6'LI MASA VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Rejimlerin riski en az olanı diye tarif edilen demokrasinin mahzurlarının başta geleni herhalde demagogların (laf ebesi, söz cambazı veya lafazan gibi karşılıkları var) hak etmedikleri halde yükselebilme ihtimalleridir. Bunlar süslü yalanlarını, olmayacak vaatlerini insanların gözünün içine bakarak rahat ve inandırıcı bir şekilde söylerler. İktidarda olmadıkları için bol keseden atmayı ihmal etmezler. Ülkenin bir sorunundan mı şikâyet edildi, hemen “Bizi yönetime taşıyın hallederiz, kolay” derler. Nasıl yapacaklarını sorduğunuzda kem küm ederler, ancak geri adım atmazlar.
Son
zamanlarda parlayan 6’lı masanın adaylarını Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın
çıkışına benzetenler var. Onlara göre bu aday seçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı
görevinde yıldız haline gelecek ve devletin başında başarılı işler yapacakmış.
Hâlbuki ben kesinlikle
öyle düşünmüyorum. 6’lı masa daha çok 12 Eylül 1980 öncesi Bülent Ecevit’in
siyasetteki konumunu andırıyor.
O günleri
yaşayanlar hatırlarlar: Ecevit çok usta bir hatipti (6’lı masa adaylarında o da
yok). Şiir gibi konuşurdu (zaten şairdi de). Hitabet gücü ile kitleleri
avucunun içine almasını bilirdi.
Zamanın elit
kesimi, üniversite çevreleri ve öğretim üyeleri, iş adamları, ülkenin beyazları
hep Ecevit’ten yana idi. İktidara geldiğinde; her şey güllük gülistanlık
olacak, işler tıkır tıkır yürüyecekti. Ucuzluk dalgası memleketi saracak, dar
gelirliler rahatlayacaklardı. Her yerde barış ve kardeşlik olacak, sevgi hâkim
olacaktı. Bir Karaoğlan efsanesi başını alıp gitmişti.
Sonra Ecevit
tek başına iktidara geldi ama ülke o yılların en kötü günlerine girdi. Yağ,
şeker gibi temel gıda maddeleri, benzin, tüp gaz ve gazyağı bulunmaz oldu.
Kuyruklar uzadıkça uzadı. Böyle beceriksizlik görülmemişti. Şehirler çöp
yığınlarından geçilmez oldu. Elektrikler yanmıyor, sular akmıyor, kaloriferler
çalışmıyordu. O sıralar üniversite öğrencisiydim ve yorgana sarılıp ısınarak
ders çalıştığımı hatırlarım.
Kısacası
cazibeli laflar, parlak vaatler hep boş çıkmıştı. Giderek anarşi ve terör
arttı, devletin otoritesi kayboldu.
Şimdi de 6’lı
masa da benzer şeyler söylüyor. Ecevit’in ‘Hakça
insanca barış’ ve ‘Ak günler’
gibi sloganları vardı, bu masa ise ‘her
şey güzel olacak’ diyor.
Rabbim
inşallah bu ülkeye ve bu necip milletin evlatlarına basiret ihsan eder de
benzer acı günleri yaşatmaz.