'50 bin kişi aç mı kalacak?!'
Geçen akşam izlediğim bir televizyon programında konuşan biri bu soruyu sordu.
Elbette ki 15 Temmuz darbe girişimini tarafsız ve her boyutuyla değerlendirmek gazetecilik mesleğinin bir gereğidir.
Bu bakımdan açığa alınan FETÖ terör örgütü mensubu kamu personelinin eve nasıl ekmek götüreceğini sormak anlaşılır bir şey olabilir.
Bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım.
6 yaşında ilköğretime başlayan bir öğrenciyi düşünelim.
İlköğretimi bitirdikten sonra liseye devam eden bu öğrenci, bir yandan da velisinin imkanı yetiyorsa hafta sonları tüm gün dershaneye gidiyor, özel ders alıyor, yaz tatilinde bile üniversite sınavına hazırlanmaya devam ediyor.
Ailesine bakmak zorunda olmayan ve üniversiteyi kazanan şanslı bir genç ise, güç bela bir yükseköğretim kurumuna girerek bu eğitimini tamamlıyor.
Gençliğini doğru dürüst yaşayamadan 4 yıl üniversitede mesleki ve akademik eğitim aldıktan sonra çok daha çetin bir mücadele onu bekliyor; ekmek kavgası...
Bu ve bunun gibi mezunların önemli bir bölümü kamuda çalışmak istiyor. Ancak, bunun için bu mezunların öncelikle KPSS gibi zor bir sınavda gerekli puan alması gerekiyor.
Bu da yetmiyor.
Girmek istediği kurumun açtığı yazılı sınavda başarılı olması, yazılıyı geçen kişilerin bir de sözlü sınavı geçmesi şart.
Yani nereden bakarsanız 20 yıllık bir emek...
Bir başka deyişle çocukluğunu ve gençliğini masa başında çalışarak geçirmek...
Ya sonra?
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan'ın FETÖ darbe girişimine ilişkin soruşturmada verdiği savcılık ifadesinden bir alıntı yapmak istiyorum: "...bana sınav olmadan önceki gece yarısı getirip soruları verdiler. Soruları Serdar Abi getirmişti. Bursa merkezde bir cemaat evinde soruları bana vermişlerdi".
Bu kişi, yazımın başında bahsettiğim programdaki konuğun "bu 50 bin kişi aç mı kalacak" diye kaygılandığı kişilerden sadece biri...
O yüzden bırakın bu kişilerin akıbetini de, siz hakkı yenen halihazırdaki üniversite mezunu 774 bin işsizi düşünün.
Bunun yanında KPSS'de başarılı olamayıp eğitimini almadığı ve tercih etmediği mesleklerde çalışmak zorunda kalanları da hesaba katarsak sayı daha da yükselecektir.
Cemaatin memurluğa giriş sınav sorularını çalmasına "torpil her zaman vardı" diye bu akıl almaz olayı haklı çıkartmaya çalışanlara sesleniyorum.
Konu ekmek kavgası değil.
Mesele, dış güçlere hizmet etmek amacıyla kurulmuş acımasız bir örgütün piyonlarını, Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak için 40 yıl boyunca, sabırla,sinsice ve sistematik olarak çeşitli kamu kurumlarına yerleştirmesidir .
15 Temmuz gecesi, işte bu sürecin bir sonucudur.
Sırf Sayın Cumhurbaşkanımız ı ve Hükümetimizi eleştirmek için "darbe kötü AMA..." ile başlayan cümleler kurup hukuk çerçevesinde yapılacak olan bu soruşturmaları sulandırmamalıyı z.
Geçmişi bırakıp vatanımızın geleceğini güvence altına almak için bugün bu ortak ve güçlü paydada birleşmeliyiz.
gozde.milat@yaho