paranın, ABD kontrolündeki bu örgütün nasıl bir ekonomik gücü yönettiğinin açık bir göstergesidir.

Yönetim sistemini değiştiren, karar alma mekanizmasını güçlendiren Türkiye, son yıllardaki strateji değişikliği ile yıllardır sürüncemede tutulan PKK ve YPG terör örgütlerinden de kurtulacaktır. Terörle mücadelede kararlılığın olması ve terör kaynağının kurutulması yönünde yapılan çalışmalar meyvesini vermeye başladı. Arada yaşanan üzücü olaylar asla moralimizi bozmamalıdır.

FETÖ ve DEAŞ’dan sonra Türkiye’nin PKK ve YPG’den de kurtulması, ülkemize takılmak istenen boyunduruğu kıracaktır. Dünyanın güçlü devletlerine taşeronluk yapmak, şimdiye kadar netice vermemiştir. PKK ve YPG’nin yaptığı bir özgürlük mücadelesi değil, Türkiye’nin gücünü kırmaya yönelik engelleme hareketlerine alet olmaktan ibarettir. Türkü ile Kürdü ile Türkiye, bilgili, inançlı, vizyon sahibi genç nüfusu ile yeni dünya düzenini belirleyecek aktörlerden biri olacaktır. Önümüzde tek bir engel kaldı, o da bürokratik oligarşiyi ortadan kaldırmak.