Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Aralık 2021

6 partili koalisyon ülkeyi nasıl yönetecek?

Cumhur ittifakının, millet ittifakına göre çerçevesi, ilkeleri ve bileşenleri daha net ve daha anlaşılır. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan yine ortak aday ve bu konuda Cumhur ittifakında sorun gözükmüyor. Millet ittifakı ise 6 bilinmeyenli denklem gibi. Farz edelim ki 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini millet ittifakının adayı kazandı. Ancak mecliste anayasayı değiştirecek çoğunluğu yani 400 veya 360 milletvekili sayısını elde edemeyen bir muhalefet nasıl yönetecek? Öncelikle böyle bir durumda AK Parti ve MHP’nin hemen, “tamam biz kaybettik, başkanlık sistemi gerçekten çok kötüymüş, gelin beraber değiştirelim, parlamenter sisteme geçelim” demelerini beklemek veya böyle bir yaklaşım içerisini girmek doğru bir yaklaşım değil. Çünkü çok daha can yakıcı bir sorun ortaya çıkacak: “Bu ülkeyi kim yönetecek?” Sembolik olarak seçildiği düşünülen, yetkilerini kullanmayan ve millet ittifakının üzerinde ittifak ettiği Cumhurbaşkanı mı? Onunla beraber ittifak ortaklarına verilecek Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak kurulacak bir koalisyon mu ülkeyi yönetecek? 5-6 partiden oluşacak bir koalisyon bu ülkeyi nasıl ittifak ve ahenk içinde yönetecek? Mesela bu 5-6 parti hangi ilkelerde ve politikalarda buluşacak? Millet ittifakı tarafından seçilecek olan Cumhurbaşkanı “ben yetkilerimi kullanmıyorum veya devrediyorum” demeyi kabul edecek mi?

****

Yüzde 50 artı 1 oyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı diyor ki “ben bu yetkileri kullanmıyorum.” İyi ama seçilmiş Cumhurbaşkanına mevcut anayasaya göre sadece yetki değil görev ve sorumluluk da verilmiş. Siz tutup bu anayasaya göre seçilmiş Cumhurbaşkanına verilmiş yetkileri, seçilmemiş birine veya seçilmiş bir milletvekiline istifa etse dahi devredemezsiniz. Bu anayasal bir görev suçu olur. “Sayın Meral Akşener’e ben başbakan rolünde Cumhurbaşkanına verilmiş yetkilerin bir kısmını devredeceğim” diyemezsiniz. Bunu size söyleten veya buna imkân veren hangi düzenleme var? Tabi ki yok. Bu Türkiye Cumhuriyeti ve bekası için öyle ciddi bir kriz olacak ki dünyada eşi benzeri olmayacak. Ortalama görev süresi 1,5 yıllı geçmeyen eski koalisyonlu günlere rahmet okutacak. Bakın başkanlık sistemleri bellidir. Başkan üzerinden formüle edilir. Yarı başkanlık sistemleri bellidir. Yarı başkanlık kuralları koyarsınız. Parlamenter sistemde parlamenter sistem kurallarını koyarsınız. Ama “ben başkanlık sistemini parlamenter sistem gibi idare edeceğim” diyemezsiniz. Bunu size verecek anayasal bir yetki yok. Yani halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı olarak “ben yetkilerimin bir kısmını Başbakan olarak konumlandırdığım bir Cumhurbaşkanı yardımcıma devrettim” diyemezsiniz. Neye göre diyecek? Yasal zemini yok ki. Muhalefetin bu konuda mutlaka kamuoyunu aydınlatması lazım. Bu sorun muhalefet için gerçekten muğlâk bir geçiş süreci. Ülkeyi büyük krizlere ve kaoslara taşıma kapasitesi de çok yüksek.

****

Bir Cumhurbaşkanı olarak 6 parçalı bir koalisyonu nasıl yöneteceksiniz ve nasıl memnun edeceksiniz? Hem de yetkilerinizi kullanmadan, sembolik olarak kalarak. Bir de bir şöyle düşünelim muhalefet için; “Bir lider olacak ortak partilerden. Kendi partisinin iç hesaplaşmalarını, daha sonra ülkeyi daha sonra 6-7 partinin genel başkanlarını ve iç gruplarını yönetecek, idare edecek bir lider… Varsa böyle lider hiç seçimleri beklemeyelim, gelsin hemen başkan olsun ülkeye. Türk toplumu da böyle bir lideri hiç kaçırmaz, hemen kabul eder.” Ben tabi ki uzlaşmanın erdemine inanıyorum ama neyde ve nasıl uzlaşacaklarını bilmemiz lazım. Mesela Kürt meselesinde CHP ve İyi Parti nasıl ve hangi konularda uzlaşacaklar? Ekonomi meselesinde uzlaşacaklar mı? Türkiye’nin mülteci meselesinde Saadet Partisi, Deva ve İyi Parti nasıl uzlaşacak? Bir yandan liberal bir söylem bir yanda da zaman zaman ırkçı söylemleri olan bir parti. Türkiye’nin dışarıdaki askeri varlığı konusunda nasıl anlaşacaklar? Tezkere konusunda gördük. Şimdi birçok konuda bir araya gelemeyen hatta bir birine zıt yerlerde bulunan partilerin seçeceği Cumhurbaşkanının yetkilerini kullanmayacağını, sembolik olacağını, yetkilerini ister anayasal dayanaktan yoksun başbakan sayın Akşener’e olsun ister Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak diğer parti liderleri’ne olsun devredeceğini düşünmek, böyle bir yönetimden istikrarlı bir yönetim modeli çıkacağını beklemek ne kadar gerçekçi? Bununla beraber AK Parti ve MHP’nin de “aman ne olur, parlamenter sisteme dönelim” diyeceklerini sanmıyorum. Önce bir görmek isteyeceklerdir “bakalım ne yapıyorlar” diye.