​​​​​​​Suriyeli mültecilerin parasını Suriye ödemeli
Suriye petrolleri, bizim Suriyeli mülteciler için harcadığımız 40 milyar doları karşılamalı. ABD, Orta Doğu’da veya dünyanın herhangi bir yerinden bir operasyon düzenlediğinde bunun masrafını ilgili ülkeden söke söke alıyor. Irak’tan aldı, Suudi Arabistan’tan alıyor. Alamadığı zaman da ilgili ülkelere faturayı kesip tüm mal varlıklarına el koyuyor.
Suriyeli mülteciler bizim kardeşlerimiz, savaştan kaçtıklarında onları misafir etmemiz gayet doğal. Dinimizin ve misafirperverliğimizin de gereği. Ancak ABD ve YPG’nin üzerine çöktüğü Suriye petrolleri kontrol altına alınıp işletilerek bu para sonuna kadar tahsil edilmeli ve ihtiyacı olan garip gureba için harcanmalıdır.
Türkiye’nin Münbiç başta olmak üzere Suriye’nin doğusuna düzenleyeceği operasyonun eli kulağında. Aslında fiili olarak operasyon başladı. İstihbaratı ile YPG ve DEAŞ mevzilerinin tespiti ile, Özgür Suriye Ordusu’nun bölgeye sevki ile şu anda ön hazırlıklar bitmek üzere. Türk Ordusu’nun vurucu güçleri, silah ve teçhizatları da peyderpey bölgeye kaydırılıyor. Operasyon için kış aylarının seçilmesi de, sadece terörist eylemlere ve vur kaç taktiğine kendini hazırlamış PKK / YPG’lileri temizlemek açısından isabetli olmuştur.
ABD, Trump’un kararından sonra Münbiç’ten çekildi. Kademeli bir şekilde Suriye’nin kuzeyinden de çekilmeye başladı. Trump, akıllıca davrandı. ABD askerinin Türk Ordusu ile karşı karşıya kalacağını anladı ve isabetli bir karar verdi. Bu karar Savunma Bakanı ile YPG’yi himaye eden ve onlara ABD halkının milyonlarca dolarlık parasını silah ve mühimmat olarak akıtan Brett Mc Gurk’un istifası ile sonuçlandı.
Türk dış politikası da ABD Başkanı Trump’un dilinden konuşmayı nihayet öğrendi. Trump, ABD’nin boşa akıtılan paralarını kesmenin peşindedir. O paraların ABD’lilerin refahı için harcanması gerektiğini üstüne basa basa söylemektedir. ABD, önemli bir strateji değişikliğine gitmiştir. O da Trump’un sürpriz Irak ziyaretinde Enbar Vilayeti'ndeki Aynü'l Esed Askeri Üssü'nünde söylediği sözlerle açığa çıkmaktadır.
Trump diyor ki, “Artık dünyanın enayisi olmayacağız. ABD dünyanın polisi olmaya devam edemez!” Dünyanın polisi ya da jandarması olmak için ABD milyarlarca dolar harcarken, kendi insanı sokaklarda evsiz olarak yaşamaktadır. Trump’a İsrail’in güvenliği hatırlatıldığında da verdiği cevap manidardır: “İsrail’e her yıl güvenlik için 4-5 milyar dolar veriyoruz. İyi olacaklar. İsrail'e göz kulak olacağız.” Anlayacağınız Trump, verdiği paraya bakıyor.
Suriye’de barışı sağlayacak, merhametli ve adaletli bir sistem kurup uygulayacak tek ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin dışında ABD olsun, Rusya olsun, tüm batılı ülkeler ve Arap ülkeleri kendi menfaatlerinin peşindedir. Türkiye, öncelikle Suriye’nin kuzeyini tamamıyla kontrol altına almalıdır. Önce diplomatik kanalları sağlıklı şekilde işletmeli, haklılığını tüm dünyaya göstererek bu riskli icraatı hayata geçirmelidir. Sonra da YPG ve DEAŞ’ı bölgeden silip temizleyerek Suriye’nin kuzeyini Türkiye, Ürdün ve Lübnan’da mülteci durumundaki Suriyelilerin ikametine açmalıdır.
Türkiye’nin Kuzey Suriye operasyonunun ardından gelecek hamle bir bütün olarak Suriye’de demokrasinin kurulup işletilmesinden geçiyor. 2019 yılı Suriye’de, Türkiye’nin himayesinde yeni bir yönetimin seçimle işbaşına gelip düzeni sağlayacağı ve ülkenin imarını başlatacağı yıl olacaktır.
Dileğimiz, 2019’un ülkemiz için de PKK belasından tamamen kurtulduğu yıl olmasıdır. Türkiye içinde İçişleri Bakanı’nın ifadesi ile 700 civarında terörist kalmıştır. Kandil ve Kuzey Suriye’deki terör kaynakları kurutularak Türkiye’nin de huzura kavuşma zamanı gelmiştir.