​​​​​​​Seçimi kazanmanın formülü
Ankara ve İstanbul belediyeleri, geçmişten günümüze kadar tüm partiler için hayati öneme sahip ve çok kritik olmuştur. Özellikle AK Parti’yi bugünlere, Başkan Erdoğan’ı da halkın gönlüne taşıyan zorlu patika yolların taşları, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde döşenmişti. Bu iki şehrin seçmen toplamı, Türkiye seçmen sayısının yaklaşık dörtte birine tekabül ediyor. Bugüne kadar ki seçimlerde bu iki şehri alan, siyasette de öncülüğü ve iktidarı da almıştır. Kaybedenlerin de bir daha yüzü iktidarı kolay kolay görmemiştir. O yüzden bu gibi kritik ve her çeşit insanın yaşadığı kozmopolit şehirlerde AK Parti’nin bazı milletvekillerini ve bakanları aday gösterebileceği ifade ediliyor. Seçim sonuçlarına doğrudan etki edecek kadar Kürt vatandaşın yaşadığı bir İstanbul’da Kürtlerin de sempati duyduğu bir Numan Kurtulmuş’u; muhafazakar ve milliyetçi tabanın yoğun olarak yaşadığı Ankara’da her iki kesiminin de ciddi oyunu alabilecek bir Süleyman Soylu’yu AK Parti aday gösterir mi? Gösterir. Peki, Tutar mı? Bal gibi de tutar ve seçimi de kazandırır. Ancak dediğimiz gibi bu iki başarılı ismin tercihi, AK Parti darda kaldığı, zora düştüğü karşı bir siyasi ittifak hamlesinde son çare olarak başvurulacak bir siyasi hamledir.
İthal adaylar değil yerli adaylar olsun
Ankara, İstanbul, İzmir gibi kozmopolit iller dışında diğer birçok ilin aday tercihlerinde özellikle “yerelin rengini, kokusunu ve hassasiyetlerini taşıyan, yerelin suyunu içmiş, sofrasında kaşık sallamış” yerli adaylar büyük avantaj sağlayacaktır. Diyarbakır’da hiç yaşamamış, en zor zamanlarda Diyarbakır’ın yanında hiç bulunmamış, Maraşlı ithal bir aday Diyarbakır’da tutar mı? Tutmaz. Sinop’ta hiç yaşamamış, en zor zamanlarda Sinop’un yanında hiç bulunmamış, Urfalı ithal bir aday Sinop’ta tutar mı? Tutmaz. Çünkü yöneticisi veya temsilcisi olacağı yerelliklerle aynı nehirden su içmeyen, aynı toprakların ürünlerinden beslenmeyen, aynı toplumsal sözleşmeleri imza atmayan, aynı norm ve değerlere sahip olmayan ithal adayların genel itibarıyla başarılı olma şansı çok azdır. Bu tür ithal adayların seçimi nadiren kazansa da yeniden seçilememesi durumunda bir daha o topraklara gitmeyişi, o insanlarla bağlarını kopartması, beş yıl boyunca yönettiği ve oturduğu seçim bölgesinde bir akrabasını dahi bırakmaması gibi trajik uygulamalara şahit olunmuştur. Sinop’ta, AK Parti siyaset akademisi yerel yönetimler sınavında Türkiye ikincisi olmuş, Sinop’un en zor ve sıkıntılı günlerinden biri olan, adeta bir iç savaş provasına dönüşen 2016 Durağan olaylarının son bulmasında hiçbir siyasetçi ve kamu görevlisi ortada yokken, kimsenin olayların içine girmeye cesaret etmediği bir ortamda, tek başına büyük cesaret örneği gösteren ve sağduyunun kazanmasını sağlayan, 4 üniversite okumuş, birikimli, Sinop’ta ciddi bir karşılığı olan, Sinop’un öz evladı sosyolog ziraat mühendisi İbrahim Irmak, yeni ve kirlenmemiş bir yüz olarak Sinop’ta tutar mı? Bence tutar.
Doğu’ya muhafazakâr demokrat adaylar
Kürtler de aynen Türkler gibi, Araplar gibi özü, tarihsel geçmişi, kültürel birikimi ile geleneksel olarak dindar bir halk topluluğudur. Ne dinlerinden ne de dillerinden vazgeçmişlerdir. Dinlerinde dillerini, dillerinde de dinlerini yaşarlar. Özellikle tüm insan topluluklarından ve bölgelerden oy alabilen bir kitle partisi olan Ak Parti’nin, Doğu ve Güneydoğu’daki belediyeleri kazanması için “oy potansiyeli yüksek, HDP tabanından da oy devşirebilecek, onları ikna edebilecek, bölgede sevilen, çalışkan, güven veren, geçmişi temiz, kötü ve kötülüklere bulaşmamış, yerelin rengini, kokusunu ve hassasiyetlerini taşıyan muhafazakâr demokrat dava adamları adaylarla” sahaya çıkması da büyük önem arz edecektir. Çünkü geçmiş tecrübeler ve oy durumu da ortada. Misal, Diyarbakır Sur’da, bölge halkına adeta yüzyılın trajedisini yaşatan kirli hendek ve çukur olaylarında, en zorlu ve sıkıntılı anlarda olayların son bulması için basın açıklamaları yapan, büyük çaba harcayan, büyük cesaret örneği gösteren, parti ayrımı yapmadan Sur halkının birçok sorununun çözümüne katkısı olan, 40 yıldan beri Sur’da esnaflık yapan, herkesimin sempatisini kazanan, yıllarca bu davaya emek ve gönül vermiş Sur esnaflarından Adil Aydın tutar mı? Bence tutar.