​​​​​​​Gündem o kadar yoğun ki…
Gündem o kadar yoğun ki… Kaşıkçı cinayeti hâlâ dünya basınının ilk gündem maddesi... Suriye’de Anayasa Komisyonu kurulması için yoğun çaba var. Dikkatler Münbiç ve Suriye’nin doğusuna yönelmişken, Türkiye hız kesmeden dev yatırımlara ya start veriyor veya açılış yapıyor.
Türkiye’nin gidişatını değiştirecek dev projelerden biri, İstanbul Havalimanı açıldı… Artık İstanbul’un gittikçe genişleyecek üçüncü bir havalimanı var. Üstelik çevreci ve akıllı dev bir terminal binasında hizmet veriyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile entegre şekilde çalışacak. Çevre yollarının tamamlanması ile birlikte, İzmit’ten Trakya’ya insanımızın tüm dünyaya rahatça ulaşması için büyük kolaylık sağlayacak… Kargo taşımacılığı ile ihracat – ithalat ivme kazanacak. Sıra İstanbul’un ve Türkiye’nin önünü açacak, durağan haldeki ekonomiye moral verip canlandıracak Kanal İstanbul projesinin temel atma töreninde…
Mahalli seçimler yaklaşmışken ekonominin ve piyasanın canlanması önemli… Şu anda ekonominin canlanmasının önündeki en büyük engel domates gibi duruyor. Rusya’ya satışı serbest hale geldi diye domatesin 10 – 12 liradan satılması normal değil… Tarım Bakanlığı’nın acilen bu konuya el atıp, anormalliği çözmesi şart.
***
Kaşıkçı cinayetinde Başsavcılık malumu ilam etti. Aslında en başından beri Kaşıkçı’nın cesedinin aranmasına gerek yoktu. Fısıltı gazetesinde cesedin küçük parçalara ayrılarak asitle eritilip yok edildiği kulaktan kulağa anlatılıyordu. Suudi Arabistan’dan gelen 16 kişilik yok etme timi, bunu çok önceden planlamış ve uygulamıştı. Hatta Cemal Kaşıkçı’nın kıyafeti benzer bir vatandaşa giydirilmiş, konsolosluktan çıkma süsü bile verilmişti. Sadece hangi yöntemle öldürüldüğü bilinmiyordu, sorgulamalar sonucu o hususun “boğularak” olduğu netleşti.
Şimdi yapılması gereken, cinayet emrini verenin cezalandırılmasına geldi. O da Türkiye’nin ve savcılığın işi değil, başta ABD olmak üzere uluslararası toplumun görevi. Emri vereni herkes çok iyi biliyor. Batı basını Prens Selman’a yönelik aleyhte yayınlara başladı bile… Başlangıçta Selman’ın, Netanyahu’dan eşkıyalığı devralmasına herkes göz yummuştu. Katar’a ambargo, Lübnan Başbakanı’nın kaçırılması ve Yemen’de çocukların katledilmesine ses çıkarılmamıştı… Kaşıkçı cinayeti Prense bakışı değiştirmeye başladı. Şimdi onun yerine Prens Ahmet’i hazırlıyorlar. Çünkü çok iyi biliyorlar ki Cemal Kaşıkçı’yı vahşide katlettiren irade diğer rejim muhaliflerini ortadan kaldırmak için ince planlar yapacaktır. Prens Selman’ın suyu ısınmaya başladı…
***
Türkiye, ekonomik darbeyi atlatınca dünyaya güvenli fotoğraflar vermeye devam ediyor. Kangren haline gelen problemlerin üzerine daha ciddi ve kararlı bir şekilde gitmeye başladı. Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi, yeni bir anayasa ile seçimlerin yapılması ve tüm Suriye’yi yönetecek yeni bir meclisin seçilmesi bu açıdan çok önemli. Nihai çözüm için Anayasa Komisyonu kurulmaya çalışılıyor. Hükümet ve muhalefetten seçilen 50’şer kişilik iki delege listesi tamam, sıra üçüncü 50 kişinin belirlenmesinde… Savaştan kaçarak Türkiye’de ve komşu ülkelerde yaşayan milyonlarca Suriye vatandaşının evine barkına dönmesi için bu aşamanın hızla geçilmesi gerekiyor. Başarılabilirse, bu belki de Arap dünyasında serbest seçimlerle yönetimin belirlenmesinde önemli bir adım olacaktır.
Aşiret liderleri, sivil toplum kuruluşları ve bağımsız isimlerden oluşacak olan bu 50 kişi konusunda Esed yönetimi ile Rusya ve İran mesafeli duruyor ve kılı kırk yarıyorlar. BM’nin hazırladığı listeye mesafeliler. Mutabakat sağlanmadan da Anayasa Komisyonu’nun toplanması mümkün değil. İş yine Türk diplomasisinin çabasına kalıyor.