​​​​​​​Soğuk savaş 2 mi
Soğuk savaş, II. Dünya Savaşı sonrası ABD ve SSCB liderliğindeki iki kutuplu dünyanın jeopolitik üstünlük için silaha başvurmadan giriştikleri mücadeledir. Soğuk savaş 1947-1990 yılları arasında yaşanmış ve Berlin duvarının yıkılması ile sona ermiştir. Kıtalararası kitle imha silahları, uzay seyahatleri, istihbarat örgütlerinin izleme, dinleme kabiliyetleri dönemin güç göstergeleriydi.
Soğuk savaşın kendine özgü dili vardı, diplomasi bu “dil” üzerinden yürüyordu; açık ve/ya dolaylı olarak tehdit, şantaj, blöf diplomatik dilin vazgeçilmezi idi. İki ülke arasında bazen karşılıklı öyle sert beyanatlar veriyorlardı ki bilmeyen bunlar birazdan füzeleri ateşleyecekler sanıyordu.
Hiç unutmam, 1980’in ilk yılları idi, ABD ile SSCB arasında stratejik silahlarla ilgili anlaşmazlık baş göstermişti ve karşılıklı çok sert açıklamalar yaşanmıştı. Biz yeni öğretmen olmuşuz, -Allah sonsuz rahmetiyle sevindirsin- teyzemin eşi Hacı Mahmut Ayan amca bana ve oğlu Sait’e sordu, “Hocalar, söyleyin bakalım bu iki devlet ne yapmaya çalışıyor?” Sait Hocam babaya karşı edebi gereği sessiz kalınca ben, yakında savaş çıkar dedim.
Rahmetli Hacı Mahmut Amca gün görmüş, tecrübeli bir şahsiyet idi, güldü, siz öyle sanın anlamında hafifçe iki elini sağa-sola salladı ve “Çocuksunuz çocuk, bunlar sırtları yapışık iki başlı ejderhadırlar, birbirlerini değil başkalarını ısırıyorlar” demişti. Allah rahmet eylesin, dediği gibi iki ülke başka ülkeleri vuruşturur, başka milletleri telef eder, lakin birbirlerine hiç dokunmazlar.
Nereye mi varıyorum?
Rusya ABD’yi çok sert eleştirmeye başladı, Rusya da aynı sertlikle cevap veriyor ve dillerden savaş düşmüyor. Baltık sorunundan dolayı NATO Komutanları “Savaş kapıya dayandı” derken Rusya da aynı sertlikte cevap vermişti.
Geçen ay Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Belousov: “ABD bir süre önce bu toplantıda Rusya’nın savaşa hazırlandığını söyledi. Evet, Rusya savaşa hazırlanıyor, bunu teyit ediyorum. Evet, ülkemizi, toprak bütünlüğümüzü, ilkelerimizi, insanlarımızı savunmaya hazırlanıyoruz. Fakat, bizi ABD’den ayıran çok ciddi bir fark var. Bu fark, Rusça’da da İngilizce’de de aynı şekilde söylenir: Rusya Federasyonu savaşa hazırlanıyor, ABD ise savaşı hazırlıyor" beyanatıyla yürekleri ağızlara getirdi. Hemen akabinde ABD Dışişleri bakanı Mike Pompeo Rusya’ya çıkıştı: “Rusya Orta Menzilli Nükleer Anlaşmasını ihlal etti” dedi ve “Rusya anlaşmaya geri dönmezse, ABD 60 gün içerisinde INF anlaşmasında doğan yükümlülüklerini uygulamayı askıya alacak. Rusya'nın anlaşmaya dönmek için 60 günü var” dedi.
ABD’nin bu açıklamalarına Rusya’dan çok sert cevap geldi: Rusya Devlet Başkanı Putin, “Biz bu sözleşmenin ihlaline karşıyız. Eğer ABD anlaşmadan çıkarsa, karşılık vermek zorunda kalırız" dedi. Bu kadarla kalsa telaşa lüzum yoktu, son dönemlerde yapılan açıklamaların ardından telaşımızı haklı koşan bir açıklama daha geldi: Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov’un, “Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nın (INF) feshedilmesi halinde Rusya'nın, cevabi önlemlerinin ABD'nin orta ve kısa menzilli füzelerine ev sahipliği yapan ülkeleri hedef alacak.”
Geçen 15-20 yıla baktığımızda benzer açıklamalarla karşılaşıyoruz:
ABD Rusya’nın 2008’de Güney Gürcistan-Osetya-Abhazya sorununda çok sert açıklamalar yapmıştı, tıpkı Kırım’ın işgali sürecinde yaptığı sert! açıklamalar gibi…
Kaliningrad, Suriye, Kerç Boğazı, Kıtalararası füzelerin teşhiri, tarihin en büyük tatbikatı gibi konularda da Rusya’yı çok mu çok sert uyarmıştı ABD! Rusya da boş durmuyor, O da Afganistan, Irak ve Suriye işgalleri sebebiyle ABD’ye savaş açacak tonda! uyarılarda bulunda, ama neticede beraber WIN-WIN, kazan-kazan stratejisini uygulandı.
Bunlar yaşanırken Çin topa giriyor. Çin Hava Kuvvetleri ABD için hayati önem taşıyan Batı Pasifik’e, H-6K bombardıman uçaklarını ve Su-30, Su-35 savaş uçaklarını sevk etti. Akabinde Çin Hava Kuvvetleri Sözcüsü Shen Jinke bu sevkiyatı: “Hava Kuvvetleri tatbikatları gelecekteki savaşlar için prova, savaşa doğrudan hazırlıktır” şeklinde gerekçelendirdi.
Soğuk savaş yeniden kızıştı, bunun sıcak bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği sorusuna maalesef sevindirici bir cevap veremiyorum.