43 YIL, ODTÜ'de NAMAZ
1973 senesinde iki ay kadar ODTÜ öğrencisi olmuştum.
ODTÜ o yıllarda kendi yaptığı bir sınavla öğrenci kabul ediyordu. Bu sınavı kazanarak ekim başında ODTÜ' de eğitime başladım.
O yıl merkezi sistem sınavları soru çalınması nedeniyle eylülde yenilenmişti.
Kasım ayında iki aylık ODTÜ öğrenciliği ardından İstanbul Tıp Fakültesine geçtim.
ODTÜ'de bulunduğum iki aylık süre içinde tam bir kabus yaşadım. Duvarlarda kasten kapatılmamış Deniz Gezmiş'ten kalma mermi izleri vardı, hatırası canlı tutuluyordu. Anısına tahsis edilmiş bir odası vardı.
Belli konuları birbirimizle fısıltı ile konuşabiliyor, saldırı endişesi taşıyorduk. Namaz ve orucumuzu gizliyorduk. Her antaşkınlığa hazır olan, o zamanki tabirle anarşist öğrenciler içinokul kampüsünde jandarma birlikleri konuşlandırılmıştı. Sıkıyönetim altında bile azgındılar.
Temizlikçi odasında paspas ve süpürgelerin arasında kıldığım namazı fark eden asker kökenli yurt müdürümüz, oda arkadaşlarıma, bana bir saldırı yaparlarsa canlarına okuyacağı, tehdidinde bulunmuştu..
Bana yakınlık duyduğu için değil, "yönetemiyor" dedirtmemek içindi.
"Türkiye'nin derin İktidarı-Galata Türkleri" isimli kitabımda o günleri şöyle anlatmıştım.
"70'li yılların başlarında ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi)'de hazırlık sınıfına başladım. 20 kişilik sınıf ve Amerikalı bayan hoca. Okulun ilk günleri, öğrenciler, sınıfta kendilerini tanıtıyorlar;
-Sn. Josef Lisesinden Tanıl,
-Sn. Benoit'ten Orçun,
-Dam de Sion'dan Kaya,
-Robert'den Zeynep,
-Alman Lisesinden Üstün,
-Galatasaray'dan Teoman,
-Karaman Lisesinden benu2026
Sınıfta bir sessizlik...
Ne..?.........!
Karaman ne?.....
Karaman neresi?....
Karaman Lisesi'nden birinin burada işi ne?... oldu.
Aynı görüşten birkaç arkadaş o yıl yeni ODTÜ'lü olmuşuz.
Teneffüslerde kendi aramızda buluşuyoruz. Hepimizde aynı duygular, çok sıkılıyoruz. Okulla ve diğer öğrencilerle kaynaşamıyoruz. Kendimizi çok yabancı, dışlanmış hissediyoruz. Sanki İngiltere'deyiz. Diğer öğrencilerle aramız hep mesafeli. Bu soğuk ve itici ortam okuldan da soğutuyor bizleri. Sosyal demokrat, sosyalist, emekçi yanlısı(!) bu arkadaşlar Anadolu'dan gelen bizleri aralarında barındırmıyorlar, kaynaşamıyoruz.
Sonraki yıllarda anlıyorum ki ODTÜ' de sınıf arkadaşlarımızın solculukları ve sosyalistlikleri fantastiku2026.
Fantastik Solculuk.
O yıllarda Paris'te modaydı solcu olmak. Paris'in gençleri solcuydular. Bu beylerin de zaten bir ayakları Paris'teydi.
Paris'teki modaya uyarak solcu olmuşlardı.
Fantastik heveslerle solcu-sosyalist oluyorlardı. Günün modasına uyuyorlardı. Yoksa fakirlikle, yoksullukla, işçilikle ezilmişlikle alakaları yoktu. Yoksul kesimlerle fiziki bağları olmadığı gibi duygusal bağları da yoktu. Hepsinin karnı tok sırtı pekti. İşçi olarak tek tanıdıkları bahçelerindeki bahçıvanlarıydı.
Solculuk-sosyal demokratlık, günümüzde de hala aynıu2026
Karaman'dan gelenler, ODTÜ'de ancak iki ay kalabiliyor, hep beraber ODTÜ'den ayrılıp, İstanbul'a gidiyor ve Tıp' lı oluyorduk."(*)
Mahalle baskısından durmadan sümük çeken "Türk Solu" nun, kendi şirret mahalle baskıları böyleydi.
Yanlış bilmiyorsam,ODTÜ'yü ABD inşa etmiş, kurmuştu. İngilizce eğitim vermektedir. ABD ile en azından eğitim dili üzerinden irtibatlı bir okuldur.
Peki...
Kapitalizmin kıblesi , sosyalizmin can düşmanı ABD, Türkiye'deki okulunda neden sosyalist-komünistler yetiştirmektedir?
Ya da Sosyalist komünist öğrenciler neden ABD kökenli bir okulu tercih etmektedirler?
43 yıl aradan sonra bugün ODTÜ 'de namaz kılan öğrenciler hala aynı dramı yaşıyor, aynı saldırı altındalar.
Artık merkezi sistemle öğrenci almasına rağmen ODTÜ' nün İslamofobik öğrenci popülasyonu 43 yılda nasıl değişmedi?
Acaba, 43 yıl boyunca sınavlarla sadece "Paralel" mi oynadı?
(*)- Türkiye'nin Derin İktidarı-Galata Türkleri. Karatay Yayınları-2014
