​​​​​​​Bilimsel yayınlar artıyor ama…
İsviçreli Prof. Malche 1932 yılında MEB’e sunulan “Darülfünun Hakkında Rapor” başlıklı çalışmayı hazırlarken üniversite hocalarına sorduğu sorulardan ikisi şuydu:
-Anlattığınız dersin kitabını yazdınız mı?
-Batı dillerinde yayınlanmış araştırmalarınız var mı?
O günlerden bu güne epeyce şey değişti. Ama bilimsel yayınlar düşünmemiz gereken bir mesele olarak karşımızda durmaktadır…
Birçok kaynakta bilimin temel ölçütleri olarak gözlenebilirlik, ölçülebilirlik, yayın (iletilebilirlik), tekrarlanabilirlik ve sağdanabilirlik belirtilmektedir...
Bilimsel yayın…
Bilim insanlarının elde etmiş olduğu sonuçları saygın dergi veya toplantılarda yazılı/ sözlü olarak paylaşması arzu edilir. Böylece bilimsel araştırmalar sonucu gözlenen ve elde edilen sonuçlar diğer bilim adamları veya ilgililerle paylaşılır. Bilimsel araştırma sonuçlarının paylaşımı modern bilimde hızlı bir gelişmeye zemin hazırlamakta; aynı sonuçlara ulaşılacak araştırmalar için zaman ve kaynak israfını önlemektedir…
Üniversitelerin bilimsel sıralamasında indeksli/hakemli dergilerden yapılan yayınlar yaygın şekilde önemli kabul edilmektedir. Bu yayınlar üniversite ve ülkelerin bilimsel sıralamasında önemli bir ölçüttür.
Dünya’da bilimsel yayın…
Dünya bilimsel yayın üretimini SCImago Institutions veri tabanı verilerinden yararlanarak 2002 ve 2017 yıllarında karşılaştırmalı olarak değerlendireceğim:
Dünyada 2002 yılında 1.390.921 adet bilimsel yayın (belge) üretilmiş iken 2017 yılında 2.54 katında bir artış göstererek 3.536.878 âdete yükselmiştir…
İncelenen yıllarda en yüksek yayın sayısına ve payına sahip ülke ABD’dir. Dünyada üretilen yayının 2002’de 1.390.921 adetle % 27,40’ı ABD’de gerçekleştirilmiştir. ABD’de üretilen yayın sayısı 2017 yılında 626.403 âdete yükselmiş ancak oransal olarak % 17,70’e düşmüştür.
İkinci sırada ise 2002’de Japonya (%7,40); 2017’de ise Çin (%14,38) yer almaktadır. Yani 15 yılda bu iki ülke yer değişmiştir: 2002’de Japonya 2. sırada iken 2017’de 6. sıraya gerilemiş; Çin ise 2002’de 6. sırada iken 2017’de 2. sıraya yükselmiştir… Çin’in Dünya yayın üretiminde 2017 yılında yüksek bir orana ulaşması dikkate incelenmelidir…
Dünya yayın sıralamasına İngiltere 3. sıradadır. Bu ülke dünya yayın üretiminde payı 2002’de % 7,32; 2017’de ise % 5,42’dür…
Dünyada bu gelişmeler olurken Türkiye’nin bilimsel yayın üretimi ne durumdadır…
Türkiye’de bilimsel yayın…
Türkiye’de son on yıl içerisinde üniversite sayısı 2 katından fazla artmıştır… Bu, bilimsel yayın sayısında en azından sayısal anlamda artış olmasına katkı sağlayabilir… Nitekim Türkiye’de 2002’de 12.363 adet yayın üretilmiş iken 2017’de yayın sayısı 3,43 kat artarak 42.405’e yükselmiştir. Dünya yayın üretiminde payı 2002’de % 0,89 iken oransal olarak da artarak 2017’de % 1,20’e yükselmiştir…
Bu önemsenmesi gereken bir gelişmedir… Bu gelişme Türkiye’nin Dünya bilimsel yayın sıralamasına da yansımıştır: Türkiye toplam bilimsel yayın sıralamasında 2002 yılında dünyada 22. ; 2017 yılı verilerini dikkate aldığımızda ise 19. sıradadır…
Yayın sayısında gerek ülkemizde gerekse Dünyada değişim yaşanırken bir başka sorun tartışmaya başlanılmıştır… O da bilimsel yayınlarda nitelik meselesidir…
Gelecek bir yazımda konuyu bu yönüyle değerlendirmeye çalışacağım. Ama burada şunu paylaşmakla yetineceğim: Türkiye üretilen her bir bilimsel yayın (doküman) 2002’de 18,23 atıf alırken 2017’de bu değer 0.38’e düşmüştür… Bu değerler önümüzdeki sorunun ne olduğunu yeterince anlatmaktadır…
Son söz: Kemale nicelik nitelikle birleşince ulaşılır…