Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Aralık 2018

​​​​​​​Türkiye Suriye Kürtlerine nefes olur

Müslümanlıkla ilk karşılaşmalarından bugüne kadar daima dindaşından yana oldu. Arap Müslümanlarla oldu, bölgesinde Peygamber (SAV) Sancağını dalgalandırdı. Hem Hz. Ömer döneminde hem Emevi hem Abbasi döneminde Hristiyan Bizans’a karşı durdu.

Alparslan’ın ordusuna evlatlarını kattı. Binlerce yaşlısı-genci Selçuklularla birlikte Malazgirt önlerinde savaştı, şehadet mertebesine erişti. Şehinşahların hiçbir va’dine itibar etmedi, Osmanlı’dan yana oldu.

Osmanlı’nın en zayıf döneminde, muktedir İngiliz ve Fransız devletlerinin kendilerine yaptıkları ve hiçbir kavmin, aşiretin, halkın, milletin reddetmeyeceği tekliflere iltifat etmedi; “Osmanlıya, Halife Hazretlerine sizin bize çizeceğiniz sınırlar için kılıç çekmeyiz” dediler.

Ama ne olduysa bütün coğrafyalarında sınırlar çizildi, o sınırların içinde diktatörleri başa geçirdiler. Katliamlar, isyanlar, tehcirler peş peşe geldi. Birileri Müslüman Osmanlıyla birlikte Osmanlıya kılıç çekmeyen dindaşlarını da cezalandırıyordu.

Hiçbir güç onları Müslümanlarla karşı karşıya getirmeye yetmedi; ne sınırlar ne sorunlar ne haksızlıklar onların Müslümanlara sırt çevirmelerine gerekçe ol/a/madı.

Evet Müslüman Kürtlerden bahsediyorum.

Diyarbekir’in fethinde destek vererek fethl kolaylaştıran Müslüman Kürt’lerden,

Harran’ın İslam toprağı olmasına büyük destek veren Kürtlerden...

Malazgirt Savaşında Türk kardeşlerine destek vermekte tereddüt etmeyen Kürtlerden.

Zaman zaman çıkan isyanlarda kimi zaman vergiler, kimi zaman gözü doymaz birkaç aşiretin ayrıcalıklı kılınması ve Osmanlı ile hesabı olan devletlerin kışkırtması ile ayaklanmalar yaşanmadı değil. Bütün bu isyanlar, ayaklanmalar yüzlerce yıllık kardeşçe yaşanmışlıkları zedelemeye yetmedi. Değil mi ki Osmanlı Döneminde de taht için saray içi isyanlar yaşanmıştı hem de pek çok kere.

Ama 1984 Eruh baskını ile başlayan PKK sürecini bu bağlamda değerlendirmiyoruz. Marksist-Leninist düşüncenin Stalinist pratiğe bürünmesi ile vücut bulan PKK geçmişteki Kürt hareketlerinden ayrı değerlendirilmeli.

Hem yegâne “geçim kaynağı” terörden dolayı hem de aziz İslam’a düşmanlık inancı ve söylemi ile vücut bulmasından dolayı PKK’yı farklı değerlendirmemiz gerek.

Çok uzattım,

ABD’nin, “Suriye’den çekiliyoruz” açıklaması üzerine yaşanan gelişmeleri ve YPG/PYD’nin bu açıklamadan sonra ABD’ye yönelik sitemlerini değerlendirmek için lafı çok dolandırdığımın farkındayım.

Malumunuz ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz Çarşamba akşamı, “30 gün içinde Suriye’den çekiliyoruz” demişti. Dünya aynı anda bu açıklamaya kilitlendi. İlk kez Trump ile Pentagon aynı şeyi söylüyordu: ABD Suriye’den çekilecek…

Bu açıklamadan sonra Suriye’de kalabilen Kürtlere musallat edilen YPG ABD’ye ateş püskürüyor:

“Bu bizi sırtımızdan hançerlemektir” dedikten sonra bir de Kobani’de, “Gitme Amerika” yürüyüşü yapmışlar.

Tamam da YPG neden ABD’ye sırtını dönüyor ki?

ABD bölgedeki Türklerden, Araplardan, Farslardan daha mı adil, daha mı merhametli, daha mı insani?..

ABD soykırım uygulayarak kendi ‘Kürtlerinin’ (‘Kızılderililer’/Yerliler) sonunu getirmedi mi?

Kabul ediyoruz ki Esed ailesi Kürtlere nüfus cüzdanı vermeyi dahi bir hak olarak kabul etmeyecek kadar zalimdi, lakin;

1,5 milyon Iraklıyı çocuk, kadın, sivil, yaşlı, hasta demeden katleden bir Amerika’ya bel bağlamak, onlara güvenerek hareket etmek Müslüman Kürdün işine gelmez.

Demek ki ABD ile iş tutan yukarıda değindiğimiz ve bir kısmı da Suriye’de yaşayan Kürtler değil; Kürtlerin büyük bir kısmını Suriye’den başka ülkelere hicret etmek zorunda bırakan Suriye PKK’sı YPG’dir.

Bu işte Kürt halkı da yok, Kürt aklı da yok,

Kürtlerin sırt sırta vereceği tek millet Türklerdir,

Kürtler asla ABD ya da başka bir devlet ile değil, kendi dindaşları ile sorunlarının üstesinden gelebilir.

Burada Türkiye’ye önemli görevler düşüyor. Türkiye ne Suriye ne İran ne de Irak’tır. Türkiye kadim medeniyetin bayraktarı, sancaktarı devlettir. Bu saatten sonra Türkiye Suriye’de daha haklı, daha güçlü ve daha çok hak sahibidir.

Bu Türkiye artık Suriye Kürtlerini yanına çekebilecek yegâne devlettir. Terör örgütlerini değil, Kürtleri dikkate alan bir Türkiye Suriye’de Kürtlerin de Arapların da Türkmenlerin de sesi, nefesi ve de hamisi olur.

Artık B Planın geçebiliriz.