Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.40
Gram Altın
2936.00
BIST 100
9696.32
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Şubat 2022

6 artı 1'de…Lâf çok, proje yok!..

Muhalefet liderlerinin Ankara’daki “yuvarlak masa” buluşmasına, yani 6 artı 1 buluşmasına geliriz de…

Şuradan başlayalım:

Enflasyondaki büyük artışın ve hem kamuda hem de özel sektördeki seri zamların “Millet İttifakı”nı ne denli umutlandırdığını görüyoruz.

Psikolojik üstünlük, hali hazırda bu takımda.

Önceki gün, Ak Parti’ye, özellikle de Sayın Erdoğan’a canı gönülden destek veren bir “tanınmış” dostumuz ile uzun uzun konuştuk.

Dostumuz, işlerin Ak Parti açısından hiç de iyi gitmediğini…

Bünyeyi Sayın Erdoğan’ın büyük karizmasının ve milyonlarla arasındaki “manevi” bağların ayakta tutuğunu söyledi.

Konuşma boyunca defalarca,

“Allah Recep Tayyip Erdoğan’a kuvvet versin, işi çok zor!” dedi.

“En az Merhum Sultan Abdülhamit’inki kadar zor!”

*

Evet…

Ak Parti’de yükün büyük bir bölümünü Sayın Erdoğan taşıyor…

Onun dışında, kitlelerin büyük bir heyecanla karşıladıkları isim var mı derseniz, ben birkaç kişi daha ekleyebilirim.

Siz, belki onu da yapmazsınız.

Bir vakit önce…

Ak Parti’nin çok önde gelen isimlerinden biri, bir ilimizde konuşma yapmak istemiş.

Kendisine, “Efendim, vatandaşın ilgisi biraz az olabiliyor!” demişler ama dinletememişler.

Sonunda gelmiş…

Zorla doldurulan küçük bir salonda konuşmasını yapmış.

Bu durumu bana aktaran Ak Parti yöneticisi, “Aşk evliliği, mantık evliliğine dönüşüyor maalesef. Sayın Cumhurbaşkanımız ile milyonlar arasındaki gönül bağı çok güçlü ama, partimizde takım oyunu oynandığı söylenemez.” demişti.

Aslına bakarsanız, son zamanlarda teşkilâtta bir miktar hareketlenme var.

Büyük bir kısmı “Milli Görüş” kökenli olan yeni isimler eklendi.

Ne var ki, bu isimlere de çok fazla destek verildiği söylenemez.

Sosyal medya hesaplarına bakıyorum, sanki “epeyce” desteksiz halde bırakılmışlar gibi.

*

Yine bir sahne…

Ak Parti’nin önde gelenlerinden birinin canlı yayın misafiri olduğu kanala ben de davetliydim.

O misafir çıkacak, ben de diğer programa katılacaktım.

Ak Parti önde geleni, canlı yayın duyurusunu sosyal medyadan yapmış.

Katıldığı program bitince, çay içmek için oturduk.

Kendisine, “Efendim, siz sosyal medya hesabınızdan duyurmuşsunuz da… Bakın, duyurunuza destek çok zayıf. Siz ki, Türkiye’nin en büyük partisinin önde gelen yöneticilerindensiniz. Partinizin milyonlarca üyesi var. Niçin böyle?” diye sordum.

Yorumsuz kaldı.

“Yapıcı eleştirilerim” hep sessizlikle karşılanıyor.

Bazı AK Parti yöneticileri de, “haklı” olduğumu, kendilerinin de bu durumlardan şikayetçi olduklarını söylüyorlar!..

*

Aslında bu işler, bizim işimiz olmamalı…

Yani, tespitle yetinmeliyiz de…

Görüyoruz işte…

Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan Hanımefendi, koronaya yakalanınca “yıkıcı gruplardan” nasıl da sevinç çığlıkları yükseldi.

“Helva krizlerine” bile girenler oldu, heyecandan.

Bu durum, geniş bir kesimdeki kin ve nefret duygularının “sağduyuyu” bastırdığını gösteriyor.

Buradan iyi bir sonuç çıkmaz!..

Bir araya gelen 6 muhalefet partisi lideri ile dışarıdaki “eklemlenmiş” artı 1’in, yani HDP’nin, memleketin temel meselelerine çözüm getirecek “uygulanabilir” bir programı ortaya koyabilmelerini mümkün görmüyorum.

Bu iktidarı devirmek için bir yol haritaları var ama memleketin hangi meselesini nasıl çözmeyi düşündüklerine dair, “projelendirilmiş”, “uygulanabilir” ortak çalışmaları olamaz.

Olması eşyanın tabiatına aykırı.

Tıpkı, bütün motivasyonları Sultan Abdülhamit Han’ı devirmek olan İttihatçıların, bunu başardıktan sonra ne yapacaklarını bilemez hale düşmeleri gibi bir durumda kalırlar.

Bu oluşum, yedi partiden sadece HDP’ye yarar…

Ülke de, diğerleri de kaybeder!
Peki…

“Sadece yıkma projesine sahip olan” bir oluşum,

vatandaştan destek alabilir mi?

Niçin alamasın…

İstanbul’da alamadı mı?

“O başka” diyenler demeye devam edebilirler.

Belki, o kadar da “başka” değildir, kim bilir!

*

Ben, siyasi iktidarla organik bağı olmayan bir gazeteci olarak, hatta “yapıcı eleştirilerinden” dolayı biraz da “ters” bakılan bir gazeteci, bir Müslüman Vatan Evlâdı olarak, bunları kafama takıyor…

Bu işlerin nasıl düzeleceği konusunda beyin yoruyor…

Dert ediniyorum da…

Allah Allah;

içeriden” birilerinin sanki hiç umurlarında değil.

Öyle bir hava görüyorum.

Dostum da…

Tekrar tekrar…

“Allah Recep Tayyip Erdoğan’a kuvvet versin, işi çok zor!” diyor.

“En az Merhum Sultan Abdülhamit’in ki kadar zor!”