7 Yılda Bir Mobilya Değiştiriyoruz
90'lı yıllara kadar mobilya evin demirbaşı sayılır, olağandışı bir durum olmadığı sürece de kolay kolay değiştirilmezdi.
Bunun pek çok sebep vardı.
Gelir yetersizliği, tüketicilerin ihtiyaçlarının sürekli değişmemesi, mobilya sektöründe ürün çeşitliliğinin olmaması, yeni ürünlerin piyasaya sunulmaması gibi.
Ekonominin büyümesiyle, önce kent kültürü gelişti.
Geniş aile kavramı neredeyse yok olarak çekirdek aile formatı yerleşti.
Önceleri, evlenmeden evden ayrılmayan gençler artık işe girince ayrı evlere çıkmaya başladılar.
Bu da normal olarak daha çok ev eşyası satılması sonucunu doğurdu.
Talep çok olunca da Türkiye mobilya sanayi, son 20 yıldır kesintisiz bir şekilde büyüdü.
Günümüzde Türkiye'de 7 yılda bir mobilya değiştiriliyor.
Bu sayı Avrupa'da 2,5 yıl, dünya ise 5 yıl.
Sektörün üretim değeri yaklaşık 16 milyar TL olarak hesaplanırken yaklaşık 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriliyor.
Mobilya sektöründeki hızlı büyüme, Türkiye'nin dünya pazarındaki payını yüzde 1'e çıkardı.
Sektörün 2023 hedefiyse, 25 milyar dolarlık mobilya üretimi ve 10 milyar dolarlık ihracat ile dünyada ilk 10, Avrupa'da ise ilk 5'e girmek.
Sektördeki gelişmeleri değerlendiren Tuna Ev Genel Müdürü ve Tuna Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Tuna Gülsoy, mobilya sektörünün 2023 hedeflerini gerçekleştirmesinin temel koşulunun tasarıma önem vermek olduğunu söyledi. Türkiye mobilya sektörünün üç önemli dönüşüm yaşadığını belirten Tuna, "Küçük ölçekli, sadece ihtiyaca yönelik üretim döneminin ardından, büyük tesislerin kurulma dönemi ve ardından da ihracat dönemi başladı. Sektörümüz artık dördüncü dönüşümü gerçekleştirmek zorunda. Bu sektör, altyapı ve üretim sorunlarını çözdü. Yeni dönem, tasarım ve moda dönemidir. Eğer biz 2023 hedeflerimize ulaşmak istiyorsak, tasarıma önem vermeliyiz" dedi.
Türkiye'de kişi başına düşen gelirin 10 bin dolar seviyesine yaklaşmasıyla birlikte mobilya değiştirme sıklığının da artmaya başladığını ifade eden Tuna, "Bundan 20-25 yıl önce insanlar ihtiyaç nedeniyle mobilya alıyorlardı. Ne tasarım ne de diğer detaylar önemliydi. Küçük atölyelerde, bir ömürlük mobilyalar yapılırdı. Sağlamlık en önemli kriterdi. Kentleşme ile birlikte mobilya alım sıklığı da artmaya başladı. Özellikle 10 bin dolara doğru giden kişi başına milli gelirle birlikte, bu değişim süresi yedi yıla kadar indi. Bu süre, dünyada ortalama beş, Avrupa'da ise iki buçuk yıl. 10 bin dolar seviyesini aştığımızda, bu ortalamanın Türkiye'de de beş yıla düşmesini bekliyoruz. Bu durum, iç pazarı neredeyse ikiye katlayacak. Kentsel dönüşüm ve inşaat sektöründeki hareketlilikle birlikte bizim pazarımız daha da büyüyecek" dedi.
Sadece mobilya değil, her sektörde tasarım, inovasyon ve teknoloji çok önemli.
Çünkü, ancak bu kavramlarla yurtdışında rekabet gücümüz artabilir dolayısıyla 2023 yılı ihracat hedeflerimizi tutturabiliriz.
